Suriye Modeli

YÖN/FİKRET BİLÂ

Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndan AK Partili Hüseyin Yayman, MHP’li Feti Yıldız ve DEM Partili Gülistan Koçyiğit’in İmralı’ya giderek terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’la yaptıkları görüşmenin içeriği tam olarak açıklanmadı.

İmralı görüşmesiyle ilgili 16 sayfalık bir rapor düzenlendi ve üç milletvekili tarafından imzalandı. Ancak komisyona sunulan rapor 4 sayfaydı ve altında DEM Partili Koçyiğit’in imzası yoktu. Koçyiğit 4 sayfalık rapordan haberi olmadığını söyledi.

Bu durum, AK Parti ile MHP’nin, görüşmenin tamamını içeren 16 sayfalık raporun açıklanmasını istemediklerini gösteriyor. Koçyiğit de komisyon çalışmalarını gözeterek görüşmenin içeriğine yönelik çok fazla bilgi vermedi.

Ancak 4 sayfalık rapor dışında kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Öcalan ortaya bir “Suriye Modeli” koyuyor.

Öcalan’ın, Suriye’de, PKK’nın kolu olan YPG-SDG’nin ülkenin kuzeydoğusunda fiilen oluşturduğu özerk yönetim ve ABD’nin donatıp eğittiği askeri güçle ilgili önerileri var.

SDG’nin askeri gücünün Suriye ordusuna bağlanmasına sıcak baktığı ancak emir-komutayı tümüyle Suriye ordusuna bırakmak istemediği yönünde bilgiler kamuoyuna yansıdı.

Bu konuda Öcalan’ın, SDG’nin silahlı gücünün bir kısmının Suriye ordusuna bağlanabileceği ancak bir kısmının da Suriye’nin kuzeydoğusunda YPG-SDG özerk yönetiminin yerel asayiş gücü olarak görev yapabileceği düşüncesinde olduğu da kamuoyuna yansıyan bilgiler arasında.

Bu model fiilen bir federasyondur.

Dolayısıyla YPG-SDG’nin kendini feshetmesi ve silah bırakması da söz konusu değil.

Oysa “Terörsüz Türkiye” sürecini başlatan MHP Lideri Devlet Bahçeli, Öcalan’ın yaptığı, PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakması çağrısının örgütün diğer ülkelerdeki kollarını da kapsadığını ifade etmişti.

Ancak YPG-SDG yetkilileri aynı görüşte değil. “Bu çağrı sadece PKK’yı bağlar, bizi bağlamaz” demişlerdi.

Nitekim gelişmeler YPG-SDG’nin silah bırakmak gibi bir niyet taşımadıklarını ortaya koyuyor. Aksine Suriye’nin kuzeydoğunda kurdukları özerk yönetime bağlı, Suriye ordusunun emir-komutasına girmeyen ayrı bir ordu olmasını istedikleri belli oldu.

Türkiye, Suriye sınırında, PKK’nın kolu olarak bir askeri güç bulunmasına karşı duruyordu. Ancak ABD, Suriye’deki yeni yapının tanınması, Suriye’nin kuzeyine askeri harekât yapılmaması konusunda Ankara’ya baskısını sürdürüyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “SDG güçleri Suriye ordusuna bağlansın, yerelde başka anlaşmalar olabilir” diye özetlenebilecek açıklaması Suriye’nin kuzeydoğusunda oluşan yapıya eskisi kadar sert yaklaşmadığının işareti olarak görülebilir.

ABD ve İsrail’in himayesinde oluşturulan “Suriye Modeli” yeni bir devlet modelidir.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın “ulus devletler tehdit oluşturuyor” sözleri anımsanırsa “Suriye Modeli” daha iyi anlaşılır.

Bölgedeki ulus devletler Türkiye ve İran.

Barrack’ın sözlerinden ABD ve İsrail’in bölgede ulus devletler istemediği, çoklu yönetimlere bölünmüş devletler istediği anlaşılıyor.

Böyle bir yapı ise Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine aykırı bir yapıdır.


Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, üniter bir hukuk devletidir.

Bu nedenle “Suriye Modeli” Türkiye Cumhuriyeti’nin ve halkının kabul edeceği bir model değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi

Ücret uçurumu

05 Aralık 2025 Cuma 05:20

Sürecin koşulları

03 Aralık 2025 Çarşamba 05:15

CHP’nin güçlü programı

01 Aralık 2025 Pazartesi 05:10

AK Parti çekingen

26 Kasım 2025 Çarşamba 05:10

CHP'nin doğru kararı

24 Kasım 2025 Pazartesi 05:25

Öcalan’ı ziyaret

19 Kasım 2025 Çarşamba 05:10

İş cinayetleri

17 Kasım 2025 Pazartesi 05:15

CHP’yi kilitlemek

14 Kasım 2025 Cuma 05:20

Tasfiye davası

12 Kasım 2025 Çarşamba 05:05