Mehmet Tezkan
Nebati Beyi yalan makinasına bağlasak!
Yanlış anlaşılmasın benim şahsıyla bir derdim yok. Kendisini tanımam. Geçen hafta yalan söylediğini yazdım, Halk TV ekranlarında da söyledim.
Gözlerimizin içine bakarak yalan söylüyordu.
Mandacı iktisatçılar yalan söylediğini gözlerinin içine bakmadan rakamlarla, resmi verilerle kanıtladılar.
Nebati bey sözünden dönmedi. Daha doğrusu yalanından… 20 Aralık akşamı (doların 18’den 11 liraya düştüğü gece) halkın şakır şakır dolar sattığını ısrarla yineledi.
Hürriyet’in yayın yönetmenini bile etkilemiş olacak ki köşesinde ‘Ak Parti iktidarının özgüvenini yeniden tesis ettiği gündür’ diye yazdı.
Nebati’nin Türk modeline geçiş gecesi ilan ettiği uygulamayı kutsadı, alkışladı.
Ama mandacı iktisatçılar aynı görüşte değil…
Büyük dolap döndüğünü, katakulli olduğunu söylüyorlar. Halkın dolar satmadığını tam tersi kur düşünce aldığını rakamlarla önümüze koyuyorlar.
Bu arada önemli bir bilgi. İktidara yakın yazarlardan, iktisatçılardan, TV yorumcularından evet o gece halk şakır şakır dolar sattı diyeni görmedim, duymadım, okumadım.
O gece döviz mevduat hesapları boşaldı halkımız 5 milyar, 7 milyar dolarını satarak Türk lirasına geçti konulu tek bir satır dahi görmedim.
Bu konuda tek bir veri dahi yok. Çünkü böyle bir olay yok.
Var diyen kanıtlasın.
Yok diyen kanıtlıyor.
Dedikleri şu; halk Erdoğan’a güven duyduğunu bir kez daha gösterdi.
Nasıl?
Nasılın yanıtı da yok. Çünkü söylediklerini altı boş.
Ama Nebati konuşmayı sürdürüyor. İş insanlarına konuşuyor, TV’ler canlı yayınlar yapıyor. İddiası şu; Türk modeli ekonomi dünyada fark yaratacak.
Nasıl?
Kur garantili mevduat sistemi döviz hesaplarının bozulmasını sağlayacak. İnsanlar TL’ye geçecek. Dolar/Euro kuru düşecek, kur düşünce enflasyon da düşecek, enflasyon düşünce hayat ucuzlayacak, halk refaha kavuşacak.
Dün bu sözleri söylerken Nebati’nin gözlerinin içine baktım.
Hani diyor ya gözlerimin içine bakın. Ben de baktım. Kanaatim şu; doğruyu söylemiyor, söylediklerine kendi bile inanmıyor.
İktisatçılar ne der bilmem ama benim önerim Nebati beyin yalan makinasına bağlanmasıdır. Yalan makinasıyla istediği kanala çıksın 20 Aralık gecesini bize anlatsın.
Dolar birkaç saatte 18 liradan 11 liraya nasıl düştüğünü izah etsin.
Çıkmaz/ çıkamaz, izah edemez…
Diyeceksiniz ki nasıl bu kadar rahat yalan söylüyor. Patronundan öğrenmiş olmalı. Genel Başkanı’ndan…
Erdoğan ne dedi; ‘Merkez Bankası rezervleri bir ara eksildi ama ben yoktum Cumhurbaşkanıydım’
Dedi mi dedi…
Söylediği doğru mu?
Değil…
Merkez Bankası döviz satmaya, yeni rejimle, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden sonra, tek adam yönetimin ayakta kalması için başladı.
Rakamlar ortada…
Nebati’nin patronu gözlerimizin içine bakarak yalan söylüyorsa Nebati’nin aynı yöntemi izlemesi normal.
Peki halk ine diyor?
Tehditler savuracaklarına, korku iklimi yaratacaklarına, koysalar sandığı önümüze de halkın ne dediğini ne düşündüğünü öğrensek…
( Aslında halk kavramı yanlış ama ağız alışkanlığı, sokağın dili diyelim. Millet kavramı da yanlış. Seçmen demek doğrusu.
Neden mi?
Milletin iradesi bunu istiyor dersiniz diktatörlüğe giden yolun yapısını aşarsınız. Bir üst noktası faşizmdir.
Halkın iradesi derseniz yine aynı kapıya çıkarsınız. Üst noktası komünizmdir.
Sandığa giden, oy kullanan seçmenin dört yıllık, beş yıllık tercihi diye bakarsanız demokrasiyi bulursunuz)