Genelkurmay’ın utanç kararı!

Geçen haftaya sürgün kararı. Tabii ki AKP Genel Başkanı’nın, yıllardır ‘bebek katili’ dediği Öcalan’ı meşrulaştırma çabası yabana atılmaması gerekir.

Cumhurbaşkanı unvanı taşıyan bir kişinin, yani Devlet Başkanı’nın beş yıldır tutuklu olan, suçunu hala öğrenemediğimiz HDP eski eş başkanı Demirtaş’ın, müebbet hapisle cezalandırılan Öcalan’a neden hesap vermesi gerektiğini söylemesi de önemli konu…

Aslında çok derin konu…

Bir ülkenin devlet başkanı terör örgütünün iç çekişmesinin içine bodoslama dalıp kahvehane dedikodusu yapar mı?

Yapmaması gerekir!..

Bahçeli’nin ülkeye armağan ettiği rejimin sonucu bu. Devlet başkanı devlet başkanı gibi olamıyor. İstese de olamıyor.

Rejim buna engel!..

Cumhurbaşkanı çoğu zaman devlet başkanı gibi davranmıyor… 83 milyonu kucaklamak yerine AKP’ye son seçimde oy veren 22 milyonun Cumhurbaşkanı olmayı tercih ediyor.

Her konuşmasında onları kucaklıyor.

AKP Genel Başkanı olarak kürsüye çıkmayı daha çok seviyor.

3.5 yıldır yaptığı konuşmalarının birinde bile ülkenin devlet başkanı şapkasıyla konuşmadı. Bazen sözüne o şapkayla başladı ama AKP Genel Başkanı şapkasıyla tamamladı.

Gelelim meselemize…

Anıtkabir’de yapılan büyük hata. O subayın Bülent Ersoy’a şemsiye tutması ordu adına utanç…

Bunu bir kenara bırakalım. Peki sonra ne oldu?

Şemsiye tutanın komutanı olan ( bu vahim olayla bilgisi var mıydı yok muydu bilmiyorum) Albay Osman Sert, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine sürgüne gönderildi.

Genel Kurmay Başkanı’na soruyorum …

Anıtkabir komutanlığından alabilirsiniz, Ankara’da başka bir görev verebilirdiniz, İstanbul’a, İzmir’e, Antalya’ya, Trabzon’a Kayseri’ye, Edirne’ye gönderebilirdiniz?

Neden Hakkari!

Neden Yüksekova!

Oraları hâlâ yaşanmayacak yerler mi sayıyorsunuz?

Ceza kestiğiniz albayı oraya göndermenizin nedeni bu mu?

Yüksekova’da yaşamak ceza mı?

Orası vatan toprağı değil mi?

Hakkari’yi ele alalım. Orada görev yapan vali, emniyet müdürü, emniyet amirleri, kaymakamlar, çeşitli bakanlıkların il, ilçe müdürleri, öğretmenler, doktorlar var.

Onlar da sürgünde mi?

Kurası Yüksekova’ya çıkan öğretmen sürgüne mi yollandığını hissetsin!

Osmanlı’nın Fizan’ı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Yüksekova’sı mı oldu?

Fizan’ın yerini Yüksekova mı aldı?

Veya Hakkâri!

Orada doğup büyüyenlere ne diyeceğiz? Onlar bizim sürgündeki vatandaşlarımız mı? Onlara sürgün vatandaşı muamelesi mi yapacağız?

Onları yönetmek için başlarına cezalı asker /sivil bürokratları mı göndereceğiz?

Buna mı layıklar?

Batı’da ceza alan Güneydoğu’ya mı gönderilecek: kural bu mu?

1960’ların, 70’lerin 80’lerin, 90’ların adaletsiz uygulaması 2022 yılında hâlâ sürüyor mu?

Hakkari hâlâ sürgün yeri mi?

Sürgün yeriyse, Genelkurmay’ın mantığı buysa orada yaşayanlar ikinci sınıf vatandaşımız mı?

Hakkari; Edirne’yle, Antalya’yla, Mersin’le eşit değil mi?

'Evet' diyorsanız, ceza kestiğiniz albayı Anıtkabir’deki görevinden alıp burnu sürtsün diye neden Çorlu’ya, Talas’a, Alanya’ya, Marmaris’e göndermediniz de Yüksekova’ya gönderdiniz?

Hadi cevap verin…

Hakkari/Yüksekova yeni Fizan mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi