Erdoğan’ın söyledikleri ‘Allah sonumuzu hayreylesin’ dedirtti

Cumhurbaşkanı’nın Türkmenistan dönüşü uçakta söylediklerini okudunuz mu?

Duydunuz mu?

Ben okudum… Okuyunca damat bakanın ayrılırken ne demek istediğini daha iyi anladım.

Damat bakan veda mektubunda ‘Cenab'ı- Allah sonumuzu hayreylesin’ demişti.

O günlerde kızdık ama haklıymış.

Damat bizi uyarmak istemiş.

Dün, tek kişilik hükümetin açıklamalarını okuyunca ben de içimden; ‘Allah sonumuzu hayreylesin’ dedim. Çünkü söyleyecek başka söz bulamadım.

Çünkü Erdoğan yaptıklarının doğru olduğuna inanıyor. Sonuna kadar yürüyeceğini söylüyor.

Kur nereye kadar çıkarsa çıksın…

Dolar/ Euro kaç para olur umurunda değil…

Enflasyon diye meselesi yok zaten. Enflasyonun 2023 yılı haziran ayında yapılacak seçimler öncesi düşeceğini söylemiş.

18 ay sonraya randevu vermiş!

Ömrümüz vefa ederse görürüz ama bu aylar zor geçer, sıkıntılı geçer.

Gazeteciler merak edip sormamış; kur yükselirken, üretim maiyetleri artarken, enflasyon nasıl düşecek dememişler.

Sorsalar ekonominin kitabını yazan kişinin dünyayı sarsacak ekonomi teorilerini biz de öğrenirdik, biz de faydalanırdık.

Neyse! Tarihimizde ilk kez kendi ihtiyacımıza, önceliklerimize, gerçeklere uygun ekonomi politikası izliyormuşuz?

Nedir bu?

Yatırım, üretim, istihdam ve ihracata dayalı ekonomi politikasıymış!..

Uçağa binen gazetecilerden biri ‘ efendim 19 yıldır izlediğiniz politika tam tersi miydi?’ diye sormamış.

Zaten soran olsa bir daha uçağa binemez!

Erdoğan’a göre, ekonomide bağımsızlık mücadelesi veriyormuşuz?

Vay canına, politika faizini yüzde 19’dan yüzde 15’e indirdik diye mi bağımsız olacağız? Tam tersi oldu. Faiz arttı. Devletin borçlanma faizi yüzde 20’nin üzerine çıktı.

Uçak gazetecileri Erdoğan’a bunu da sormamış/soramamış.

Erdoğan’ın üç gün önce İzmir’de söylediklerine dikkat çekerim. Demişti ki; gelişmekte olan ülkeler üzerinde oynanan enflasyonu yükseltip faizleri arttırarak ekonomiyi sıcak paraya boğup sonra faizler ve kurlar düşünce yüzde 40, yüzde 50 karlarla çıkma oyununun önüne geçecek adımlar attık.

Dediği doğru sıcak para önce hoşa gider sonra adamı çarpar!..

Ama bi dakika Erdoğan yıllarca sıcak para üzerinde sörf yaptı. Sıcak parayı kendi parası gibi kullandı. Bugünkü sıkıntıların nedeni bu. Gelen parayı betona gömmesi.

Sorum şu: O günlerde Erdoğan’ın değerler silsilesi yok muydu? Yoksa aklına mı gelmedi?

Bırakın yatırımı artık sıcak para bile gelmeyince yine düşman yaratmaya kalktı.

Yine görünmeyen dış güçlere savaş açtı…

İkinci defa ekonomik kurtuluş savaşı ilan etmesi bundan.

Erdoğan uçakta demiş ki; ‘eğer ben de ekonomi tahsili görmüşsem ve bu ekonomi tahsilinden de öte bazı değerler silsilesi içerisinde de inandıklarım, bilgim varsa faiz sebeptir, netice değildir. Enflasyon neticedir’

Bu cümlede çelişki yok mu?

Erdoğan, ekonomi tahsiline dayanarak mı enflasyonu düşürmek için yüksek kur uygulamasına geçti, yoksa dini inancı nedeniyle mi?

Hangisi!

Faiz haramsa, her gün yükselen dolar ve Euro’dan para kazanmak haram değil mi?

Kur nedeniyle temel maddelere zam yapıp insanları fakirleştirmek günah değil mi?

Anlaşılan o ki; Erdoğan’ın bütün çevresi parasını dolara yatırmış kur arttıkça göbek atıyor, halk inim inim inliyor.

Bir daha söylüyorum. Faizin indirildiği doğru değil. Ülke riski artığı için devletin aldığı borcun faizi arttı. Tüketici faizleri de düşmedi.

İnanmıyorsanız, girin bir banka şubesine kredi almak istediğinizi söyleyin bakın bakalım yüzde kaçtan veriyor?

Ekonomi tahsili yaptım diyen (bu arada ne diplomasını gördük ne de ekonomi tahsili yaptığı okulda arkadaşlarıyla çekilmiş tek bir kare fotoğrafını. Neyse bu ayrı konu) Erdoğan’a soruyorum.

Faizi yüzde sekize kadar indiren Merkez Bankası Başkan’ı Murat Uysal’ı neden kovdunuz?

Düşük faiz yüksek kur politikası ülkenin ekonomik bağımsızlığı demekse neden 128 milyar dolarımızı doları yedi liranın altında tutmak için harcadınız?

Bu soruları kimse Erdoğan’a soramıyor, o da bu konulara girmiyor…

Peki gazeteciler (!) Erdoğan’a ne soruyor diyeceksiniz?

İşte son uçak gezisinden örnek…

Gazetecinin sorusu:

Ekonomi başlığına dair bir soru sormak istiyorum. Üretim, istihdam ve ihracatı güçlendirmeye yönelik yeni bir ekonomi modelini hayata geçirdiniz. Yerleşik ekonomi düzenini, parayı yöneten sivil fakat dışa bağlı vesayet odaklarını derinden sarsan uygulamaları görmekteyiz. Faizi olabildiğince düşük tutmayı hedefliyorsunuz. 19 yıllık iktidarınızda hangi şartların olgunlaşmasıyla bu modeli hayata geçirdiniz? Yeni modelin artıları yakın vadede ortaya çıkar mı? Bu süreçte dar gelirleri rahatlatacak yeni adımlar olacak mı acaba?

Bu gazeteci sorusu mu, gazetecinin eline tutuşturulan soru mu?

Kararı siz verin.

Erdoğan yanıt olarak faiz lobisi kuduruyor demiş…

Dolar lobisi de bayram ediyordur. Devletle dolar üzerinden anlaşma yapanlar mesela.

Devamı var..

Aynı gazeteci araya giriyor ve soruyor:

Ufak bir ekleme yapmak istiyorum. Cumhuriyet tarihinde ezber bozan bir söylem ortaya koyuyorsunuz. Bu noktada bir gazeteci olarak arz etmek isterim, halkta güven noktasında bir sorun yok fakat daha fazla bilgi ihtiyacı olduğunu söylüyorlar, anlamaya çalıştıklarını söylüyorlar. Bu noktada bu ekonomik argümanı bir model şeklinde aktaracak mısınız halka, yoksa eylem düzeyinde mi kalacak?

Gülmeyin bu soruları soranlar ortalıkta gazeteciyim diye dolaşıyor…

Gazeteci arz ediyor!...

Eee, diyeceksiniz ki böyle gazeteci olursa böyle iktidar olur!

Haklısınız…

Montesquieu derki; her toplum layık olduğu şekilde yönetilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi