Uğur Ergan
Rusya-Ukrayna savaşı Türkiye’yi de sınıyor
ABD Başkanı Trump, göreve gelir gelmez bitireceğini öne sürdüğü Rusya-Ukrayna savaşı, bir türlü Washington yönetiminin istediği ateşkes ve barış sürecine giremiyor. Aksine iki tarafın son dönemdeki hamleleri meseleyi daha da çetrefilli hale getirirken, Türkiye’yi de sınayan bir hale dönüşüyor.
Ukrayna’nın Rusya’ya gitmek için İstanbul Boğazı’nı geçip Karadeniz’e açılan Gambiya bayraklı Kairos ve Vırat tankerlerini insansız deniz araçlarıyla hedef alması, Türkiye’nin güneyinden sonra kuzeyinin de her an ateş çemberine dönebileceğinin işareti.
Geçen hafta meydana gelen olayın vahim yanı, saldırıların Türkiye’nin Karadeniz’deki münhasır ekonomik bölgesinde (MEB) gerçekleşmiş olması. Dışişleri Bakanlığı’nın kayıtlarına göre bu, Rusya-Ukrayna savaşında bir ilk.
Saldırının Türkiye’ye ait MEB içinde yapılması elbette tesadüf değil. Kiev yönetiminin bu planlı saldırısıyla Ankara’ya “Rusya’ya taviz verme, Batılı ülkelerin yaptırım listesine uy” demek istediği son derece aşikar.
Dolayısıyla Ukrayna’nın bu hamlesi, sadece Rusya’nın Batılı ülkelerin yaptırımlarını delmek için kurduğu “hayalet deniz filosu”na karşı değil, aynı zamanda Türkiye’ye de verilmiş bir mesaj.
Ukrayna’nın bu bilinçli hamlesi, Ankara-Kiev arasında da gerileme neden oldu. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem de Dışişleri Bakanlığı olayların tekrarlanmaması için Ukrayna’yı uyardı.
NATO’DA ÜÇLÜ GÖRÜŞME
Ankara konuyu önceki gün Brüksel’de yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısına da taşıdı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan toplantı sırasında, Rumen ve Bulgar mevkidaşlarıyla bir araya geldi.
Görüşmede ittifak üyesi üç kıyıdaş ülke açısından Karadeniz’in güvenliği, serbest ticaret akışının sürekliliği, Karadeniz’de seyrüsefer serbestisi, uluslararası hukuk kurallarına uyulması ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne uyulmasının önemi dile getirildi. “Karadeniz’de seyrüsefer serbestisi” ile “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” vurguları önemli ve savaşan iki ülkeye de mesaj niteliğinde.
Önümüzdeki 24 Şubat’ta üç yılı geride bırakacak olan savaşta karşılıklı mesaj dalgasına Rusya’nın katılması gecikmedi. “Avrupa isterse savaşmaya hazırız” diyen Putin, saldırıların devamı halinde Kiev yönetimine ve Batılı destekçilerine “hangisini tercih edersiniz” niteliğinde üç net mesaj gönderdi:
1-Ukrayna’nın denize erişimini tamamen kesme, 2-Ukrayna limanları ve gemilerine saldırı, 3-Ukrayna’yı destekleyen ülkelerin gemilerine misilleme.
Putin, Ukrayna’ya demek istiyor ki, “Bu saldırıları ABD ile yaptığımız görüşmelerde Rusya’yı masada sıkıştırmak için yaptıysan, bize işlemez ama sen ve destekçilerin (özellikle Avrupa) bedel ödersin.”
Rusya’nın geleneğinde kendisini hedef alan saldırılara karşı acımasız, yıkıcı tutum takındığını dünyada bilmeyen yok. Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova’nın “Bunun bir bedeli olacak” açıklaması da bunun kanıtı. Bu nedenle, Ukrayna’nın Karadeniz’deki saldırıları Rusya’yı barışa zorlamaktan öte, savaş sürecini uzatmaktan başka bir işe yaramaz.
Umarız Türkiye hariciyesi, güneyde bir türlü sönmeyen Ortadoğu ateşinden sonra, kuzeyde de Karadeniz’den batıya doğru körüklenmeye meyilli ateşle de uzun yıllar uğraşmak zorunda kalmaz.