Yarı aç yarı tok yaşam dayatması

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜEK) yıllık enflasyon oranını açıklamasından sonra çalışanların ve emeklilerin ücretlerine yapılacak zam oranları da beli oldu.

TÜİK’e göre yılık enflasyon yüzde 44, 38.

Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre yıllık enflasyon yüzde 83,40. İstanbul Ticaret Odası’na (İTO) göre ise yüzde 55, 27 olarak gerçekleşti.

Tabii iktidar TÜİK’in enflasyonunu esas alarak ücret zamlarını belirledi.

Memur ve memur emeklilerine yüzde 11,54, SGK emeklilerine yüzde 15,75 ücret artışı.

TÜİK’in açıkladığı enflasyonla halkın yaşadığı enflasyon çok farklı.

Halkın yaşadığı fiyat artışlarına bakalım:

Ekmek yüzde 37,8. Makarna yüzde 32,5. Pirinç yüzde 32,9. Yumurta yüzde 39,5. Çay yüzde 40,8. Margarin yüzde 40,9. Dana eti yüzde 43,4. Taze meyve yüzde 61,9. Kuzu eti yüzde 62,6. Taze sebze yüzde 73,6. Balık yüzde 75,2.

Çarşıda, pazarda temel gıda ürünlerinde yıllık artış böyleyken TÜİK enflasyonu nasıl yüzde 44,38 buluyor anlamak mümkün değil,

İktidar da TÜİK’in hesabına bakıp çalışanlara ve emeklilere ona göre ücret zammı yapıyor.

Asgari ücreti zaten 22 bin 104 lira ile açlık sınırında belirlemişti.

TÜİK’in enflasyon oranından sonra en düşük emekli maaşı olan 12 bin 500 liraya yüzde 15, 75 zam yapsa ne olur?

Hatta bununla yetinmeyip Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “yüzde 5 de benden” dese ne olur?

Durum değişmez.

Düşük gelir grubundaki çalışanlara ve emeklilere yarı aç yarı tok bir yaşam dayatılmış olur.

İktidar her yıl yaptığı gibi enflasyonu çalışanların ve emeklilerin üzerine yıkıyor.

Onları açlık sınırının bile altında bir yaşama mahkûm ediyor.

Bununla da yetinmiyor.

Çalışanlara işverenin sağladığı bazı katkıları bile sınırlandırmayı düşünüyor.

Son günlerde basına yansıyan haberlere göre işverenin verdiği yemek kartıyla yemek yemeyip marketten mutfak alışverişi yapanlardan prim kesintisi yapılması gibi hazırlıklardan söz ediliyor.

Bu artık vatandaşın lokmasına göz dikmek anlamına geliyor.

Vatandaşın ise artık şunu anlaması gerekiyor.

Bu iktidar değişmeden yarı aç yarı tok yaşamaktan kurtulması mümkün değil.

KONFERANS DUYURUSU

Bilim, bilim insanlarının araştırmalarıyla, yeni buluşlarıyla ilerliyor.

Son dönemde Türk bilim insanlarının da katkısıyla tıpta yeni bir alan gelişiyor.

Bu alan “psikosoybilim” olarak adlandırıyor.

İnsanların fiziksel özelliklerini ailesinin genlerinden aldığı biliniyor. Psikiyatri alanında yapılan yeni çalışmalarla, insanın psikolojik özelliklerini de gen yoluyla aldığı tezi geliştirildi.

Türkiye’de Prof. Dr. Hakan Kumbasar’ın öncülüğünde çalışan bir grup bilim insanı bu tezin geliştirilmesine katkıda bulundu. Bugünlerde bu alanın da tıpta yan uzmanlık alanı olarak kabul edilmesi bekleniyor.

Bu konuda, Ankara’da 11-12 Ocak 2025 tarihlerinde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ve TOBB ETÜ Psikiyatri Topluluğu işbirliği ve Türkiye Psikiyatri Derneği'nin desteğiyle Konsültasyon ve Liyezon Psikiyatrisi Sempozyumu gerçekleştirilecek. Bu sempozyum ile alana dair güncel bilgi ve deneyimlerin paylaşılması, multidisipliner bakış açısının güçlendirilmesi ve bu alandaki bilimsel ilerlemeye katkı sağlanması hedefleniyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi