Seçimin gölgesinde zam ve enflasyon şoku

Seçimin gölgesinde zam ve enflasyon şoku
18 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bizim en parlak yılımız” olacak diye tanıttığı 2022, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin 12 Aralık’ta sarf ettiği "2022, en kötü yıl olarak tarihe geçecek. 100 milyar dolar dış ticaret açığı, 50 milyar dolar cari açık söz konusu ama çok şükür bu zor dönemi geride bırakıyoruz" sözleriyle kapandı.

2022, 27 yılın rekor enflasyonuna rağmen faizin tek haneye indirilmesi, başta gıda ürünleri olmak ardı ardına gelen zam yağmuru, gelecek yıl yapılacak seçim nedeniyle her kesimden vatandaşın ağzına “bir parmak bal” çalma gayretiyle bol keseden vaadle geçen bir yıl olarak tarihe damgasını vurdu. 18 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bizim en parlak yılımız” olacak diye tanıttığı 2022, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin 12 Aralık’ta sarf ettiği "2022, en kötü yıl olarak tarihe geçecek. 100 milyar dolar dış ticaret açığı, 50 milyar dolar cari açık söz konusu ama çok şükür bu zor dönemi geride bırakıyoruz" sözleriyle kapandı. Bu yılla anılacak en önemli 11 ekonomik gelişme şöyle:

YENİ EKONOMİ MODELİ İLE EPİSTEMOLOJİK KOPUŞ: Türkiye 2022 yılına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 30 Kasım’da ilan ettiği Yeni Ekonomi Modeli ile adım attı. Aralık 2021’de Berat Albayrak’ın yerine getirilen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 30 Eylül’de Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi'nde yaptığı konuşmada bu yeni modeli “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım” olarak tanımladı. Ancak Nebati her fırsatta övdüğü heterodoks yaklaşımın işe yaramadığını 12 Aralık’ta "2022, en kötü yıl olarak tarihe geçecek. 100 milyar dolar dış ticaret açığı, 50 milyar dolar cari açık söz konusu ama çok şükür bu zor dönemi geride bırakıyoruz" sözleriyle itiraf etti.

DÜNYA GİTTİ FAİZE, BİZ GİTTİK TERSİNE: Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları yüksek enflasyona karşı parasal sıkılaşmaya giderek yüksek faiz silahını çekerken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezini uygulayarak, yılbaşında yüzde 14 olan politika faizini yüzde 9’a indirmeyi tercih etti. Ancak bu düşük faiz beklendiği gibi piyasalara bir rahatlama getirmedi. Faiz indirimlerinin başladığı Eylül 2021'den bu yana düşeceğine yüzde 19.58'den yüzde 84.39’a yükselen enflasyon Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tezini çürütürken, yüzde 9’a inen faize rağmen TL mevduat faizi yüzde 26-30, tüketici kredisi faizi yüzde 30, ticaret kredisi faizi yüzde 18-19 civarında. Üstelik bu yaklaşım TL'nin cazibesini azaltarak yabancı yatırımcıların kaçmasına neden oldu.

ENFLASYONDA 27 YILIN ZİVESİ: Nureddin Nebati’nin göreve geldiği Aralık 2021 ayında enflasyon yüzde 13.58 iken bu yılın kasım ayında yediye katlanarak yüzde 83.49 ile 27 yılın rekor seviyesine ulaştı. 1994 yılında enflasyon yüzde 125.5 ile rekor kırmıştı.

“İNECEĞİ YER YOK” DENİLEN TL DÜŞTÜ DE DÜŞTÜ: Nureddin Nebati’nin mart ayında “TL en düşük seviyede, daha ineceği bir yer yok. Rahat olun” sözlerine rağmen 2022 başında 13.30 TL bandında yer alan dolar kuru 18.70 TL seviyelerine geldi. Ekonomistler, Suudi Arabistan, Rusya ve Katar gibi ülkelerden swap, eurobond vb şeklinde gelecek 60-70 milyar dolarla kurlardaki artışın seçime kadar durdurulabileceğini iddia ediyor.

KUR KORUMALI MEVDUAT BOMBAYA DÖNÜŞTÜ: Hükümetin 20 Aralık 2021 gecesi doların 18.36 liranın üzerine çıkması nedeniyle döviz kurlarındaki artışın önüne geçmek için başlattığı kur korumalı mevduat (KKM) uygulaması, tahminlerin tersine Türk Lirası’nı koruyamadı. Dolar “arka kapıdan” yapılan tüm döviz satışına rağmen yeniden 18.70 seviyesinde seyrediyor. Dahası KKM, yıllık yüzde 12’ye düşen faiziyle yüzde 26-30 arasında değişen TL mevduat faizinin bile gerisine düşerek eski cazibesini yitirdi. Şimdi hesapta biriken 1.4 trilyon liranın nereye yöneleceği endişeyle bekleniyor. Ekonomi yönetimi tarafından seçim öncesi yatırımda lokomotif olarak seçilen Borsa İstanbul, "büyük yerli bıyıklılar"ın öncülüğünde her gün yeni bir rekora imza atıyor. Ancak parasını enflasyona karşı korumanın tek yolunun borsa olduğunu düşünenler kadar, güvenli liman olarak gördüğü yatırım enstrümanlarından kopmak istemeyen bir kitle de azımsanmayacak çoğunlukta. Ekonomistler, TL mevduat faizi yüzde 30’un üzerine çıkmaz da nisan ve mayıs aylarında büyük çözülme beklenen KKM hesaplarındaki para dövize yönelecek olursa “kur şoku” yaşanabileceğine dikkat çekiyor.

FİNANSAL PİYASALARA DÖVİZ BASKISI: İş dünyası dövizdeki artışın önüne geçmek için sürekli getirilen makro ihtiyati tedbirlerden ve negatif reel faiz oranları nedeniyle bankaların kredi vermemelerinden muzdarip. Bankalar ise TCMB’nin getirdiği toplam mevduat içinde TL mevduatın payını yüzde 50’nin üstüne çıkaramazlarsa zorunlu karşılıklarına uygulanacak komisyon oranının bu yıl sonunda yüzde 3’ten yüzde 8’e çıkarılması nedeniyle köşeye sıkıştı. Birçok banka döviz hesabı bulunan müşterilerini TL mevduata geçirebilmek telefon yağmuruna tuttu.

SEÇİM ASGARİ ÜCRETLİYE YARADI: 2022 başında 4 bin 253 TL olarak belirlenen, temmuz ayında bir zam daha görerek 5 bin 500 TL'ye çıkarılan asgari ücret, seçimin de gazıyla yüzde 54.54 zamla 8 bin 506 liraya (455 dolar) yükseltildi. Bu, dolar bazında son 20 yılın en yüksek rakamı oldu. Son 20 yıldaki en yüksek asgari ücret 448 dolarla (1.300 TL) 2016 yılındaydı.

SOSYAL KONUT PROJESİNE 5 MİLYON KİŞİ BAŞVURDU: Yine seçim yatırımı olarak "Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi" sloganıyla başlatılan “İlk Evim İlk İş Yerim” 5 milyonun üzerinde başvuru aldı. 81 ilde hayata geçirilecek proje ile 2028'e kadar 500 bin sosyal konut, 250 bin arsa, 50 bin iş yeri yapılması planlanıyor.

KYK BORÇLARINDA FAİZ SİLİNDİ, EYT’LİYE GÜN DOĞDU: Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Temmuz’da yaptığı açıklamayla Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) kredi geri ödemelerinde artık herhangi bir enflasyon farkı olmaksızın sadece alınan rakam üzerinden ödeme yapılacağını açıkladı. Ayrıca 5.3 milyon kamu personelinin 3600 ek gösterge düzenlemesinden faydalanması sağlanırken gözler milyonların beklediği emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesine çevrildi. Düzenlemenin bu yıl tamamlanacağı ısrarla söylenirken, yapılan açıklamalar ocak ayına kaldığını ortaya çıkardı.

GIDA ÜRÜNLERİNE ZAM YAĞDI: Türkiye İstatistik Kurumu’nun 5 Aralık’ta açıkladığı kasım ayı enflasyon verilerine göre gıda fiyatlarındaki artış 102,55 olarak gerçekleşti. Türkiye bu oranla Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne (OECD) üye 38 ülke içinde gıda enflasyonu rekorunu kırmayı başardı. Gıda zamlarında rekoru süt ve süt ürünleri kırdı. Maliyetlerdeki artış yüzünden 15 bin inekten 9 bininin kesime gitmesi nedeniyle süt üretiminin azalması, süt ve süt ürünlerinin fiyatlarının bir yılda üçe katlanmasına neden oldu. Birçok vatandaş kilosu 200 liraya kadar çıkan peyniri alışveriş sepetlerinden çıkarmak zorunda kalırken, gelişme çağında çocuğu olan aileler kilosu 35 liraya çıkan pastörize sütü bile alamaz hale geldi. İneklerin kesime gitmesiyle yatay seyreden et fiyatları da son günlerde yükselişe geçti. Bosna Hersek’ten kemiksiz et ithalatının önü açılırken, vatandaşlar ucuz et alabilmek için, kilosu 80 lira daha ucuz olan Et ve Süt Kurumu’nun 18 mağazalarında sabah 5’te başlayan uzun kuyruklar oluşturdular. Zamlardan elektrik, doğalgaz ve benzin de nasibini aldı. Türkiye, yüzde 137,1’lik artışla OECD ülkeleri arasında yine şampiyon oldu.

ZİNCİR MARKETLERE BASKI: Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere ekonomi yönetimi, yüksek enflasyonun sorumlusu olarak gösterdikleri “üç harfliler” olarak tanımladıkları zincir marketleri her fırsatta hedef alması gerilimi artırdı. Fitilin ateşini Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Kasım’da Katar dönüşünde ateşledi. Daha önceki söylemlerindeki gibi artan enflasyondan zincir marketlerin de sorumlu olduğunu ileri süren Erdoğan, "Para cezası demek ki bunları ıslah etmiyor. Diğer adımları da ilk kabine toplantımızda inşallah masaya yatırırız ve oradan da bunların üzerine ayrıca gideriz. Değişik öneriler var. Bütün mesele yaptırımın çok daha ağır olması. Bu bunlara ürkütücü gelebilir. Bunu halletmek lazım” dedi. Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, bu sözlere karşı sessizliğini 30 Kasım’daki 7. Private Label Zirvesi’nde yaptığı konuşmayla bozdu. Konuşmasına “Eğer doğruysa diyerek ülkenin değerlerine saldıranlara, ilan vermiyoruz diye gazete sayfasını boş bırakanlara, televizyonda salyalarını akıtarak küfredenlere, bilmedikleri konularda biliyormuş gibi yorum yapanlara, peyniri yumurtayı sadece sofrasında görüp bunlarla ilgili yorum yapanlara, ‘Bu dünyayı size yaşanmaz kılarım’ diyecek kadar meselelerden bihaber olan, depoyu basıp günlük tüketim kadar bile olmayan yağları ‘Halka dağıtırım’ diyen iş bilmez yöneticilere, mağaza çalışanlarına ‘Söyleyin yöneticilerinize bu işin sonu kötü olacak, size burada ekmek yedirtmeyiz’ diyen yerel yöneticilere, ziraatten haberi olmayan İstanbul Ziraat Odası Başkanı’na, FETÖ terör örgütüyle bizi tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerimiz var” diye başlayan Aykaç, “Bre ahlaksızlar, bre densizler, sizlere bundan sonra sizin tonunuzda cevap vereceğim bilesiniz” sözleriyle iktidar medyasını suçladı. Aykaç, bu sözlerinin tepki çekmesi üzerine Gıda Perakendecileri Derneği Başkanlığı görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Ticaret Bakanı Mehmet Muş ise 26 Aralık’ta Twitter hesabından yaptığı paylaşımda 4 ulusal zincir marketin (Migros CEO'su Özgür Tort, A101 CEO’su Cem Maltaş, ŞOK CEO’su Uğur Demirel ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç) yöneticileriyle bir araya geldiğini belirterek, “Piyasa düzenini ve işleyişini bozmaya dönük haksız fiyat artışlarına asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.