Fakirliğimizin sorumlusu 28 milyon seçmen değil

Eski İngiltere Başbakan’ı Churchill’e mi ait olduğu, ünlü düşünür Hegel tarafından mı dillendirdiği, siyaset bilimci Bertrand Russell’ in mı söylediği tam belli olmayan ama çak kullanılan bir söz vardır…

Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir.

Bu söze dayanarak; AKP’ye oy verenlere, Erdoğan’ı bir kez daha tek kişilik iktidar koltuğuna oturtanlara insanlar kızıyor. Sizin yüzünüzden diyorlar. Biz böyle yönetilmeye layık değiliz ama sizin yüzünüzden diyorlar:

Sizin yüzünüzden fakiriz…

Sizin yüzünüzden adalet yok…

Sizin yüzünüzden eğitime siyasal İslam bulaştırıldı…

Sizin yüzünüzden bilim rafa kaldırıldı…

Sizin yüzünüzden iktidar seçmene değer vermiyorlar…

Sizin yüzünüzden asgari ücret 22 bin liracık oldu…

Şiddetle karşı çıkıyorum. Evet 28 milyon seçmen yüzünden bu haldeyiz ama o insanlar Mayıs 2023 seçimi öncesi…

Aldatıldı…

Kandırıldı….

O insanlara resmen yalan söylendi….

O insanların yarısı seçimden iki ay sonra eyvah ben ne yaptım dedi ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti!.. Pişman olduklarını nerden biliyorsun diyeceksiniz?

10 ay sonraki seçimde AKP/MHP birlikteliği 10 milyon oy kaybetti…

On milyon….

İktidar, Şam’ı aldık, bayrak diktik gazıyla seçmenini ayakta tutmaya, motive etmeye çalışıyor. Din iman sosuyla beyinler çalkalamaya çalışıyor ama o eski Türkiye’ de kaldı… Dincilik üzerinden iktidarlarını korumaya çalışıyorlar ama o pazarın alıcısı kalmadı. Erdoğan da biliyor ilk seçimde yok…

Madem dini kalkan olarak kullanıyorlar ben de onların diliyle konuşayım… Mesela dayanılmaz hayat pahalılığına şöyle yorumlayayım mı?

‘Bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe Allah da onlara verdiği nimeti değiştirmez’ (Ra’d süresi 11. Ayet.)

Veya…

Kötü toplumun yöneticisi kötü iyi toplumun yöneticisi iyi olur (mealen En’am suresi 129. Ayet)..

Bütün bu saptamalar doğru olabilir ama ben yine de fakirliğimizin nedeni AKP’ye oy verenler değil diyorum. Çoğu çok zengin oldu ama yarısı da fakirleşti… Peki neden bu durumdayız derseniz, Osmanlı’nın son dönemine bakın derim… Bir ülkede Saray hayatı büyüdükçe, Saray’lar çoğaldıkça demokrasi küçülür, özgürlüklerin alanı daralır…

Saray’la halk arasına cam duvarlar girer…

Muktedir camdan bakıp halkını gördüğünü zanneder ama gördüğü halk değildir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi