Mehmet Tezkan
Millet 'yeter' diyecek ama kime?
Önce MHP lideri işaret fişeğini attı. Sonra hükümetin yegane temsilcisi seçim tarihini ilan etti.
Sürpriz gelişme olmazsa 14 Mayıs’ta sandığa gideceğiz.
Nasıl gideceğiz?
Cumhurbaşkanı Meclis’i fesih ederek seçim kararı alacak. Altını kalın çizgiyle çizelim. Bu konuya döneceğim…
Neden 14 Mayıs?
14 Mayıs Demokrat Parti’nin 1950 yılında ‘yeter söz milletindir’ diyerek iktidara geldiği tarih.
Görünen o ki; ‘yeter söz milletindir’ sloganı seçimin başlıca kavga konularından biri olacak.
Neden mi?
Çünkü; Erdoğan ‘14 Mayıs’ta millet 6’lı masaya, bu darbe şakşakçılarına yeter diyecektir’ sözleriyle meşhur slogana sahip çıktı ama yerli yerine oturmadı.
Niye mi?
6’lı Masa ülkeyi yönetmiyor ki seçmen yeter artık desin.
6’lı Masa enflasyonu azdırmadı ki seçmen yeter artık desin.
6’lı Masa paramızı pul yapmadı ki seçmen yeter artık desin.
6’lı Masa yoksulu daha yoksul zengini daha zengin yapmadı ki seçmen yeter artık desin.
6’lı Masa orta sınıfı yok etmedi ki seçmen yeter artık desin.
Ayrıca ‘yeter söz milletindir’ sloganı uzun süren iktidara karşı üretildi. Ülkeyi 27 yıl yöneten CHP iktidarına son vermek adına kullanıldı.
Gerçi burası da karışık bir konu. DP’yi kuranlar ‘yeter söz milletindir’ diyerek meydanlara çıkanlar da uzun CHP iktidarında yöneticiydiler. Mesela Celal Bayar uzun CHP iktidarında başbakanlık yaptı.
Kısaca sloganın eshab-ı mucibesi uzun süren iktidara noktayı koymak.
Millet İttifakı içinde yer alan partiler bu sloganı zaten kullanıyorlar. 14 Mayıs seçimi öncesinde 20 yıllık AKP iktidarına karşı bol bol kullanacaklar…
‘Yeter söz milletindir’ diyecekler…
Bakalım millet/seçmen hangi tarafın ‘yeter’ çağrısına mührü basacak?
Meselenin önemli başka bir boyutu daha var. Meclis karar almayacağına göre, seçime Cumhurbaşkanı’nın kararıyla gideceğiz dedim. Cumhurbaşkanı Mart ayında Meclis’i fesih edecek.
AKP’lilerin fesih değil, seçimi yenileme kararı. Seçim tarihinde güncelleme yapacak falan demesi boş laf. Unutmayın zam yaparken de güncelleme yaptık diyen bir iktidarla yönetiliyoruz.
Bal gibi fesih.
Soruyorum seçilen cumhurbaşkanı Meclis’in yapısını beğenmezse Meclis çoğunluğu elde etmek için yeniden seçime gitme kararı alabilir mi?
Evet…
Nasıl alır?
Meclis’i fesih ederek. Yani işlevine son vererek.
Dikkatinizi çekmek istediğim mesele şu: 14 Mayıs’ta Türkiye ilk defa Meclis iradesi dışındaki bir iradenin kararıyla seçime gidecek.
Meclis çaresiz uyacak… İtiraz edemeyecek.
Ama Anayasa Cumhurbaşkanı’na bu hakkı tanıyor denebilir.
Doğru…
Ama kriz anında, ülke yönetilemez duruma gelirse… Böyle bir durum var mı? Yok.
Yoksa bu acele neden?
Tahminim o ki; ekonomik krizin boyutları giderek büyüyor. Dolar patlamak üzere, zor tutuyorlar.
Enflasyon yeniden sıçrama tahtasına bastı, yarının ne olacağını kimse bilmiyor.
Memleket bu halde…
2018 yılını hatırlatırım. Bahçeli yine ansızın erken seçim dedi. Ağustos sonunu işaret etti. Erdoğan seçim tarihine müdahale etti.
Bahçeli ile görüşerek seçim tarihini 24 hazirana çekti. Hava şartlarını dinlemedi!..
Ben dahil herkes bunu İYİ Parti’nin seçime girmemesi için yapılan hamle olarak yorumladı. Ama ağustos ayında doların infilak ettiğini ekonominin rayından çıkmaya başladığını görünce işin gerçeğini anladık.
Saray’ın ağustos ayını beklemeye hali yokmuş…
Galiba şimdi de böyle bir durum var. Saray bir an önce seçime gitmek için acele ediyor. 18 Haziran’ı bekleyemiyor.
Saray sudan gerekçelerle Meclis’i fesih etmeyi bile göze almış vaziyette.
Anlaşılan takati kalmamış!..