Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Kaza ya da değil ama soru şu: Haddad’ın ölümü kimin işine yarar?

Libya Genelkurmay Başkanı Muhammed el Haddad’ın “teknik arıza” nedeniyle düştüğü söylenen uçakta yaşamını yitirmesi kimi sorularla beraber düşünüldüğünde son derece karmaşık görünüyor. Kazada Haddad ile birlikte Libya Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümgeneral Al-Fitouri Ghreibel, Askeri İmalat Kurumu Başkanı Tuğgeneral Mahmoud Al-Qatioui, danışman Mohamed Al-Asawi Diab ile medya ofisi fotoğrafçısı Mohamed Omar Ahmed Mahjoub da varmış.

Libya için ciddi bir kayıp tabii ki. Özellikle ülkede rakip tarafların neredeyse tümü için birleştirici bir figür olan Haddad’ın kaybı. Ülkenin güçlü figürlerinden Halife Haftar karşıtı olmasına rağmen tüm tarafların benimsediği bir kişilik olmayı başarması hayli önemli. Haddad, hem Trablus hem de Bingazi hükümetleri arasında uzlaşmayı sağlayan bir role de sahipti.

Ülkenin durumu malum; BM tarafından tanınan Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti ile Bingazi merkezli Ulusal İstikrar Hükümeti arasında bölünmüş durumda. Yıllar süren müzakerelere rağmen, taraflar ülkeyi birleştirmeyi başaramadı.

Yani, Haddad’ın şimdilik “kaza” olasılığının ağır bastığı trajedide ölümü ikiye bölünmüş ülkesi için çok hassas bir döneme rastladı. Hem kendi öneminden hem de ülkesinin “hassasiyeti” açısından bu “kaza” artık kazanın da ötesinde değerlendirmelere, komplo teorilerine açık durumda.

Tamamen rastlantı da olabilir ama “kaza”nın Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir’in Halife Haftar ile görüşmesinin ardından gerçekleşmesi de komplo teorilerinin merkezinde. Bu görüşmenin ardından Pakistan ile Libya, 4 milyar doları aşkın tutarda bir askeri teçhizat anlaşması imzaladılar. Pakistan, anlaşmayla, BM’nin uzun yıllardır Libya’ya uyguladığı silah ambargosunu ihlal etmiş oldu. Munir ülkesinin Libya ile askeri teknoloji paylaşmaya hazır olduğunu da vurgulamıştı.

Kimilerine göre Haddad'ın bu anlaşmanın imzalanmasından sonra ölmesi "tesadüf" değil. Öyle midir gerçekten, bilemem ama Haftar’ın önemli bir rakibi olan “yüksek profilli” bir askeri figürün bu anlaşmanın ardından “kaza”da ölmesi Haftar’I üzmemiştir herhalde. Onu olduğu kadar belki de BM’nin silah ambargosundan, çatışan taraflara silah satıp milyon dolarlar kazanarak çıkar sağlayan kesimleri de memnun etmiştir. Tarafların yeniden birbirine düşmesi bu tacirlerin işine gelir elbette.

Libya’nın, ülkeyi yöneten hangi “hükümet” olursa olsun, silahlanmasını tehlikeli bulan merkezler de bu kesimlerin arasında sayılabilir. Libya’nın “açık köle pazarı” olması bu merkezlerin işine geliyor belli ki. Akdeniz için birleşmiş/istikrarlı bir Libya en azından göçmen sorunun çözümü için gerekli de olsa, “hakimiyet savaşı” veren güçler için parçalı bir Libya daha çok tercih edilir durumda. ABD, Rusya ile Çin’in eline bırakılacak “birleşmiş" bir Libya”yı kabul edecek gibi görünmüyor. Ülkede, karışıklık olması şimdilik işine geliyor ABD ile dostlarının.

Rusya ile Çin’in bölgedeki avantajlı konumundan, ABD’nin de batının da rahatsız olduğu sır değil. Libya bugünkü “parçalı haliyle” uluslararası aktörler için bir rekabet konusudur. Ülkenin içinde bulunduğu istkirarsızlığın nasıl sonuçlanacağı ya da neye evrileceği bu uluslararası aktörlerin çıkarları neyi gerektiriyorsa o yönde olacak.

Kesin olan şu; Haddad’ın ölümü Libya'daki iç askeri dengeleri kesinlikle değiştirecek.

Ölümü “kaza” da olsa “kasıtlı” da olsa.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi

Küreselleşen intifada değil

20 Aralık 2025 Cumartesi 05:05