Ara tatiller neden gerekli?

“Eğitim bilimle yönetilir. Bilim, ara tatillerin kaldırılmasını değil, daha işlevsel hale getirilmesini önermektedir.”

Eğitim Gücü Sen Kurucular Kurulu Üyesi Uz. Psikolojik Danışman Ahmet Ölçer ile ara tatilleri konuştuk.

yeni-proje-12-001.jpg

ARA TATİLLER NEDEN GEREKLİ? BAKANLIK KALDIRMAK İSTERKEN BİZ NEDEN KARŞIYIZ?

Ara tatiller, eğitim sisteminde sadece bir boşluk değil; öğrencilerin ve öğretmenlerin psikolojik iyilik halini koruyan bilimsel bir gerekliliktir. Aralıksız devam eden yoğun akademik süreç, öğrencilerde dikkat dağınıklığına, zihinsel yorgunluğa ve öğrenme veriminin düşmesine yol açmaktadır. Öğretmenlerde ise tükenmişlik sendromu artmakta, sınıf içi iletişim zayıflamakta ve eğitim niteliği düşmektedir.

Bu nedenle ara tatiller, öğrencinin ve öğretmenin zihinsel yenilenmesini sağlayan zorunlu mola alanlarıdır. Bakanlığın ara tatilleri kaldırmayı gündeme getirmesi, bilimsel verilerle uyumlu değildir. Böyle bir karar, “öğretim süresini artırıyoruz” gibi görünse de uzun vadede öğrenme kaybını artırır. Çünkü yorgun zihin öğrenmeye kapalıdır.

Ayrıca şeffaflık gereği şu soruların kamuoyunda cevap bulması gerekmektedir: Velilerden gerçekten böyle bir talep gelmiş midir? Bu talebi kimler dillendirmiştir? Özel okullardaki sınırlı bir veli grubunun talepleri, milyonlarca devlet okulu öğrencisinin ve öğretmeninin çalışma koşullarını şekillendirmeli midir?

Eğitim bilimle yönetilir. Bilim, ara tatillerin kaldırılmasını değil, daha işlevsel hale getirilmesini önermektedir.

ÖĞRETMENLERİN YAZ TATİLİ TARTIŞMASI: “ÖĞRETMEN ÇOK TATİL YAPIYOR” ALGISI NEDEN YANLIŞTIR?

Kamuoyunda öğretmenlerin uzun tatil yaptığına dair algı, gerçeklerle örtüşmeyen ve öğretmenlik mesleğinin saygınlığını zedeleyen yüzeysel bir yaklaşımdır. Öğretmenin yaz tatili pedagojik bir zorunluluktur. Yıl boyunca milyonlarca öğrenciyle bire bir temas halinde olan, duygusal yükü yüksek bir meslek icra eden öğretmenler, bu dönemde hem zihinsel olarak yenilenmekte hem de yeni yılın akademik planlamasını yapmaktadır.

Türkiye’de yalnızca öğretmenlerin değil; milletvekillerinin, akademisyenlerin, üniversitelerin ve adliyelerin tatil süreleri uzundur. Buna rağmen hedef tahtasına sadece öğretmenlerin konulması doğru değildir.

Öğretmen yaz tatilinde dinlenmekten çok daha fazlasını yapar: Eğitim materyalleri oluşturur, planlamalar yapar, hizmet içi eğitimlere katılır. Öğretmenin tatilini tartışmak yerine, eğitimde yapısal sorunları tartışmak çok daha verimli olacaktır.

PDR NORMLARI VE AKRAN ZORBALIĞI: NEDEN DAHA FAZLA PDR UZMANINA İHTİYAÇ VAR?

Milli Eğitim Bakanı da kamuoyuna açıkça açıklamıştır: Akran zorbalığı Türkiye’de en çok artan eğitim sorunlarından biridir. Peki akran zorbalığının arttığı bu dönemde PDR normları neden hala güncellenmemektedir? Neden PDR branşı atama listesinde alt sıralarda kalmaktadır?

Bugün birçok okulda 1000 öğrenciye tek bir PDR uzmanı düşmektedir. Bu tabloyla akran zorbalığı, şiddet eğilimleri, kaygı bozuklukları, madde kullanım riski gibi kritik sorunların etkin bir şekilde yönetilmesi mümkün değildir.

Ortaokul ve lise çağındaki öğrenciler; kimlik gelişimi, duygusal dalgalanmalar ve sosyal çatışmaların yoğun yaşandığı bir dönemdedir. Bu nedenle okullarda psikolojik danışman sayısının artırılması, eğitim kalitesinin doğrudan yükseltilmesi anlamına gelmektedir.

PDR norm güncellemesi artık ertelenmesi mümkün olmayan bir ihtiyaçtır.

MESLEKİ EĞİTİM NEDEN GÜÇLENDİRİLMELİDİR?

Türkiye’de nitelikli ara eleman eksikliği uzun süredir dile getirilen bir sorundur. Sanayi kuruluşları ve işveren örgütleri sürekli olarak “çalışacak eleman bulunamadığını” ifade etmektedir. Bunun temel sebebi mesleki eğitimin yıllar içinde itibarsızlaştırılmasıdır.

Oysa güçlü bir mesleki eğitim sistemi, genç işsizliğini azaltır, ekonomik büyümeyi destekler, üretim kapasitesini artırır ve uluslararası rekabet gücü sağlar. Almanya örneği bunun en güçlü kanıtıdır.

Türkiye’nin mesleki eğitimi cazip hale getirmesi, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilmesini sağlaması ve sektör–okul iş birliklerini artırması gerekmektedir. Ekonomik kalkınmanın anahtarı mesleki eğitimden geçmektedir.

12 YILLIK ZORUNLU EĞİTİM VE NÜFUS ARTIŞ HIZI: NEDEN ESNETİLMELİ VEYA KISALTILMALIDIR?

Türkiye’nin nüfus artış hızı ciddi oranda düşmüştür ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bu duruma sık sık dikkat çekmektedir. Bu düşüşün önemli nedenlerinden biri, gençlerin hayata çok geç başlamasıdır. 12 yıllık zorunlu eğitim sistemi öğrencilerin okulda uzun yıllar kalmasına yol açmakta; mezuniyet yaşı, işe başlama yaşı ve dolayısıyla evlilik yaşı gecikmektedir.

Geç hayata başlayan gençler geç evlenmekte, geç çocuk sahibi olmakta ya da bazıları hiç evlenememektedir. Bu durum doğurganlık oranlarını doğrudan etkilemektedir. Uzmanlar, zorunlu eğitim süresi uzadıkça nüfus artış hızının düştüğünü özellikle belirtmektedir.

Bu nedenle zorunlu eğitim süresinin esnetilmesi veya kısaltılması, gençlerin daha erken iş gücüne katılmasını sağlayacak; yaşam döngüsünü hızlandırarak aile kurma yaşını geriye çekecektir. Bu yaklaşım, hem ekonomik hem de demografik açıdan Türkiye’nin geleceği için kritik öneme sahiptir.

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şahin Aybek Arşivi