İsmail Saymaz
HTŞ’nin İHA uzmanı Türkiye’ye giremiyor
Dünkü yazımda şu uyarıda bulundum:
Türkiye’yi yönetenler Suriye’de aktör olmak için devletin HTŞ arşivini ve hafızasını yok sayıyor.
Arşiv ve hafıza derken MİT, Emniyet ve Jandarma’nın istihbarat raporlarını, yargının onlarca kararını kastediyorum.
Resmi kayıtlarda HTŞ’nin bir terör örgütü olduğu ve Suriye’de El Kaide ideolojisinde bir devlet kurmak istediği belirtilerek, “HTŞ, bugün için ülkemiz açısından önemli ve ciddi bir tehdit olarak belirmektedir” diye yazıyor.
Esad’ın devrilmesini kendi zaferi olarak gören Erdoğan iktidarı ise HTŞ hakkındaki rapor ve kararları değersizleştiriyor, hükümsüz bırakıyor.
Hatırlarsınız.
2004 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda önlerine konan FETÖ raporunu da aynı kof kabadayılıkla rafa kaldırmışlardı.
Ne Necip Hablemitoğlu’nu dinlediler.
Ne Başsavcı İlhan Cihaner’e dikkat kesildiler.
Ne de Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’yı umursadılar.
“Cemaat devlete sızmış, buna kargalar bile güler” dediler.
İlk önce Emniyet ve yargıyı FETÖ’ye teslim ettiler.
Ardından TSK’yı…
Oysa devletin FETÖ arşivine ve hafızasına itibar etseydiler 15 Temmuz yaşanmayacaktı.
Şimdi de HTŞ’ye kredi açıp referans oluyorlar.
Erdoğan, 29 Ağustos 2019’da kendi imzasıyla HTŞ’nin Türkiye’de terör örgütü kabul edildiğini hatırlamak istemiyor.
Üstelik bu karar şu an yürürlükte.
Türk yasaları, bu örgüte üye olmayı, yardım etmeyi ve övgüler düzmeyi cezalandırıyor. HTŞ üyesi olma şüphesi taşıyan yüzlerce yabancı Türkiye’ye giremiyor.
İdlib’de dört yıl kalıp savaşmış
Alın, bir örnek: N.O.Ü.
2003 doğumlu bu kişi Türk asıllı ABD vatandaşı.
2011’de Türk vatandaşlığından çıkmış.
Türkiye tarafından kendisine ‘mavi kart’ vermiş.
Bu kart Türkiye’de doğup vatandaşlıktan çıkanlara sunuluyor.
Emniyet Terörle Mücadele Daire Başkanlığı (TEM), 2021 yılında ‘illegal yollarla çatışma bölgelerine geçerek, dini terör örgütleri içerisinde cihat amacıyla faaliyet gösteren’ N.O.Ü.’nün Antalya’da olduğunu bildiriyor.
TEM’in istihbarat raporuna göre N.O.Ü., bilgisayar mühendisliği eğitimi almış. 2013’te Türkiye’ye gelip Suriye’ye geçerek, El Kaide saflarında savaşmış ve yaralanmış. İHA ve elektronik araştırma tasarım hususlarında yardımcı olması için ayrı gruba alınmış. 2015’te üç İHA ile satın almış. 2016’da Çin’den İHA sipariş etmiş. Teslimat adresi olarak Hong Kong’u göstermiş. Hong Kong-İstanbul arası gidiş dönüş bilet bilgileri var.
Raporda “El Kaide’ye maddi destek temin ettiğinden, gelişmiş İHA teknolojisi tasarımına devam ettiğinden, örgüte teknik yardımda bulunduğundan şüphelenildiği” belirtiliyor.
Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı çalışmada ise şehirde hücre yapılanması oluşturarak, bombalı ve silahlı eylem yapabileceği ya bir bir saldırı için Suriye’den gönderilecek örgüt mensuplarına yardım edebileceği değerlendiriliyor.
N.O.Ü., 8 Mart 2021’de gözaltına alındı.
İfadesi alınıp bırakıldı.
Dijitalleri arasından patlayıcı yapımının anlatıldığı çok sayıda evrak ve cihat içerikli dört kitap çıktı.
Tekrar gözaltına alındı.
HTŞ’nin kadısının medresesi
İfadesine göre…
N.O.Ü., 2013’te ABD’den Türkiye’ye dönmüş.
Arapça öğrenmek için Mısır’a gitmiş. Dört-beş ay kalıp darbe olunca geri gelmiş.
Bu sırada Suriye’de iç savaş patlak veriyor.
N.O.Ü., kaçak yollarla İdlib’e gidiyor.
HTŞ’nin kadılığını üstlenen Suudi Arabistan vs Birleşik Arap Emirlikleri’nin terör listesindeki Şeyh Abdullah Muheysini’nin medresesinde dört yıl kalmış.
Muheysini’yi geçen Şam’daki Emeci Camisi’nde eski AK Parti Siirt Milletvekili ve Yenişafak yazarı Yasin Aktay’la sarmaş dolaş çektirdiği fotoğraftan hatırlarsınız.
N.O.Ü., Muheysini’nin derslerini kaydetmek drone satın almak istediklerini iddia ederek, şöyle diyor:
“Muheysini, akide ve İslami hukuku konusunda ders veriyordu. Dersleri çekmek için drone arayışına girdik. Bizim elde etmek istediğimiz, büyük bir İHA olmayıp pek çok oyuncakçıda satılan ve görüntü çekmek için kullanılan küçük dronelardır. Parçalarını getirtip yapmayı düşündük.”
N.O.Ü., 12 Temmuz 2021’de tutuklandı.
Dört ay cezaevinde kaldı.
Yalnız kurt
Antalya 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde El Kaide ve HTŞ üyeliği iddiasıyla dava açıldı.
İddianamede, N.O.Ü.’nün telefonunda drone ve hava araçlarını incelediği, Suriye’de İHA alanında faaliyet yürüttüğü kaydediliyor” ifade ediliyor. Patlayıcı madde hazırlama ve patlatmada uzmanlaştığı, çatışma bölgelerinde eğitim aldığı ya da eğitimi verdiği iddia ediliyor. ‘Yalnız Kurt’ tarzı sansasyonel nitelikteki bombalı ve silahlı saldırılar için talimat bekleyen bir hücrede yer aldığı öne sürüldü.
Dava 12 Aralık 2021’de bitti.
Beraate hükmedildi.
Gerekçeli kararda, N.O.Ü.’nün medresesinde kaldığı Abdullah Muheysini’nin HTŞ ile irtibatının doğrulanamadığı ifade edildi. Bu nedenle N.O.Ü.’nün Suriye'deki faaliyetlerinin HTŞ kapsamında olup olmadığının anlaşılamadığı belirtildi.
Türkiye’ye giremiyor
Halbuki mahkeme heyeti Google’a baksa, Muheysini’nin 2017 yılına kadar HTŞ’nin kadısı olduğunu görebilecekti.
N.O.Ü., gerçeklere aykırı bir değerlendirmeyle beraat etti.
Tahliye edildi.
Ve Dubai’ye yerleşti.
Türkiye’ye gelmek istedi.
Fakat sınırda hakkında G-87 tahdit kodu konduğunu ve ülkeye girişinin yasaklandığını öğrendi. Bu kod ‘genel güvenlik açısından tehlike arz eden yabancı terörist savaşçılara’ uygulanıyor.
Bugün itibariyle N.O.Ü. gibi binlerce yabancı HTŞ ile bağlantı içinde oldukları için ya sınırdaşı edildiler ya da Türkiye’ye giremiyorlar.
“Giremiyorlardı” mı demeliyim, bilemedim doğrusu.
Çünkü HTŞ’nin terör örgütü olduğu yönündeki istihbarat raporlarını ve yargı kararlarını takmayan iktidar, Türkiye’ye girişi yasaklananlarla ilgili tahditleri kaldırabilir. Binlerce yabancı terörist savaşçı Türkiye’ye girebilir.
Yasin Aktay, HTŞ kadısı Muheysini ile el ele kol kola fotoğraf çektirdikten sonra şeyhin medresesinde dört yıl kalan İHA uzmanı N.O.Ü.’yü nasıl terörle suçlayabilirsiniz?
Devletin FETÖ raporlarını umursamayıp rafa kaldıran iktidar, Türkiye’yi 15 Temmuz’da kanlı bir darbe girişimiyle karşı karşıya bırakmıştı. HTŞ arşivini yok saymanın sonu ülkemizi bir başka güvenlik tehdidine açık hale getiriyor.