Ekonomik buhrandan çıkmanın tek yolu var

Bu ağır koşulları yaratan hükümet hala direniyorsa, (biliyorsunuz tek kişi) dediğim dedik çaldığım düdük diyorsa, faturayı başkalarına çıkarmaya çalışıyorsa…

Halkın çektiği çileyi görmezden geliyorsa…

Ülkenin fakirleşmesine seyirci kalıyorsa, hata Türk lirasının değerini düşürerek teşvik ediyorsa… Acımasız zamlarla halkını inim inim inletiyorsa…

Ve buna karşı hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsa…

Toplumu ‘beka’ meselemiz dediği konularla meşgul etmeye çalışıyorsa…

Siyasal iktidarın hayatı gerçeğini bulamadığı için hayali düşmanlarla kavgayla geçiyorsa…

İflas eden ekonomik politikasını inatla uygulamayı sürdürüyorsa…

Söyleyecek sözü kalmayınca dini kalkan yapıyorsa…

Biz yapmıyoruz Allah yaptırıyor diyecek kadar, Allah’ı bile politikalarına alet etmekten çekinmiyorlarsa…

En yetkili ağızlarından biri ‘dua’ edin başka çaremiz kalmadı diyorsa…

Batan gemide olduğumuza vurgu yapıyorsa…

Enflasyon bir yılda yüzde 14’ten yüzde 36’ye çıkmışsa…

Dolar yüzde 7’lerden yüzde 13’lere fırlamışsa…

Benzin, mazot iki kat, elektrik dört kat artmışsa…

Çalışanların kahir ekseriyeti asgari ücret alıyorsa... (Türkiye’de yüzde 52 Almanya’da yüzde 6)

Ekmek bile pahalı ürün haline gelmişse…

Et lüks tüketim maddeleri arasında sayılıyorsa…

Daha saymayayım…

Yazının girişinde de vurguladım, ağır ekonomik buhran hükümetin üzerimizde deney yaptığı ekonominin sonucuysa…

Çektiğimiz çile bir inattın nedeniyse…

Ama…

O ülkede demokrasi varsa, hükümetin halkından özür dileyip istifa etmesi gerekir.

‘Sizin için yaptık daha rahat yaşam sürmeniz için yaptık, ülkemizin kalkınması için yaptık, refah seviyesini arttırmak için yaptık, rakiplerimizle baş edebilmek için yaptık ama olmadı kusura bakmayın’ demesi lazım…

İnanın o zaman bu hükümetin (zaten tek kişi) saygınlığı artar. Türkiye kazanır, demokrasi taçlanır.

Ama hükümet direnirse, hatasını kabul etmezse, suçu başkasına atmaya kalkarsa, ülkeyi değil koltuğunu düşünürse…

O ülkede demokrasi sorgulanır…

Bakın yok demiyorum sorgulanmaya başlar diyorum. Kabul edelim; ikinci sınıf demokrasimiz var; otokrat demokrasi diyorlar.

Bir sonraki aşama göstermelik demokrasi. (Demokrasinin sadece sandıkla sınırlı olduğu sandığın başında da güvenlik güçlerinin beklediği).

Bir sonrasını Allah göstermesin!..

Şimdi diyeceksiniz ki kurdukları rejimde istifa müessesesi yok. Hükümetin yegâne temsilcisi istifasını kime verecek? Devlet kendi, hükümet kendi, tüm kamu kurumlarının yönetim kurulu başkanı kendi istifasını kime verecek?

İstifasını verecek kimse yok?

Var…

Halk, seçmen…

Koyar sandığı önümüze ya güle güle deriz, ya da güven oyu verir, Türk modeli ekonomi modeline onay veririz.

Başka yolunu bilen varsa söylesin…

Bu girdaptan çıkmanın başka yolu yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi