Şahin Aybek
Anadolu’nun Öz Evladı Özgür Özel’in Gür Sesi
Özgür Özel’in siyaseti, fildişi kulelerden halka bakan bir siyaset değil; halkla göz hizasında duran, sokağın nefesini duyan, mücadeleyi halkın yanında ve halkla birlikte yürüten bir siyasettir. Onun gür sesi, bağırmakla yükselen bir ses değildir; hakikatin, vicdanın ve adaletin sesidir…

Uzun yıllar süren eğitimcilik kariyerim boyunca hem eğitim politikaları hem de toplumsal meseleler üzerine pek çok yazı yazdım. Farklı alanlarda yazdığım bu yazılar kimi zaman akademik konulara, kimi zaman da sahadaki öğretmenlik deneyimime dayanıyordu. Ancak yakın çevrem ve okurlarım iyi bilir; benim hikâyem bir okul koridorunda ya da bir sınıfta başlamadı. Benim yolculuğum, ilk gençlik yıllarımda, üniversite dönemimde siyasetin gençlik kollarında başladı. Fikirlerin, ideallerin ve ülkeyi değiştirme arzusunun en sıcak hissedildiği, en yüksek duyulduğu o yıllarda…
Siyaset, Toplumun En Büyük Eğitim Projesidir
Zaten siyaseti eğitimden ayrı düşünmek mümkün değildir. Platon’un Devlet eserinde söylediği gibi siyaset, toplumun en büyük eğitim projesidir. Eğitimin kaderi de eninde sonunda siyaset kurumunun aldığı kararlara ve çizdiği yönlere göre değişir. Bu sebeple ben yalnızca dersliklerle değil, eğitimi belirleyen siyasetçilerin ülkenin geleceğinde nasıl bir rol oynadıklarıyla da ilgilenir ve bunu yazmayı bir eğitimci sorumluluğu olarak görürüm. Eğitim ve siyaset arasındaki bu bağ, dünya var olduğundan beri değişmeyen bir gerçekliktir.

Özgür Özel, Türkiye’nin İkinci Yüzyılında Eğitimi Yeniden Şekillendirdi
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında eğitim ve siyaset arasındaki bağ her zamankinden daha belirgin hale geldi. Bu sebeple Cumhuriyet Halk Partisi’nin eğitim politikalarını bir eğitimci gözüyle incelerken, Genel Başkan Özgür Özel’in ortaya koyduğu yaklaşımı önceleyerek eğitime yönelik katkılarını mercek altına aldım. Ve bu anlayışın yalnızca siyasi bir söylem olmadığını, eğitimi, adaleti, demokrasiyi ve toplumsal barışı aynı potada eriten ve tüm Türkiye’ye yayan bir yaklaşım olduğunu gördüm. Bu yaklaşım, ülkenin geleceğini; öğretmenlerin emeği ve gençlerin dinamizmi ile Cumhuriyet’in aydınlanmacı idealleriyle buluşturan bir vizyonun temelini oluşturuyor.

Her Şeyden Evvel Özgür Özel Öğretmen Bir Ebeveynin Evladıdır
Her şeyden evvel Özgür Özel öğretmen bir ebeveynin evladıdır. CHP’de bugüne kadar planlanan eğitim politikalarından daha kapsamlı bir eğitim politikasının bugün şekillenmiş olması elbette Özgür Özel’in öğretmen bir ailenin çocuğu olmasından kaynaklanır. Herkes bilir ki öğretmenlerin anne-baba olduğu evlerde eğitim sadece bir meslek ya da okul konusu değil; bir yaşam biçimidir. Bir öğretmen mesleğini yalnızca okulda değil, evinde, sokakta, hayata bakışında da yapar. Ve öğretmen bir anne babanın çocuğu her zaman aslında öğrencidir.
Bütün bunlar Özgür Özel’in siyaset anlayışına içten içe sinmiş, onu şekillendirmiş doğal bir birikimdir. Özgür Özel fırsat eşitliğini, hakça bölüşümü, emeğin değerini daha küçük yaşta anne babasından öğrenmiştir. Bu yüzden eğitimde fırsat eşitliği onun için sadece bir politika değil; çocukluğundan beri şahit olduğu bir adalet duygusudur. Bu nedenle öğretmenlerin emeği onun gözünde paha biçilemezdir. Eğitime, öğretmene ve memleketin evlatlarına önem vermesi tam da bu kökten, bu vicdani temelden beslenir.
Özgür Özel CHP’sinin Eğitim Vizyonu; Cumhuriyetçi, Bilimsel ve Kapsayıcıdır
CHP, her çocuğun nitelikli eğitime erişmesini bir lütuf ya da yapılmış bir iyilik olarak değil; her vatandaşın, her çocuğun doğuştan sahip olduğu temel bir eğitim hakkı olarak görüyor. Bu anlayışla fırsat eşitliği temelli bir okul sistemi kurulmasını, Atatürkçü, bilimsel ve laik müfredatın yeniden inşa edilmesini, okulların finansmanında adaletin sağlanmasını, öğretmenlerin güvenceli çalışma hakkının garanti altına alınmasını, atanamayan öğretmen sorununa köklü çözümler üretilmesini, özel eğitim ve rehberlik alanındaki eksiklerin giderilmesini ve çocukların tarikat ya da cemaat benzeri yapıların insafına bırakılmamasını bir Cumhuriyet görevi olarak ele alıyor.
Ayrıca CHP, dezavantajlı bölgelerde Mahalle ve Köy Eğitim Merkezleri açarak okulun yalnızca ders yapılan bir yer değil; kültürün, sanatın, sporun ve toplumsal yaşamın merkezi haline gelmesini hedefliyor. Böylece eğitim, sadece okulların değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu ve ortak hedefi haline getiriliyor. Eğitim, bir müfredat meselesi olmaktan çıkarılıp toplumsal adaletin ve demokratik yaşamın temel taşı olarak görülüyor. En önemlisi ise CHP, Özgür Özel döneminde yeniden adında olduğu gibi gerçek bir halk partisi kimliğine kavuşmuştur.
Halk İçin Halkla Birlikte Yürütülen Siyaset
Özgür Özel’in siyaseti, fildişi kulelerden halka bakan bir siyaset değil; halkla göz hizasında duran, sokağın nefesini duyan, mücadeleyi halkın yanında ve halkla birlikte yürüten bir siyasettir. Onun gür sesi, bağırmakla yükselen bir ses değildir; hakikatin, vicdanın ve adaletin sesidir.
Özgür Özel incitmeyen ama boyun eğmeyen, sakin ama kararlı, halktan yana ama popülizme düşmeyen; Atatürk çizgisinden bir an bile sapmayan bir siyaset kurmuştur. Bu nedenle halkta karşılık bulmuş ve kalplere yerleşmiştir.
Anadolu Hümanizminin Siyasetteki Temsilcisi Özgür Özeldir
Özgür Özel’de Anadolu’nun yüzyıllardır süregelen humanist vicdanı, insanı önceleyen duruşu kendini hissettirir. Siyasete getirdiği güçlü ses, halk ve hak için yükselirken bir taraftan da sağduyuya kulak tıkamamıştır.
Bugün Türkiye, bir yandan yeniden yapılanmaya, bir yandan da adaletin, eşitliğin ve birlikte iyi olmanın yolunu aramaya devam ederken; Özgür Özel’in bu yolda yürürken gösterdiği samimiyetin, iyi niyetin ve çalışkanlığın başarıya dönüşmesini gönülden diliyorum. Ülkenin yarını adına attığı her adımın umutla, adaletle ve dirayetle karşılık bulması temennisiyle… Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…