Korkunç Şeyler Oluyor: KORKUN…

Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu kuryeye arkadan çarptı; sadece bir kişinin ölümüne neden olmadı…
Sadece cinayet işlemedi…
Türkiye’deki yargı sistemini de patlattı… Türkiye’nin ikinci sınıf Ortadoğu ülkesi değil, üçüncü sınıf Afrika ülkesi olduğunu gözler önüne serdi…
Muz cumhuriyeti desem alınırlar mı?
Kızarlar mı?
Öfkelenirler mi?

Gelin ne olduğuna bakalım. Kazadan sonra Muhammed Hassan Sheikh Mohamud karakola götürülüyor. Yalan, yanlış ifade veriyor. Karakolda misafir edilirken(!) İBB çarpma anının görüntülerini gönderiyor.
Polisler bakmıyor… Kuryenin ifadesini almak için hastaneye giden polisler eli boş dönüyor
Çünkü bilinci kapalı. Yani komada…
Buna rağmen savcı sözlü direktifle polislere bırakın gitsin diyor…
Cumhurbaşkanı’nın oğlu gidiyor; gidiş o gidiş… Atlıyor uçağa yurt dışı, resmen kaçıyor… Mohamud ortadan yok olunca savcılık olayı bütün yönleriyle araştırmaya karar veriyor. Soruşturma başlatıyor. Ve Mohamud için gözaltı kararı veriliyor.
Ölen ölmüş, kaçan kaçmış!...
Karakol polislerine bırakın gitsin diyen savcılık şimdi şüphelinin yakalanması uluslararası prosedürü titizlikle yürütecekmiş!..
Somali’den getirtip yargılayacaklar mı?
Sorum şu…
Kaza yapanın kuryeyi yağır yaralayanın Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu olduğu öğrenilince Ankara’dan birileri savcıyı aradı mı aramadı mı?
Somali Büyükelçiliği ricacı oldu mu olmadı mı?
Adalet Bakanlığı devreye girdi mi girmedi mi?
Ağır yaralının olduğu kazada sürücüyü karakoldan bırakmak normal prosedür mü?
Sıradan bir vatandaş bu kazayı yapsaydı aynı işlem yapılır mıydı?
Adalet Bakanı ne diyorsunuz?
Adalet Bakanı meselenin bu hale gelmesine öfkelenmiş olacak ki; olay yeri incelemesi ve kusur değerlendirmesi yapan polisler hakkında soruşturma açmış…
Neden mi?
Cumhurbaşkanı’nın oğlu yüzde yüz kusurlu bulunmuş da ondan galiba!..
Adalet Bakanı’na bir sorum daha…
Kurye yüzde yüz suçlu bulunsaydı polisler hakkında yine soruşturma başlatır mıydınız?Dikkatinizi çekmek istediğim bir başka mesele daha var. İBB, yani İstanbul Belediye’si iktidarın elinde olsaydı, kamera görüntüleri hızla karakola gönderilir miydi?
Kamuoyu ile paylaşılır mıydı?
Soru işareti…
Türkiye Somali Cumhurbaşkanı’nın yargı marifetiyle ülkeden kaçmasına izin verilip verilmediğini konuşurken bizim Mogadişu Büyükelçisi dün Somali Cumhurbaşkanı’nı ziyaret etti. Tek başına değil yayına Somali’de görev yapan asker heyeti de aldı…
Tesadüf mü?
Türk Kamuoyuna Somali bizim için önemli, kurye kazasına takılmayın mesajı mı?
Bu buluşmayı kim organize etti…
Somali Cumhurbaşkanı mı, Ankara mı?
Bu olay basit bir olay değil…
Kuryeye arkadan çarpıp ağır yaralayan Mohamud’un elini kolunu sallayarak yurt dışına kaçması kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz’ı hatırlattı…
Size de hatırlatayım…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü kara para aklama soruşturması kapsamında Korkmaz'ın mal varlıklarına tedbir, bankadaki parasına da blokaj konuldu. Yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Aynı savcılık kısa bir süre sonra MASAK raporunu gerekçe göstererek tedbirin kaldırılmasını istedi. Mal varlığı da parası da serbest bırakıldı, yurt dışı yasağı da kaldırıldı.
Bu olay patlak verince anlaşılıyor ki, MASAK Korkmaz'ı aklayan rapor vermemiş. Soruşturmanın başladığını belirtmiş.
İstanbul Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz hakimi mi kandırmış? Hakim MASAK'ın raporunu okumadan mı karar vermiş?
Yoksa ikisi de okuduğunu anlamamış mı?
Bir yığın soru işareti...
Korkmaz'ın mal varlığının serbest bırakılmasını sağlayan Başsavcı Vekili’ne ne oldu diye merak ediyorsanız hemen yanıtlayayım…
Adalet Bakan Yardımcısı yapıldı… Korkmaz’ın kaçmasından 10 gün sonra…
Bu da tesadüf mü?
Korkun demem bundan… Türkiye’de yargı artık hukuka, adalete sırtını dayamıyor…
Bir yerlerden gelen telefona baktığı izlenim veriyor!...

NOT: Dört gün yurt dışındayım. Yani kısa bir mola. Pazartesi buluşmak üzere…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi