İlk Kez Milyonluk Rüşvet Belgesi Ortaya Çıktı

20 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarı dönemi "yolsuzluklarla" anıldı, önemli iddialarla sarsıldı. Ancak bugüne kadar "rüşvetin yazılı belgesi" ortaya çıkmadı. halktv.com.tr Türkiye'de gündemi sarsacak "5 milyon dolarlık rüşvet taahhüdünün belgesini" açıklıyor.

Kurumdan ihale alacak iş insanının, kurumun başındaki bürokrata para ödeyeceğini taahhüt ettiğini imza altına aldığı skandal belgede iki tanınmış isim yer alıyor. Birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen eski TÜRGEV Başkanı işadamı Ahmet Ergün. Diğeri dönemin tartışmalı TCDD Genel Müdürü, bugünün AKP Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman. Rüşvetin belgesi İstanbul Anadolu Adliyesi adli emanetinde, koruma altında tutuluyor.

Yıl 1996, TÜRGEV kuruluyor...

Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) 1996 yılında o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tayyip Erdoğan tarafından kuruldu. Başlangıçta İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (İSEGEV) adıyla kurulan vakıf 2012'de ismini TÜRGEV olarak değiştirdi. İSEGEV’i vakfeden kişiler arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eski bürokratlarından Ahmet Ergün de bulunuyordu. Ahmet Ergün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Milli Görüş Hareketi’nden beri yakın yol arkadaşıydı. Refah Partisi’nden de yine beraber ayrılmışlardı. Erdoğan ailesine sadakatini her fırsatta ispat eden Ahmet Ergün, uzun yıllar TÜRGEV’in Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğunda oturdu. Birçok şirkette ortaklığı bulunan Ergün, devletten büyük ihaleler aldı. İki evlilik yapan ve bugünlerde yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle eşinden davacı olan Ahmet Ergün hakkında Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan imzalı evrak “Rüşvetin belgesi olmaz” anlayışını boşa düşürdü.

Rüşvetin belgesini kasada...

İstanbul 4. Ağır Ağır Ceza'daki yargılamanın konusu “mal varlığı değerlerini aklama.” Ahmet Ergün'ün ilk evliliğinden olan kızı babasının ikinci eşi tarafından dolandırıldığını ve mal varlığının aklandığını iddia ediyordu. Ancak ikinci eş Sibel Ergün savunmasında 20 yıldır beraber olduğu Ergün’ü dolandırmadığını, eşinin kira getirilerinin aldığı ihaleler karşılığında bazı şahıslara rüşvet olarak verildiğini söylüyordu. Sibel Ergün savunmasında, eşinin kasasından gizli bir şekilde aldığı rüşvet belgesini de mahkemeye sundu. Kirli ilişkileri gözler önüne serer nitelikteki söz konusu belge mahkeme tarafından koruma altına alınırken bir kopyasına halktv.com.tr ulaştı. 16 Ocak 2017 tarihli belge, TCDD Genel Müdürü Süleyman Kahraman'a ödenecek 5 milyon doların Ahmet Ergün tarafından tek taraflı olarak bir taahhütname olarak imza altına alınmasını düzenliyor. Paranın Hızlı Tren Projesi'nin Ankara-İstanbul arasındaki hattındaki tünellerden biri olan T26’nın ihalesi kapsamında ödeneceği anlaşılıyor. Tek imzalı taahhüdün olası amacına geleceğiz. Ama önce sözkonusu ihaleyi hatırlamak gerekiyor.

Rüşvet miktarı: 5 milyon dolar!

T26’nın açılmamış kısmı ile ilgili 22 Ocak 2017 yılında ihale açıldı. Ve ihale pazarlık usulüyle Cengiz-İçtaş- Belen ortaklığına 792 milyon 869 bin TL bedelle verildi. O tarihteki döviz kuruyla bu meblağ 219 milyon 631 bin dolar tutuyordu. TÜRGEV'in eski başkanı Ahmet Ergün ihaleyi alan Belen İnşaat Taahhüt ve Turizm A.Ş.’nin ortaklarındandı. İhaleyi aldıktan sonra dönemin TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’a 5 milyon dolar ödenmesi yönünde bir taahhütname imzaladı. Ortaklar arası güvensizlik nedeniyle imzalandığı belirtilen ve TCDD Genel Müdürü’ne 'ödeneceği güvencesi verilen' rüşveti ortaya koyan taahhütnamede aynen şunlar yazıyor:

“Ortağı olduğum Belen İnşaat Taahhüt ve Turizm Tic. A.Ş. Ankara-İstanbul arası hızlı tren projesi kapsamında Cengiz-İçtaş-Belen ortaklığı çerçevesinde ihale komisyonu olarak Sayın Süleyman Karaman'a ödenmesi gereken ve şahsıma düşen payın 5.000.000 $ (beş milyon Amerikan Doları) 5 (beş) yıl vadeli taksitlerle nakden ödemeyi üstlendiğimi taahhüt ederim. Bu taahhüt gereği şahsıma ait Bakırköy tapusundaki daireler bende kalacak, buna karşılık ödemelerim şirketimi kurduktan sonra başlayacaktır. İş bu taahhütname 2 (iki) nüsha olarak hazırlanmış olup bir nüshası taraflardan Belen A.Ş.'de, diğeri şahsımda saklanmak suretiyle 16.01.2017 tarihinde imza ederek kabul ediyorum.”

Daha fazla rüşvet verilmiş olabilir

Taahhütnamede Ahmet Ergün’ün kullandığı “Şahsıma düşen payın 5 milyon doları beş yıl vadeli taksitlerle nakden ödemeyi üstleniyorum” sözü, rüşvetin bununla sınırlı kalmadığı izlenimini veriyor. 5 milyon doların sadece Ergün’ün payına düşen olası rüşvet miktarı olduğu düşünüldüğünde 3 ortaklı bir ihaleden TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’a daha fazla rüşvet taahhüt ettiği şüphesini doğuruyor. 5 milyon dolar o tarihteki döviz kuruyla 54 milyon TL’ye denk geliyor.

'Bu kadar büyük bir rakamı telefonda sormanın anlamı yok'

Telefonla ulaştığımız AKP Milletvekili Süleyman Karaman, rüşvet iddiasını yalanlayarak, sözkonusu taahhütnameden haberi olmadığını söyledi.

"Para aldınız mı?" sorumuza Karaman, "Hayır, ben hiç para almadım" dedi. "Bu kadar büyük bir rakamı telefonda sormanın anlamı yok" diyen Karaman, "Ahmet şu anda 'hasta' diyorlar. Ben de görmedim" ifadelerini kullandı.

Böyle bir taahhüdün anlamı nedir?

Söz konusu taahhütnameyi halktv.com.tr’ye değerlendiren bir hukukçu şu ifadeleri kullandı: “Bu tarz taahhütnamelerle daha önce karşılaştım. AKP bürokratları arasında güvensizlik ilişkisinden, ‘Beni yaya yolda bırakır mı?’ düşüncesiyle hazırlanıyor. Taahhütnamedeki sözünü yerine getirmeyen şahıs daha sonra yapılacak ihalelerde devre dışı bırakılıyor. Bu tarz belgelerle hukukun gücüyle değil, nüfuzlarının gücüyle bazı şeyleri halledeceklerini düşünüyorlar.”

Ahmet Ergün'ün 21 yıl önceki 'rüşvet' itirafı

Yıl 2001... Yer: İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM). Sorgulanan isim Ahmet Ergün. Soruşturulan dönem Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı yıllar. Konu "ihale karşılığı vakıflara verilen rüşvet miktarları." Sözü Ahmet Ergün'ün DGM'deki dosyaya yansıyan resmi ifadesine bırakıyoruz:

"Hasan Karaca İBB’de başkan danışmanlığı yapmaktaydı. Tahminen bu görevini 1995 ve 1998 yılları arasında kesintisiz olarak sürdürdü. O dönemde belediyeden ihale alanlar için Harun Karaca önemli bir isimdi. Çünkü ihale şartnamesini Harun Karaca inceler ve ihale alan firmalara, belediyelere yakın olan vakıflara veya başka birimlere bağış yapılmasını sağlar. Bu firma ihaleyi aldıktan sonra Harun Karaca direkt olarak firma sahibinden ‘Hayırlı olsun, sen bu ihaleyi aldın, buradan para kazanacaksın. Bizim öğrencilere yönelik hizmet amaçlayan bazı vakıf ve kuruluşlarımız var. Bu öğrencilerin sizlere ihtiyacı var. Bunlara yardım edersiniz memnun oluruz’ diyerek yüzde 3’ten yüzde 10’a kadar varan miktarlarda kararlaştırılan komisyonu vakfa ve yurtlara kanalize etmek için beni arar. Firma sahibiyle ben irtibata geçerim."

Bu ifadeden yaklaşık 16 yıl sonra aynı isim bu kez TCDD Genel Müdürü'ne Hızlı Tren Projesi ihalesinde verilen rüşvetle karşımıza çıkıyor. Ancak bu ihaleyle ilgili henüz yürütülen bir soruşturma yok. O zaman soralım:

"2001 yılında İBB için rüşvete aracılık ettiğini itiraf eden isim bugün bir tarafsız bir soruşturma yürütülse yine itirafçı olur mu?"

Etiketler :