Fikret Bila
İşçinin söz hakkı yok
Yeni asgari ücreti iktidar ve işveren temsilcileri birlikte kararlaştırdılar.
İşçiye söz hakkı vermediler.
Oysa Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda TÜRK-İŞ de var.
Ancak TÜRK-İŞ’in katıldığı üç toplantıda hükümet ve işveren temsilcileri asgari ücretle ilgili rakam telaffuz etmediler.
Asgari ücretin belirlendiği dördüncü toplantı konusunda ise TÜRK-İŞ’e son anda haber verildi.
TÜRK-İŞ de bu tutumu protesto ederek toplantıya katılmadı.
İktidar hiç oralı olmadı. İşveren temsilcileriyle kafa kafaya vererek, işçinin ne istediğini hiç dikkate almadan asgari ücreti belirledi:
22 bin 104 lira.
İktidarın yaptığı, her zaman olduğu gibi işçileri yok sayarak işverenin uygun gördüğü asgari ücreti açıklamak oldu.
TÜRK-İŞ de bundan sonra Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer almayacağını açıkladı.
İktidar kuşkusuz bu karardan da etkilenmeyecektir.
Asgari ücreti işverenin istediği gibi belirleyecektir.
İktidarın bu tutumu bir sürpriz değil.
AK Parti, iktidarı boyunca hep sermayenin yanında, emeğin karşısında oldu.
Türkiye’yi 22 yıldır yöneten iktidar, sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının anayasal haklarını kullanmalarını engelledi.
İşçilerin anayasal hakları olan grev hakkını kullanmalarına izin vermedi.
Kararnamelerle 22 yılda 21 kez grevleri yasakladı.
Gerekçesi hep aynıydı:
Grevlerin; milli güvenliği, genel sağlığı, finansal istikrarı veya şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu nitelikte olması!
İktidar sadece grevleri yasaklamakla da yetinmedi.
Başta kadın dernekleri olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının gösteri ve yürüyüşlerine de izin vermedi.
Anayasal hak olan toplantı, gösteri ve yürüyüşleri kolluk güçlerini kullanarak engelledi.
Bu hakkını kullananları yerlerde sürükledi, gözaltına aldı.
Anayasal haklarını kullanmak isteyen işçileri, kadınları, öğrencileri susturan, söz hakkı vermeyen iktidar, yandaş şirketlere Hazine’den milyarlar aktardığı gibi vergi muafiyetleri de sağladı.
Yandaş şirketlerin vergilerini 128 kez affetti.
Ama anayasal hakkını kullanmak isteyen, grev yapan işçileri hiç affetmedi.
Affetmediği gibi asgari ücretliyi suçladı.
Yanlış ekonomi politikalarıyla yol açtığı yüksek enflasyonun sorumlusu olarak asgari ücretli işçileri gösterdi.
Enflasyonun nedeni olarak asgari ücretin artırılmasını gösterdi!
Asgari ücret boğaz tokluğuna yaşamaya bile yetmezken “asgari ücreti artırmak enflasyonu artırıyor” diyebildi.
Ancak enflasyonun gerçek nedeni olan kamu harcamalarındaki savurganlığı, Hazine kaynaklarının yandaş şirketlere aktarılmasını, ekonominin ithalata bağımlı hale getirilmesini, iktidar ve yandaşlarının lüks yaşamlarına giden harcamaların neden olduğu bütçe açıklarını konu bile etmedi.
Enflasyonun sorumlusu olarak asgari ücret alan işçiyi gösterdi.
İşçiye söz hakkı bile vermeden tercihini hep sermayeden yana kullandı.