İmamoğlu nereye koşuyor?

Medyada ‘CHP değişecek Türkiye de değişecek’ sloganıyla yer buldu ama İBB Başkanı İmamoğlu’nun mesajları bunun çok ötesindeydi…

Çok derindi… Çok kapsayıcıydı… Geleceğe dönüktü…

Geçmişte yaptıkları hatalara vurgu yaptı. CHP’yi değiştirmenin hazırlığı içinde olduklarını ilan etti…

Peki nasıl bir CHP istiyorlar? Veya nasıl bir CHP düşlüyorlar?

İmamoğlu’nun sözlerini satır satır irdeleyelim mi?

İmamoğlu dedi ki…;

Günü kurtaran değil, kalıcı politikalar ve yeni bir vizyon sunmalıyız...

Tercümesi şu:

İktidarın yanlışlarına günlük tepkiler koyarak, bazı sıkıntılara palyatif öneriler getirerek veya çözüm bularak değil sağlam, kalıcı öneri ve taleplerle seçmenin karşısına çıkmalıyız…

İmamoğlu dedi ki;

Farklı toplumsal tüm kesimlerin taleplerinin kapsanabildiği, toplumun tüm kesimlerinin kendini içinde ve anlamlı hissedebileceği bir siyaset kurumu haline gelmemiz şart…

Tercümesi şu…

Önce geçmişle ilgili kısa bir değerlendirme: CHP bugüne kadar toplumun tüm kesimleriyle ilgilendi. Bizdendir, başka partidendir demedi. Apartman görevlisinden, kamyon şoförüne, geçici işçiden, sigortasız çalışanına kadar her kesimin sorunuyla ilgilendi.

Seçim döneminde milletvekili listelerinde muhafazakarlara yer verdi, radikal milliyetçilere yer verdi, mütedeyyinlere yer verdi, hatta siyasal İslamcılara bile yer verdi…

Olmadı, tutmadı…

Oyunu bir gram attıramadı….

Son seçimde milli görüşü temsil eden Selamet partisini, AKP’den kopan liberal görünümlü DEVA partisini, İslamcı tonu ağır basan Gelecek partisini, milliyetçilik damarı daha yüksek demokrat partiyi kurumsal olarak içine aldı.

Fayda etmedi… Çünkü onlar ve onların seçmeni kendilerini CHP’nin içinde görmedi. Kendilerine değer verildiğini hissetmedi. Seçim için, oy için siyasi manevra gördüler…

İmamoğlu diyor ki; o kesimlerin de kendilerini ifade edecekleri, benimseyecekleri siyasi yapı olmalıyız. Bizim yolculuğumuza onlarda gönülden katılmalı.

İmamoğlu’nun sözlerini böyle okudum.

Böyle yorumladım…

Ha şimdi diyecekler ki bu sağa açılma?

CHP neredeyse 10 yıldır sağa açılmaya çalışıyor da ne oldu?

Bence bu….

Sağa açılma değil, sağı içine çekme projesi… Merkez sağı, mütedeyyin/muhafazakarlar/milliyetçi kesimi CHP şemsiyesiyle buluşturma hedefi…

İmamoğlu dedi ki:

Baskıcı düzen nedeniyle sivil toplum gerçek anlamda kendini ifade edemiyor… Sivil toplum siyasetle bağını kopardı.

Tercümesi şu:

CHP’nin bugünden tezi yok yapacağı tek şey var. Sivil toplum örgütlerinin protesto eylemlerine tam destek vermek. Onlara sahip çıkmak. Çünkü demokrasiyi ayakta tutunan siyasi partiler değildir, sivil toplum kuruluşlarıdır.

CHP yönetimi uzun dönem kutuplaşma artar Erdoğan’ın işine gelir diye sokak eylemlerinden uzak durdu. Sivil toplum kuruluşlarına aman biz seçimi kazandık sokağa çıkmayın, protesto eylemi yapmayın, işi bozmayın diye telkinde bulundu. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, öğretim üyelerinin şanlı direnişine bile yeteri kadar destek vermediler.

Sonuç!... Sinen sivil toplum… Kime yaradı?

İmamoğlu dedi ki:

Siyasete ilgi azaldı. Yaş ortalaması yükseldi. Gençlerin en az ilgi gösterdiği alan oldu, hatta siyaset yapanlar büyük itibar kaybı görüyor…

Tercümesi şu…

Siyaset profesyonelleşti… Kimi genel merkezi tuttu, yıllarca kalmak için düzenini kurdu. Kim genel merkezde önemli makamları işgal ederek milletvekili seçilmek isteyenleri listeye koymak için yüklüce para aldı. Kimi milletvekili olmak için milyon dolar harcadı…

Gençler bize yer yok diye hem partilerden koptu hem siyasetten uzaklaştı. O gençleri geri döndürmeliyiz…

İmamoğlu dedi ki….

Siyaset kurumunun toplumda diyaloğa açık olması gerekir…

Tercümesi şu…

İmamoğlu siyaset kurumu diyor ama aslında CHP tabanına söylüyor. İl örgütlerine, ilçe örgütlerine… Hepsi değil ama çoğu halktan kopuk. Bambaşka havadalar. İlçe başkanı olmanın keyfini çıkarmayı daha önemsiyorlar. Halkın sorunlarını dinleyeceklerine gün boyu ‘yüksek siyaset’ yapıyorlar. CHP teşkilatının çoğu yerde CHP’ye gönül verenlerle bile diyaloğu yok.

İmamoğlu’nun konuşmasından çıkardığım sonuçlar bunlar… Şimdi diyeceksiniz ki İmamoğlu nereye koşuyor?

Genel Başkan olmaya mı?

Hayır, CHP’yi değiştirmeye, yüzde 40’un üzerinde oy potansiyeli olan parti yapmaya….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi