Seçim eylüle
sarkabilir...

Hayatımız mucizelere kalmışken… Mucizelerle mutlu olmaya çalışırken… 10 yaşındaki Aysima’nın 160 saat sonra enkaz altından çıkarıldığı saatlerde bilgisayarın başına oturdum.

Sevinçle hüzün arasında ağlamaklı bir halde.

Depremle boyası badanası dökülen iktidarı çok yazdım…

Ne yazmalıyım?

Cuma günü ‘14 Mayıs’ta seçim olmaz’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım, ertesi gün İYİ Parti Lideri Akşener ‘Seçim 14 Mayıs gününe yetişmez' diyerek beni bir anlamda teyit etti.

Hafta sonu koluma yapışan herkes ‘Abi seçim olur mu’ diye sormaz mı?

O halde… Bu konudan devam etmek farz oldu.

Seçim olur olmasına da ne zaman olur; mesele bu?

Kimine göre; Erdoğan söz verdiği tarihi değiştirmez, 14 Mayıs’ta seçim olur…

Kimine göre; 14 Mayıs’ta seçim olması için Erdoğan’ın 10 Mart’ta seçim kararı alması gerekir. Bu zor. Seçim Anayasa’nın öngördüğü tarihte yapılır. Yani 18 Haziran’da…

18 Haziran şimdilik ağır basıyor ama bir olasılık daha var…

YSK; ‘Depremden 13 milyon insan etkilendi. 10 milyona yakın seçmen yer değiştirdi. Seçmen kütükleri yok oldu, kayıt kuyut kalmadı, yenilemem lazım, önemli bir seçmen kitlesini saf dışı bırakamam. Seçimi etkiler’ diyerek…

Ve… Hazırlık yapamadım bahanesiyle seçimi eylül ayına öteleyebilir…

Galiba böyle de olacak…

Şimdi diyeceksiniz ki iktidarın işine gelir mi?

Cevap vereyim; iktidar, yani Erdoğan, yani Saray 6 Şubat’tan önce bir an önce seçim yapma derdindeydi. Ekonominin dişlileri birbirinden ayrılmadan seçime gitme niyetindeydi.

6 Şubat’taki büyük felaketten sonra işler değişti. Devlet, daha doğrusu AKP iktidarı enkazın altında kaldı. Erdoğan iktidarını enkazın altından kaldırma telaşında. Bu sebeple zamana ihtiyacı var.

Ne mayıs ayına yetişir ne haziran ayına…

Öteleseler, kakalasalar sarkıtacakları tarih sonbahardır.

İktidar yani Saray; ‘Yaz aylarında insanlar rahatlar, enkaz kaldırılır, yeni binaların temeller atılır, umut saçılır, acıları hafif de olsa küllenir. Yaralıların bir bölümü sağlığına kavuşur. Depremden etkilenmeyen illerde yaşayanların bir kısmı ‘ah vah’ demeyi bırakır. Bir kısmı unutur’ diye düşünüyor olabilir…

İktidar böyle düşünüyorsa YSK’da gereğini yapar. Kılıf bulur…

Konuşulan bir olasılık daha var. Seçimin bir yıl ertelenmesi. 2024 yılında yerel seçimle birleştirilmesi.

Olabilir mi?

Olabilir, konuşalım… Anayasa’ya göre savaş hali dışında seçim ertelenmiyor. Savaş çıkacak bir ortam yok. Yunanistan’a bir gece ansızın gelebiliriz dedik, kör talih onlar bir gece ansızın ama izinle enkaz altındaki vatandaşlarımızı kurtarmak için geldi.

Bu sebeple seçim 2024’e kalmaz diyorum…

Kimileri; Erdoğan yıkılan konutlar için ‘Bir yıl süre verin’ dedi ya bu sözü dayanak noktası yaparak seçim ertelenecek diyor.

Senaryoları şöyle: Erdoğan büyük deprem ve depremin ekonomiyi daha da sarsacağını gerekçe göstererek ülke çapında OHAL ilan eder. Meclis anında onaylar. Seçimi bir yıl ertelediğine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararnamesi yayınlar.

Bu kararnameye itiraz kime yapılabilir?

Anayasa Mahkemesi’ne….

Ama… Anayasa Mahkemesi OHAL döneminde Cumhurbaşkanı Kararnamesi’ne bakmayacağını ilan edip elini kolunu bağladı.

Hayda… Eee ne olur?

YSK’ya başvurulur. O da Anayasa Mahkemesi’ne gidin der. Cumhurbaşkanı Kararnamesi var ben karışamam der.

Der mi der… Top oradan oraya dolaşırken 2024’ü buluruz…

Ülke için en ağır senaryo da bu…

Gerçekleşme ihtimali var mı?

Yüzde 50… Saray’ın planı buysa yüzde 100…

Bu ülkede artık hiçbir şeye ‘Bu kadarı da olmaz ya’ diyemiyoruz!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi