Mehmet Tezkan
‘Siyasi körlük’ Hak Etmediği Sonu Hazırladı
Şu notu düşerek yazıya başlayayım… Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlığı’ndan böyle gitmemeliydi… Kılıçdaroğlu’nun siyasi hayatı böyle son bulmamalıydı…
Çok üzüldüm… İçim acıdı…
Ama yapılacak bir şey yoktu; bu sonu kendi hazırladı. Siyasi körlük bir lideri bu hale getirebiliyor demek ki…
Hadi değişim talebinin gücünü anlayamadı…
Hadi sokağın, seçmenin sesini duyamadı diyelim…
Hadi Genel Merkez Oligarşisi yanıltı diyelim…
Kurultay’da ilk turda çıkan sonucu da mı görmedi, onu da mı değerlendiremedi, delegenin mesajını da mı anlayamadı?
Özgür Özel’in ilk turda maçı aldığı belliydi. İkinci turda fark olacağı açıktı. İlk turun sonunda Özel el ele platforma çıkıp tebrik etseydi…
Çekiliyorum, bütün delegelerin ikinci turda Özel’e oy vermesini istiyorum. Kurultay’dan daha güçlü çıkarız. Yeni genel başkanınız Özgür Özel’dir deseydi ne olurdu?
Salon yıkılırdı… Salon alkıştan inlerdi… Salon gözyaşlarına boğulurdu… Salon şarkılarla, türkülerle, alkışlarla, sloganlarla evine uğurlardı…
Çok şık olurdu.
Ama Kılıçdaroğlu ikinci turu zorlamayı tercih etti. İkinci turda yeterli oyu alabileceğini düşündü. Veya kurmayları ikna etti…
İlk turda Özel’in salt çoğunluk için iki oy eksiği vardı. Diyelim ki ikinci turda delegelerin küçük bir bölümü yer değiştirdi ve Kılıçdaroğlu seçildi. CHP için bundan daha kötü durum olamazdı.
Şaibeli Kurultay olarak kayıtlara geçerdi ki bu durumda seçmenin küskünlüğü nefrete dönüşürdü… CHP bu lekeyi sittin sene temizleyemezdi…
Kılıçdaroğlu bu tehlikeyi de görmedi mi? Göremedi mi?
Siyasi körlüğü hak etmediği sonu hazırladı…
Şimdi diyeceksiniz ki; zaten durumu kavrasaydı, toplumun nabzını tutabilseydi, büyük hayal kırıklığını kavrayabilseydi farklı yol izlerdi kendin bu duruma düşürmezdi…
Maalesef 13 yıllık emeğini heba etti…
Bir dönem geride kaldı. Artık arkaya bakarak aynı konuları tartışmanın anlamı yok. Siyaset bilimi ile uğraşanlar ileride şubat ile kasım arasında yaşanan 10 aylık süreçte bir liderin nasıl çöktüğünü, neden çöktüğünü inceleyecektir.
Ciddi makaleler yazılacağını düşünüyorum…
Çünkü, Kılıçdaroğlu’na şubat ayının başında kesin Cumhurbaşkanı olacak deniliyordu, kasım ayında siyaseten emekli olarak evine döndü… Başlı başına tez konusu!
Geçmişi bırakalım önümüze bakalım dedik…
Seçimden önce Erdoğan kalır mı gider mi diye soruyorlardı…
Seçimden sonra Kılıçdaroğlu hala kalacak mı diye sormaya başladılar…
Dün itibariyle Özel muhalefeti toparlar mı diye sormaya başladılar…
Dikkatinizi çekerim CHP’yi değil muhalefeti toparlar mı diyorlar. Anladım ki beklenti çok yüksek. CHP ile sınırlı değil…
Genç, dinamik, sempatik, kültürlü, deneyimli yeni genel başkanın heyecan dalgası yarattığı ortada… Küskün seçmenin yumuşayacağı…
Sandığa gitmem diyenlerin Özel’e kredi açacağı…
Oyuna ambargo koyan seçmenin ambargoyu kaldıracağı muhakkak…
Kurultay’da esen rüzgar mart ayındaki yerel seçimlerde sandığa yansıyacaktır.