İnekler kesime gitti, ürün fiyatları üçe katlandı: Sütten kesildik
Başta Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) olmak üzere süt üreticilerinin tüm yakarışlarına rağmen gerekli önlemleri almayan iktidar, süt piyasasını yerle yeksan etti. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, son bir yılda büyükbaş hayvan sayısı 442 bin 711 baş azalarak 17 milyon 875 bine gerilerken ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,4, 9 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,7 azaldı. Süt üretimindeki azalma süt ürünlerine de yansıdı. Yılın ilk 9 ayında tereyağı üretimi yüzde 25,4, ayran üretimi yüzde 11,1, yoğurt üretimi yüzde 3,9 artarken; inek peyniri üretimi yüzde 5,1 ve içme sütü üretimi yüzde 0,7 azaldı. Tüm bu gelişmeler, süt ve süt ürünlerinin fiyatının son bir yıl içinde üçe katlanmasına neden oldu. Birçok vatandaş kilosu 200 liraya kadar çıkan peyniri alışveriş sepetlerinden çıkarmak zorunda kalırken, gelişme çağında çocuğu olan aileler kilosu 35 liraya çıkan pastörize sütü bile alamaz hale geldi.
‘Aylardır süt krizi çıkacak dedik, dinletemedik’
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı ve TÜSEDAD Üyesi Mutlu Doğru aylardır yaptıkları uyarılara rağmen seslerini duyuramadıklarını belirterek, “Aylardır ‘Süt üreticisinin sesini duyun, yoksa yakında süt krizi çıkacak’ diye haykırdığımız halde hayvancılık yapana, et ve süt üretene fiyat baskısı devam etti ve geç de olsa yapılan fiyat artışları ve prim destekleri de yetersiz kalınca öncelikle küçük üreticiler ineklerini kesmek zorunda kaldılar. Şu anda geldiğimiz noktada sütte arz açığı meydana gelerek, fabrikalar süt bulmak için adeta süt savaşına başladı ve fiyatlar serbest piyasada rekabetle aylık olarak arttı” dedi.
Maliyeti sürekli artan üretici de mağdur, her gün ürünleri daha pahalıya alan tüketici de…
Ulusal Süt Konseyi (USK) çiğ süt fiyatını 8.50 TL olarak açıkladığı halde şu anda çiftlik sütlerine 10.50-11-50 TL arasında fiyatlar önerildiğini ve olmayan süte fiyatın serbest piyasaya bırakıldığını vurgulayan Doğru, bu durumdan kimlerin zararlı çıktığını da şu sözlerle anlattı:
- Öncelikle borç içinde olup finansman imkanı bulamayan küçük süt üreticileri ineklerini keserek sektörden çıkmıştır.
- Süt ve süt ürünlerini her geçen gün daha pahalıya tüketen tüketiciler.
- Milyonlarca dolar harcanarak ithal edilen düveler, onları beslediğimiz yem hammaddeleri için ödediğimiz dövizler, ineklerimizi kesime gönderdiğimizden topyekün kesilmiştir.
- En az 2-3 yıl toparlanması güç olan Türk hayvancılık sektörü, yeni yatırımcı çekemeyeceği için en büyük darbeyi almıştır.
- İnek kesimleri ile et arzı artmış ve fiyatların sabit kalmasıyla besi hayvancılığı yapanları da zarara uğratmıştır.
‘Kesilecek dana bulunamayınca et fiyatları da yükselecek’
- İnek kesimleri durup, erkek kesimlik dana bulunamayınca et fiyatları aşırı yükselecek ve tüketici bu seferde et fiyatlarıyla darbe yiyecektir.
- Velhasıl önce üretici sonra da tüketici; USK ile Gıda Komitesi’nin yanlış kararlarının, kara doymayan sanayi ve ithalat lobilerinin elbirliğiyle yaptığı yanlışlar ve baskıların faturasını ödeyecektir.
‘Üreticiye ineğini kesmeyeceği piyasa fiyatı verilmeli’
“Bu saatten sonra tek yapılması gereken var” diyen Doğru, önerilerini şöyle sıraladı:
- Üretene ineğini kesmeyeceği piyasa fiyatını vererek, tüm üreticilerin piyasada belirlenen fiyattan sütünü satarak kazanmasını sağlamak ve işi bırakmasını engellemek.
- Yani USK 8.50 TL olan çiğ süt fiyatını piyasaya uyarak 10.50 TL’ye yükseltmeli ve destekleme primleri ise yeniden 1 TL olarak açıklanmalıdır.
- Yoksa serbest piyasanın acımasızlığıyla süt fiyatlarını durdurmak zor olacaktır.