Yeni dönemde Türk Amerikan ilişkileri ve İsrail

Trump 20 Ocak'ta yemin edecek.

ABD’de yeni Kongre iş başına gelecek.

Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sayfa başlayacak. Bu sayfa açılırken masada belli başlı konular var.

Büyük resimde en net olan somut gerçek Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik açmaz...

Suriye'deki gelişmeler ister istemez Türkiye'nin İsrail ile birlikte yeni bir denge içindeki ağırlıklarını gündeme getirmekte.

ABD ve İsrail hegemonyası ağırlık kazandı bu resimde.

"Önce Amerika" diyen Trump'ın "Önce Amerika sonra da İsrail” demesi bekleniyor.

***

Yeni döneme girilirken Türkiye ve ABD merkezli çeşitli düşünce kuruluşları da akademik ve diplomatik görüşmelerde bulunarak perspektif genişletmeye çalışıyor.

ABD Kongresi'nin Türkiye algısında Norveç ve Isveç’in NATO katılımı sonrası olumlu ivme yaşandı.

F-16 satışı onaylandı.

Ama net takvim tarih yok. Yenileme kitlerinin üretiminde netlik yok...

Aslında ilișkilerde geriye iki pürüz kaldı.

Biri Türkiye'nin Suriye'nin Kuzeyinde yaptığı operasyonlar, ikincisi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail karşıtı söylemi.

Geçtiğimiz hafta yeni yılın ilk günü New Orleans’ta gerçekleşen saldırıda, eylemi yapan kişinin IŞİD sempatizani çıkmasının ardından ABD Suriye’de ne işi olduğu sorusuna yeni ve taze bir cevap buldu.

Türkiye'nin Suriye’nin Kuzeyindeki tutumu ve İsrail karşıtı söylemi, yeni seçilen başkan Trump'ın Kongre karşısında elini zorlaştıracak konular.

***

Turkiye bunları aşacak söylem geliştirilebilir; -ki Öcalan ile görüşmelerin Suriye'nin Kuzeyi konusunda bir açılıma da yol açması umut veriyor - ekonomik yatırımlarla Türkiye'ye destek olunması ve Türk Amerikan ilişkilerinin parlak bir doneme girmesi olası.

HAMAS elindeki 34 kişinin serbest bırakılması karșılığında ateșkes talep etti.

Başkan Biden geçtiğimiz günlerde bugüne kadar değinmediği halde Türkiye'nin yakın gelecekte bir ateşkesteki rolüne değinmişti.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Ankara'daki basın toplantısında bu konuyu gündeme getirmişti.

Geçitiğimiz hafta Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Başkan Biden’a İran'ın nükleer tesisleri arasında hedef alınabilecek noktaları değerlendiren bir rapor sunduğu açıklandı.

Pazar günü de Wall Street Journal bașkan seçilen Donald Trump’ın ekibinin İran'a hava saldırıları dahil operasyonlar üzerinde calıştığını yazdı. Bu daha önce de dile getirilmişti.

Yani bölgede İsrail'in güvenliği için tüm önlemler masada.

Türkiyeden beklenen iki konu aslında birbiriyle direk ilişkili.

Biri direk İsrail karşıtı söyleme son verme, diğeri Suriye'nin Kuzeyinde"Kürtleri rahat bırakma".
Ayrı başlıklar gibi görünsede Kuzeydeki grupların sadece ABD'nin değil İsrail'in de ortağı olduğu hakikatini hatırlayınca iki konu teke indirgenebilir.
The Jerusalem Post 5 Ocak tarihli makalede "resmi olmasada Kürtlerle ilişkinin" Türkiye’yi öfkelendirdiğini ifade ediyor.

***

Ancak Erdoğan'ın seçmen kitlesi için Filistin kirmizi çizgi. Erdoğan ekonomik kriz için her türlü işbirliğine açık olsada kendisini güçten düşürecek bir söyleme kolay girmeyecektir.

Çarşamba günü İstanbul'da gerçekleşen ve onbinlerin katıldığı İsrail protestosu sadece İsrail'de değil Amerika'da da dikkatle izlendi.

Ateșkes başarılı olursa, Erdoğan İsrail'in bundan sonra Bati Şeria ve Gazze'nin Kuzeyinde izleyeceği siyasete göre mesaj yumuşatabilir.

Donald Trump’ın korumacı ticaret politikaları ve Çin’e ek gümrük tarifeleri, Covid sonrası Türkiyeye açılması beklenen ancak gerçekleşmeyen fırsatları hayata geçirme şansı vermekte.

Uzmanlara göre özellikle yenilenebilir enerji ve teknoloji ürünlerinde Türkiye'nin önü açılabilir.

Erdoğan Türkiye'de yaşayan Yahudi kökenli kesim ile bir sorunu yok. Ancak antisemitik vye terör destekçisi algısı ABD Kongresinde hakim olabilir.

Ayrıca Trump'ın kabinesinde yer alan Dışişleri Bakanı adayı Mark Rubio ve İçişleri Bakanı - İç Güvenlik - Kristi Noem gibi isimlerin de Türkiye ile ilişkilerde olumsuz etki yapan Yunan ve Ermeni lobilerince desteklendiğini not düşmek gerekir.

Eyaletlerde, örneğin son olarak İllinois'de hala Türkiye'nin Pontus Rumlarına soykırımını tanıma çabalı önergeler gündemde.

Türkiye'ye bu yolda yardım edecek ciddi destek kuvvetleri ve işbirlikleri gerekmekte.

Bu işbirliğinin yolu; ABD nezdinde hem kamuoyu hem Kongre nezdinde etkin olması için, hakiki, akademik, tarafsız kurumlara Türkiyenin kendisini anlatmasından geçiyor.

Örneğin Erdoğan TRT World Forum'da İsrail'e destek vermekle Siyonistler ile iş yapmakla suçlanıyor, protestocular gözaltına alınıyor.

Ama Erdoğan çıkıyor iki laf ediyor ve ABD Kongresinin algısı "Müslüman Kardeşler-HAMAS ideolojisine destek veren bir lider olduğu" yönünde şekilleniyor.

Bu işe talip olanların da yeri dar...

Örneğin Turk Amerikan Yönlendirme Komitesi (TASC).

Bir süre yönetiminde görev yapan İsrafil Demir, $13 milyon değerinde sahte Cisco cihaz bulundurmaktan ceza aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan hapis cezası öncesinde dava sürerken ne zaman New York'a gelse Demir ile poz verdi.

Cumhurbaşkanını sakınanların "böyle bir durum var, dikkatli olalım" demeleri gerekmez miydi?

Türk Amerikalıların ABD siyasetinde etkin olma çabasında dikkatli olmaları bir zorunluluk.

Gerçi ABD'de başkan seçilen Trump'ın da10 Ocak'ta modele ödemede sahtecilikten cezası açıklanacak.

Böyle bir vasatta kime ne diyebiliriz?

Tumay Harding Virginia Eyalet Senatosuna aday

Diğer yandan Türk kökenli Tumay Harding, Cumhuriyetçi Parti'den Virginia Eyalet Senato koltuğu için yarışmakta. Seçim 7 Ocak'ta.
Kasım seçimleri sonrası önemli bir nabız yoklaması olacak.

Harding başarılı olursa yolculuğu ileride Temsilciler Meclisine uzayabilir...
Ancak bazı Türk Amerikalılar parti politikalarından dolayı mesafeli.

Türkler arasında Yunan lobisinde olduğu gibi "nerede olursa olsun Türk kökenlileri destekleyelim" görüşünde olanlar da var, tersi de.

Sırf etnik kimlikten dolayı muhafazakar politikaları desteklemek istemeyenlere de saygı duymak gerekir.

THY ve Tahtakurusu haberleri

İstanbul-San Francisco, Johannesburg- İstanbul uçuşlarında görüldüğü iddia edilen tahta kurularına dair New York Times'da (NYT) çıkan haberden sonra Türk Hava Yolları’nın krize yanıtı seyahat bloglarında da tartışıldı.

Yolcuların Facebook paylașımı ardından NYT’da yer alan haber dahi Türkiye'nin İsrail lobisini rahatsız etmesine bağlanabilir...

Zira ABD'li okur da gazetenin bu etkide olduğunu iyi biliyor.

THY Turkiye'nin para kazanan en önemli markası.

Velhasıl bir tarafta ekonomik rahatlama diğer tarafta Suriye’de etkin siyaset izlemek ve İsrail karşıtı söylemde geri adım. Zor seçim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serra Karaçam Arşivi