Mehmet Tezkan
İmamoğlu kararı 'istinaf'tan döner
İmamoğlu kararı üzerine çok yazıldı çizildi. AKP’lilerin de kahir ekseriyetinin kanısı kararın hukuki değil, siyasi olduğu… Hukuka uygundur, verilen ceza yerindedir, yasalara uygundur diyen hukuk eğitimi almış tek kişi bulamazsınız. Konuşmamız gereken mesele bundan sonra ne olacağı? Ülkede hala hukuk varsa "İmamoğlu kararı" istinaf mahkemesinden döner, dönmesi lazım…
Ama karar hukuki değil, siyasal nedenlerle alındıysa istinaf mahkemesinin de aynı doğrultuda davranması gerekir.
Yani… Onaylaması mı?
Niyet bu yöndeydi, Akşener’in öncülüğünü yaptığı, yıldızlaştığı Saraçhane tepkisinden sonra işler değişti. Saray’ın iktidarını korumak için her şeyi yapabileceği, hukuk/adalet tanımayacağı düşüncesi, gerekirse zor kullanacağı iddiası zihinlerde kabul görmeye başladı…
AKP’liler bile kendi iktidarlarına kuşkuyla bakmaya başladılar...
AKP’li olmayanlar korkuyla!...
Saray bunu çabuk fark etti. Çark etmenin yolunu arıyor.
Neden mi?
İmamoğlu’na yaratılan mağduriyeti Akşener siyasi ustalıkla 6’lı Masa’nın mağduriyetine çevirdi. 6’lı Masa’ya yapılan operasyon gibi algılanmasını sağladı. Saray’daki hesaplar değişti. Mesele, İmamoğlu meselesi olmaktan çıktı. Mesele Erdoğan’ın karşısında kimi görmek istemediği meselesine geldi. Mesele Saray’ın bu uğurda yargıyı kullanabileceğine kadar gitti…
Saray rahatsız oldu tabii…
Üst üste verilen demeçlere bakın. Hepsinde panik hali var. Hepsinde basma kalıp, fabrikasyon sözler var.
Adalet Bakanı "durun daha yargı süreci bitmedi, daha siyasi yasak gelmedi" diye feryat figan etti.
AKP Sözcüsü de öyle…
Cumhurbaşkanı Yardımcısı da…
Hatta Cumhurbaşkanı da!..
Son demecine bakalım:
Mardin’de; "Henüz biten yargı süreci, yasak yok. Asıl çarpıklık, yargı sürecinin 6'lı masanın siyasi çekişmesinin mezesi haline getirilmeye çalışılması" dedi… Altını çizerim, "Yargı süreci bitmedi, yasak yok" söylemi ortak dilleri oldu.
Demek ki pişmanlar…
Demek ki çark edecekler…
Savcı’nın usul ve yasaya aykırı hususlar içermesi nedeniyle kararın bozulması için istinaf mahkemesine başvurmasının nedeni bu.
İstinaf mahkemesi talebe uyacak, kararı bozacak. İlk dereceli mahkeme davayı yeniden görüşmeye başlayacak, yeni tanıklar dinleyerek, süreci uzatacak. Cumhurbaşkanı seçimi sonrasına erteleyecek.
Neden mi bu kanıya vardım?
Erdoğan her seçime mağdur olarak girdi…
İlkinde yasaklıydı, ikincisinde 27 Nisan muhtırası geldi, üçüncüsünde darbe yapılacağı algısı, dördüncüsünde terörün azması (2015) beşincisinde dış güçlerin ekonomik olarak Türkiye’yi çökeltme girişimine karşı dik duruş…
İmamoğlu’na siyası yasak gelirse Erdoğan ilk kez bir seçime muktedir, rakibi mağdur olarak girecek. İmamoğlu’nun aday olup olmasın önemli değil, 6’lı Masa’nın çıkardığı aday da artık mağdurlar listesindedir.
"Başıma her an her şey gelebilir" diye yola çıkacaktır.
Erdoğan’ın "biz bu yola çıkarken kefenimizi giyip çıktık" sözünü yerle yeksan edilecek. Kefen retoriği elinden çekilip alınacaktır. Erdoğan’ın halktan koptuğu, çevresinde "haklısınız efendicilerden" başka kimsenin kalmadığı, Saray’a kapandığı, kimseyi dinlemediği, yaşlandığı, yorulduğu doğru karar alamadığı, üç beş danışmanının etkisinde kaldığı iddia edilse de…
Sonunda Erdoğan girdiği her seçimi öyle veya böyle kazanmış bir siyasetçi…
Tekrarlıyorum… Kendisinin muktedir, rakibinin mağdur olduğu bir seçim ortamı yaratmaz.
Eee ne olacak diyeceksiniz?.
Eee'si şu: İmamoğlu kararı istinaftan döner.
***
Yazıyı Sesli Köşe'den dinleyebilirsiniz.