Tayyip Bey biz sana ne yaptık?

Marmaray’da yanıma geldi oturdu. 72 yaşındayım diye söze girdi. Merak etme başını ağrıtmayacağım diye devam etti. ‘Tayyip Beyi görebilsem, bi vesileyle karşı karşıya gelsem tek bir şey soracağım.’ Diyeceğim ki; Tayyip Bey biz sana ne yaptık?

Şaşırdım. Şaşırdığımı bakışlarımdan anlamış olmalı sözüne açıklama getirdi… ‘Kendi adıma değil, 82 milyon adına soracağım. Hatta beş milyon sığınmacı adına da soracağım’

‘Ne yapmışım diye sorarsa ne dersin’ dedim…

‘Geçen yaz Türkiye nasıldı şimdi nasıl. Geçen yaz pahalılık vardı ama idare ediyorduk bu yaz ölümlerden ölüm beğeniyoruz. Sen hiçbir yılda benzin fiyatının dört kat arttığını gördün mü? Sen hiçbir yılda insanların bir dilim ekmeğe muhtaç hale geldiğine tanık oldun mu? Bir yıl da değil altı ayda yıkıldı Türkiye altında kaldık’

Durdu, derin bir nefes aldı.

Devam etti; ‘oy istedi oy verdik, başkan olacağım dedi başkan yaptık, ülkeyi tek başıma yöneteceğim dedi destek verdik. Biz ona ne yaptık ki bizi bu hale getirdi’

Gözlere doldu…

Hadi eyvallah dedi kalktı vagonun sonuna doğru ilerledi. Belli ki gözyaşlarını görmemi istemedi.

Geçenlerde haberlerde izledim. Orta yaşın üzerinde bir kadın ‘torunum olmasını istemiyorum, çünkü oyuncak alacak param yok’ diyordu.

Onun da gözü yaşlıydı.

Metroda, otobüste, girdiğim her mekânda insanların yüzüne bakıyorum. Gülen insan yok gibi. Yüzlerden mutluluk değil hüzün fışkırıyor, endişe fışkırıyor.

Maalesef Erdoğan’ın kaprisi yüzünden, dünyaları ben yarattım tavrı yüzünden, ülkeyi kendi şirketi gibi yönetmeye kalkması yüzünden, ekonomi bilimiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan teorisini kanıtlamaya kalkması yüzünden, ama en önemlisi inadı yüzünden…

Türkiye gözü yaşlı insanlar ülkesi oldu…

Geçen yılkı Türkiye’ye bakın bir de bu yıla… Zeytinyağı fiyatına bakın, ekmek fiyatına bakın. Esnaf lokantasına oturun iki kap yemek yiyin ödediğiniz faturaya bakın. Dolara bakın. Canınız ne istiyorsa ona bakın.

Eşinizin, çocuğunuzun, torununuzun yüzüne bakın.

Gözleri ışıl ışıl mı, donuk mu?

Yüzlerinde mutluluğun mu resmi var hüznün mü endişenin mi?

Sizin, varsa çocuğunuzun yaşınız ilerlediyse torununuzun yurt dışına gitme Avrupa’da Amerika’da okuma şansı var mı?

Bırakın okumayı bir haftalığına bile gitme ihtimaliniz var mı?

Mesela Londra’ya…

Yok mu?

Bu hale Erdoğan’ın kaprisi nedeniyle geldik. O halde hepimiz 72 yaşındaki adımın sorusunu sormalıyız:

Tayyip Bey biz sana ne yaptık?

Ne yaptık ki bizi bu duruma düşürdün…

______________________________________________________________________

Davutoğlu’ndan açıklama

Dünkü yazımda şöyle bir cümle kurmuştum. ‘Her şeyden önce Davutoğlu 2015 yılının haziran ayı ile kasım ayı arasında olanların hesabını versin. İki seçim arası canlı bombalar neden ortaya çıktı neden yok oldular dönemin başbakanı olarak izah etmeli’ dedim ve ekledim…

İnsanlar ölürken ‘oyumuz artıyor’ sözüne açıklık getirmeli….

Davutoğlu’nun basın müşaviri Ufuk Karcı aradı. Bir düzeltme yapmak istiyorum dedi. O söyleşide Davutoğlu’na üst üste çeşitli sorular soruldu. Gar saldırısı ayrı soruydu anket sonuçları farklı soruydu. Makaslandı, birleştirildi. Sanki Gar saldırısı için söylenmiş haline getirildi’ dedi…

Bilginize…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi