Hükümetin raf ömrü altı ay

Artık parantez açıp hükümetten kastim şu dememe gerek yok herhalde. Ülkemizde hükümet bir kişi.

Recep Tayyip Erdoğan.

Aldığı kararın arkasında durma süresi altı ay..

Kısaca raf ömrü diyoruz…

Kimileri dik duruyor, kararlılık uygulayacağız dediği adımlardan asla vazgeçmiyor diye övgüler yağdırıyor ya..

Derin dehlizlere dalıp çetrefilli meselelerden cımbız yaparak bakın işte şu demeyeceğim.

Net somut iki örnek vermek istiyorum.

Birincisi, Rahip Brunson vakası. Erdoğan, Amerika’ya kafa tutarak ‘bu can bu bedende bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsınız’ dedi ya..

O terörist rahip, Erdoğan’ın bu sözünden kaç gün sonra tahliye oldu? Kaç gün sonra ABD’ye uçtu? kaç gün sonra Beyaz Saray’da Trump tarafından ağırlandı?

Söyleyemem, utanırım…

Google girin o söylesin!..

Erdoğan faizi indirme noktasında kararlılıklarını sürdüreceklerini ilan etti ya…

Kimi gazeteciler dik duruş diye alkışladı ya...

Bakın aynı Erdoğan tam bir yıl önce ne demişti:

‘ Faiz acı ilaçtır kararlılıkla uygulayacağız. Faizleri en azından enflasyon seviyesinde tutma mecburiyeti bu konuda verdiğimiz mücadeleyi zora sokuyor’

Dikkat…

Ne diyor?

Faizleri en azından enflasyon seviyesinde tutma mecburiyeti diyor..

Erdoğan bu kararlılığı ne zaman göstermiş?

11 Kasım 2020 tarihinde.

Bu kararlılığından ne zaman vazgeçmiş?

20 Mart 2021’de.

Kaç ay sonra?

4 ay 10 gün sonra.

Erdoğan’ın kararlılığının raf ömrü 4 ay 10 günmüş!..

Altı ay diye abartmışım.

Merkez Bankası faizi düşürerek düşük faiz yüksek kur politikasına ne zaman geçti?

23 Eylül 2021 tarihinde.

Aradan kaç gün geçti?

Yaklaşık üç ay diyelim. Yani raf ömrü daha dolmamış!..

Merak edilen şu… Ekonomik yangının faturasını birilerine deneyi bırakıp hayatın normal şartlarına bugün mü dönecek yoksa ocak ayında mı?

Sizce hangisi…

Ama… Kararlıyım dedi, dik duruş sergiledi sonuna kadar gideceğim dedi; vazgeçmesi mümkün değil diyeceksiniz.

Mümkün. Çünkü:

2020 yılının kasım ayında bugün söylediklerinin tam tersini söyleyerek de kararlılık vurgusu yapmıştı.

Rahip Brunson için canını ve bedenini ortayla koyarak kararlığını dile getirmişti.

Tam tersini yaptı..

Bu arada Google amcaya müracaat ederek Erdoğan tek adam yönetimini ilan ettikten sonra (tek kişilik hükümet) kaç defa yeni ekonomik program açıkladığına bakar mısınız?

2018’de, 2019’da, 2020’de, 2021’de..

Her yıl birbirinden farklı birbiriyle çelişkili ekonomik programlar… İşin ilginç yanı hepsi kendini destekleyen medya tarafından alkışlanmış.

Faiz artırmak zorundayız dediğinde de..

Faizi indirmek zorundayız nas var nas dediğinde de..

Eee, bugün ne olur diyeceksiniz?

Gelin birlikte değerlendirelim…

BİR: Merkez Bankası faizleri indirmeye devam ederse, memleket yanacak ama Erdoğan kararlılığını ispat edecek.

Yandaşları dik duruş budur diye alkışlayacak.

İKİ: Merkez Bankası faiz indirdiğini durduğunu ilan ederse, Erdoğan’ın ‘ nas ortada sana ne oluyor bana ne oluyor’ söylemi alay konusu olacak. Herkes ‘nas’ ın sırı yüzde 15 miydi diye soracak. Faizden alınan paranın 15’i helal de üstü haram mı diye geyik muhabbeti başlayacak.

ÜÇ: Peki ya faiz artırırsa. Küçük olasılık ama diyelim ki oldu. Erdoğan gerçeği görmüş olur. Yangına su sıkmış olur.

Üç yıl önce de faizi yükseltip sonra tekrar indirip sonra tekrar yükseltmek zorunda kaldığı günkü konuşmalarından birini tekrarlar. Taraftarları yine alkışlar.

Hatırlayın, 2018 yılında Merkez Bankası faizi 625 puan arttırmıştı.

Mecburiyetten!..

Erdoğan sahip çıkmıştı. Gerçi o zaman nas yoktu…

Bugün de yüzde bir olasılık bile olsa Merkez Bankası faizi arttırabilir.

Yaparsa söylediğini yutmuş olmaz mı? Dik duruşuna ağır darbe vurmuş olmaz mı?

Hiçbir şey olmaz.

İki örnek verdim, Erdoğan hangisinde dik durdu ki. Erdoğan duruma, konjonktüre göre davranan siyasetçi portresinin tipik örneği.

Bugün öyle ertesi gün böyle felsefesinin hayata geçirenidir. Yaptığına ikna edici gerekçe bulan ender siyasetçilerden biridir.

Merkez Bankası faizi artırırsa; ‘piyasa terörünün belini kırmak için attığımız adım’ der çıkar işin içinden…

Merak etmeyin kimse sorgulamaz. Hatta alkış bile alır…

Peki, dediğim dedik, vaz geçmem sonuna kadar gideceğim diye diretirse…

Yazının başlığına bir daha bakarsanız ne dediğimi anlarsınız…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi