Sorun 50+1 Değil… Sorun Tek Adam Yönetimi!

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı verilen sisteme geçeli altı yıl oldu. 2017 referandumuyla ülkenin tek kişi tarafından yönetilmesini (YSK’nın hilesiyle demeyeyim ama kuralları esnetmesiyle, kuralsızlığa prim açmasıyla diyeyim) kabul ettik.
2018’de yeni rejimin ilk Cumhurbaşkanı aynı zamanda tek kişilik hükümeti olarak Erdoğan’ı seçtik…
2023’ün Mayıs ayında bir kez daha seçtik… 2028 yılına kadar görevde…
Almanya dönüşü uçakta maiyetindeki kişilerin sorularını yanıtlarken Cumhurbaşkanı’nın 50+1 ile seçilmesinin yanlış olduğunu söylemiş…
En çok oyu alan seçilsin demiş…
Anlaşılan Anayasa değişliği istemesinin asıl nedeni bu… ‘Mevcut Anayasa’nın satır aralarında darbeci ruhu dolaşıyor’ demesi, bunu gerekçe göstermesi lafügüzaf!...
2010, 2017 referandumlarında olduğu gibi ana amacı perdelemek de diyebiliriz…
Bu ucube rejimi Bahçeli’yle birlikte getiren Erdoğan yüzde 50+1’in ateşli savunusuydu… Türkiye’nin çimentosu olarak sunmuştu…
Ne oldu?
Ne değişti?
Kurduğu rejimden şikayet ederken ‘kimin eli kimin cebinde belli değil’ demiş…
Valla haklı…
MHP ile Hizbullah’ın siyasi kanadı HÜDA PAR aynı ittifakta…
Ecevit’in kurduğu DSP ile Yeniden Refah Partisi ve BBP omuz omuza…

Erdoğan haklı kimin eli kimin cebinde belli değil… Ama bunun sebebi yüzde 50+1 de değil…
Ne?
Ülkeyi tek adamın iki dudağı arasına bırakmak…
2018 yılında seçilen Erdoğan faizleri aşağıya indirerek enflasyonu indireceğine inanıyordu… Avrupa’nın, ABD’nin, Rusya’nın yanlış yaptığını söylüyordu. Faizi yüzde 8,5’ a kadar indirtti...
2023 yılında seçilen Erdoğan enflasyonu indirmek için bu kez faizi yüzde 35’e kadar çıkarttı. Bu hafta yüzde 40’ı bile görebiliriz…
Hangi Erdoğan doğru?
Halk hangi Erdoğan’a oy verdi?

Sorun Erdoğan’ın fikir değiştirmesi değil.
Sorun dün katil ilan ettiği Suudi Prensi’ne kardeşim diye sarılması değil.
Sorun darbeci diye bağırdığı Mısır Devlet Başkanı’nı kucaklaması değil.
Sorun ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarıyla tek adama bağlanması…
O tek adamı Meclis denetleyemiyor…
O tek adama yasama organı soru bile soramıyor…
O tek adam süper yetkili ama sorumsuz…
O tek adam kendini Varlık Fonu yönetim kurulu başkanlığına atayarak bütün kamu bankalarına, teknoloji ve iletişim şirketlerine, enerji kuruluşlarına hükmediyor…
O tek adam Hakimler Savcılar Kurulu’nu seçiyor...
(Bi parantez açarak bilgi vereyim. HSK’nın 13 üyesi var. Cumhurbaşkanı’nın atadığı bürokrat Adalet Bakanı ve Yardımcısı doğal üye. Cumhurbaşkanı ayrıca dört üye atıyor. Kalan yedi üyeyi Meclis seçiyor. Meclis çoğunluğu kimin elinde? AKP‘nin… Hadi Cumhur İttifakı’nın diyelim. Lideri kim?
Erdoğan… Meclis onun istediği isimleri seçiyor. Yani HSK’nın tüm üyelerini tek kişi belirliyor)
O tek adamın kurduğu HSK, Yargıtay üyelerini belirliyor…
O tek adam partisinin milletvekillerini saptıyor…
O tek adam TBMM Başkanı’nın kim olacağına karar veriyor…
O tek adam bütün büyükelçileri, bütün valileri, bütün kaymakamları, bütün emniyet müdürlerini, bütün rektörleri atıyor…
Uzatmayayım rejimin sakatlığı burada… 2018 yılından beri Türkiye patinaj yapıyorsa, paramız her gün değer kaybediyorsa, bizler her geçen gün daha da fakirleşiyorsak sebebi rejim…
Yüzde 50+1 değil…
Bu kadar büyük yetkiler verdiğiniz kişiyi yüzde 50+1 ile değil de yüzde 80+1 ile seçseniz de sonuç değişmez…
Hele en çok oy alan Cumhurbaşkanı olsun dersek… Anayasa’yı değiştirip mesela yüzde 30 oy alan da, yüzde 25 oy alan da ülkeye istediği gibi yönetsin, sorumsuz olsun, hesap sorulmasın dersek…
Tek kelime ile yanarız….
Zaten yanıyoruz da kavruluruz diyeyim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi