Mehmet Tezkan
Kabahatin çoğu senin canım kardeşim
Biliyorum, canım kardeşim elektrik faturaları öldürücü darbe oldu. Ömrü hayatımda böyle zam görmedik diyorsun.
Biriktirip bir kere de patlattılar, iflahımızı kestiler diye dövünüyorsun. Ama canım kardeşim seni gaz lambasından, mumdan kurtaran Reis değil mi? Evine elektrik getiren!..
Reis’ten önce elektrik nedir bilmezdin!
Bu gidişle gaz lambasına geri döneriz mi dedin?
Duyamadım… Televizyonu açarken bile elin mi titriyor?
Haklısın ama bi düşün canım kardeşim; kabahatin çoğu senin olabilir mi?
Eve doğalgaz bağlanınca sevinmiştin değil mi? Reis ne diyordu; ‘eskiden analarınız ne çekmişti ah ah. Odun taşı, kömür taşı, sobayı yak. Sabah erken kalk külleri temizle. Şimdi öylemi çevir düğmeyi ev sıcacık.’
Miting meydanlarında böyle demişti değil mi? Yıllarca bununla övünmüştü değil mi? En icra köşelere kadar doğalgazı götürdüklerini söylemişti.
Doğalgazın var Allah’a şükür ama ev buz gibi değil mi? Yeniden soba kurmayı mı düşünüyorsun?
Apartmanda baca yok mu?
İki göz evine doğalgaz bağlanınca bacayı mı kırdırdın?
Vay be!..
Kombiyi yakamıyorsun değil mi? Yakarsan gelecek faturayı ödeyecek para yok değil mi? Biliyorum, kazak, yorgan, battaniye bu kışı atlatma peşindesin.
Şöyle arkana yaslan düşün canım kardeşim, kabahatin çoğu senin olabilir mi?
Benzin fiyatından şikâyet etmeye hakkın yok. ‘Kaç para zam gelirse gelsin bana koymaz ben hep 50 liralık alıyorum’ demiyor muydun?
Diyordun değil mi? Hem de gülerek diyordun…
Yine 50 liralık koydur, gez gezebildiğin kadar.
50 liraya 3,5 litre mi veriyorlar? O paraya benzinciden evine bile gidemez misin? O zaman 200 liralık koydur. Rengi mor olan paradan.
200 lirayı bir arada göremedin mi?
Ben sana ne diyeyim canım kardeşim, kabahatin çoğu senin olabilir mi?
Sesini duyar gibiyim, ‘böyle enflasyon görmedim, yaşamadım’ diye söyleniyorsun…
Sesini diyor gibiyim, ‘markete giremiyorum, girsem bile raflara yaklaşamıyorum’ diye öfkeleniyorsun…
Biliyorum eti unuttun. Eve süt/ yumurta/peynir bile götüremiyorum diye dertleniyorsun…
Ah be canım kardeşim, dolar 18 liradan 13 liraya indi diye davul zurna çalıp, halay çeken sen değil miydin?
Ben yoktum mu dedin. Duymadım…
Kur artınca Reis ‘onların doları varsa bizim Allah’ımız var’ dediğinde çılgınca alkışlamadın mı?
Son sorum: asgari ücrete yüzde 50 zam yapılınca bayram edenlerin içinde yok muydun?
Sesin çıkmadığına göre vardın değil mi?
Vardın, vardın…
Sonucu gördün işte… Daha ilk zamlı maaşını almadan hükümet verdiği parayı katlayarak geri aldı.
Beş ay, altı ay öncesini bile mumla arar hale geldim mi dedin…
Sesin kısık çıktı, işitemedim!.. Ne dedin, ne dedin…
Ah be canım kardeşim, kabahatin çoğu senin olabilir mi?
Farkındayım… ‘Yeter be neden kabahatin çoğu bende olsun’ diye isyan etmek üzeresin.
Söyleyeyim o zaman.
Bu tek adam rejimini sen getirmedin mi? Referandumla sordular evet dedin.
İtiraz ediyorum. Yarımız evet dedi yarımız hayır dedi. YSK devreye girmeseydi sandıktan bu rejim çıkmazdı.
YSK’ya itiraz ettin mi? Mühürsüz oyların geçerli sayılmasına tepki gösterdin mi?
Hayır ama koskoca CHP bile yeterince tepki vermedi.
Haklısın, kabahatin çoğu CHP’de zaten canım kardeşim.
Seçimlerde oyunu Reis’e verdin ama; kabul et. Şimdi şikâyet ediyorsun, hakkın yok.
‘Bu kardeşinize oyunuzu verin faizler, kurla, enflasyonla nasıl mücadele edilir görün’ demişti ya inandık.
Sözünü tuttu mu peki?
Çatır çatır mücadele edip seni refaha kavuşturdu mu?
Genç arkadaşım sana soruyorum. Okul çıkışında arkadaşlarınla bir kafede oturabiliyor musun?
Sinemaya, tiyatroya gidecek paran var mı? Hadi doğru söyle kız arkadaşına yemek ısmarlayacak gücün var mı? Baş başa birer bira içecek?..
İlk defa oy kullanacak altı milyon genç arkadaşıma sormuyorum…
Son seçimde oy veren genç arkadaşlarıma soruyorum…
Haliniz nasıldır, nicedir?
Şunu kabul edin. Ağlamaya sızlamaya hakkınız yok.
Kabahatin çoğu senin canım kardeşim…