Mehmet Tezkan
Durum felaket çünkü: Erdoğan ‘Pembe Dünya’da yaşıyor
15/16 gün oluyor. O günkü yazımda fantezi yaptım. Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas’ın yaptığı gibi değildi tabii.
Benimki mütevazi fanteziydi.
Ama üzgünüm, fantezim gerçek oldu, dilerim Mehmet Barlas’ın fantezisi gerçek olmaz…
Cumhurbaşkanı’na Rockefeller raporları mı sunuluyor? Diye yazmıştım.
Pembe raporlar…
Dünya zengini Rockefeller hasta yatağında üzülmesin diye tek nüshalık pembe gazete basmışlardı ya.. Dünyayı toz pembe gösteren.
Bu örnekten yola çıkarak Erdoğan’a da galiba pembe raporlar sunuluyor dedim. (29 Ekim tarihli yazım)
Benimki gibi değil. Barlas’ın fantezisi fantezi sınırlarını aşmıştı! O, CHP kapatılmasını, aktif muhaliflerin sürgüne gönderilmesini istemişti. Veya hayal etmişti!
Gerçek şu ki; fantezinin ötesinde tek kişilik hükümete akıl verme amaçlıydı.
Neyse dönelim benim yazının gerçek çıkmasına…
Cumhurbaşkanı’na (Cumhurbaşkanı değince de işler karışıyor. Ah bahçeli ah memlekete ne büyük kötülük ettiğinin farkında mısın? Devletin başı ile AKP’nin başı aynı kişi olunca bir de yürütmenin yegâne temsilcisi görevini üslenince işler karışıyor) gerçekten pembe raporlar sunuluyormuş.
Erdoğan’a göre…
Enflasyon diye bir dert yok.
İşsizlik diye de…
Doların rekorlar kırması, Türk lirasının yerin dibine batması diye de…
Esnafın çoğu zaman siftah yapamaması diye de…
Çiftçinin borç batağında olmasının da…
Yoksulluk diye de…
Erdoğan’a göre herkes memnun, herkes mutlu.
Memur, işçi, işsiz, çiftçi, köylü, emekli, esnaf herkes hayatından memnunmuş!
Sorun muhalefetin ekonomik durumu abartması, kriz gibi göstermesiymiş!
Ha şimdi anladım. Sabah gazetesinin başyazarı bu sebeple CHP kapatılsın, muhalifler sürgüne gönderilsin istiyor.
Ortalık toz pembe olsun, herkes biat etsin, itaat etsin, vızıldayan bile kalmasın istiyorlar!.
Saadet Partisi Genel Başkanı, AKP Genel Başkanı ile (ne sıfat kullanacağımı şaşırdım) yaptığı 2.5 saat süren uzun görüşmeden sonra izlenimlerini aktardı.
Bu bilgiler ondan.
Erdoğan her şey dört dörtlük demiş…
Dört dörtlük!..
Sizce de dört dörtlük mü?
Meselenin vahim tarafı bu.
Bakın… Ülkeyi yönetenler yanlış tercih yapabilir veya şartlar o ülkeyi ekonomik krize sürükleyebilir. İktidarda olan kişi durumun farkına varıp önlemler alır, bazen acı reçete bile içirir ülkeyi düzlüğe çıkarır. Şu anda ülkeyi tek başına yöneten kişi durumun dört dörtlük olduğunu, iyi yolda olduğumuzu söylüyor. Ülkenin ekonomik olarak batışını görmüyor.
Ekonomik buhranın farkında değil. Muhalefetin abarttığını düşünüyor.
Durum çok ciddi…
Çünkü… Ülkeyi tek başına yöneten kişi felakete gittiğimizin farkında değil.
Bundan daha büyük felaket olabilir mi?
Kendi dünyasında yaşıyor. Saray hayatını Türkiye’nin hayatı zannediyor. Benim de, sizin de evlerde aynı hayatı yaşadığımızı zannediyor…
Ülkenin düzlüğe çıkma şansı yok. Çünkü Saray Türkiye’nin uçtuğunu zannediyor.
Erdoğan’a galiba Rockefeller raporları sunuluyor tezim doğru çıktı dedim ya.
Gelelim o konuya…
Saadet Lideri, AKP Genel Başkanı ve tek kişilik hükümetin tek adamına ‘ size gelen bilgilerde yanlışlıklar olabilir’ demiş. Nazikçe, kibarca…
Erdoğan ‘aynı kanaatte değilim’ yanıtını vermiş.
Yani kendisine sunular Rockefeller raporlarına inanmış.
Örnek mi?
Mesela çiftçilerin çok iyi durumda olduğuna inanıyor.
Hatırlarsanız, bir hafta önce Tarım Bakanı ‘ zarar eden çiftçi yok’ demişti. Demek ki Saray’a sunduğu rapor bu yönde. Erdoğan da çiftçilerin hayatının çok iyi olduğunu zannediyor.
Hazine ve Maliye Bakanı’na geçelim.
Dedi ki; ‘geçmişte akaryakıt fiyatlar Avrupa’da bir Euro ise bizde de bir Euro düzeyindeydi. 2011-2012 yıllarında benzinin 2.5 dolara geldiği dönemler var. Şu anda akaryakıt 07 Euro civarında.’
Bu örneği veren hazine ve maliyeyi teslim ettiğimiz kişi.
Akaryakıtı bir Euro’nun altına indirdik diyebiliyor. Bunu köy kahvesinde söylemiyor. Meclis’te plan bütçe komisyonunda, hesap kitaptan anlayan milletvekillerinin gözünün içine bakarak söylüyor.
Memleketin hali bu…
Bu kişi bizin hazinemizi yönetiyor!..
Vay halimize…
Bu bakan Saray’a çıkıyor, herhalde; ‘efendim benzin fiyatını sonunda bir Euro’nun altına indirdik’ diyor, alkış alıyor.
Öbürü çıkıyor, hastaneler/otoyollar/köprüler/tüneller yaptık devletin kasasından beş kuruş çıkmadı diyor, Erdoğan inanıyor.
İnanmasa gençlerle yaptığı toplantıda kasamızdan beş kuruş çıkmadı der mi?
Bırakın bugüne kadar müteahhitlere bugüne kadar ödediklerimizi, önümüzdeki yıl ödeyeceklerimiz 2022 bütçesinde var. Cumhurbaşkanlığının hazırladığı bütçede var.
Cumhurbaşkanı yalan söylemeyeceğine göre kendisine yanlış bilgi veriliyor demektir…
Türkiye dört dörtlük demesinin sebebi de bu olsa gerek.
Sorum şu..
Cumhurbaşkanı’nın hiç mi dostu yok? Yanındakilerin hepsi şakşakçı mı? Biri çıkıp efendim size sunular pembe raporları çöpe atın gerçek durum bu diyemiyor mu?
AKP’de, Saray’da yok mu korkusuz bir cengaver?
Aksakallı geçinenler…
Gerçekleri söyleyecek, durum iyi değil diyecek!
İktidar cenahında ülke menfaatini kendi menfaatinin önüne koyacak bir kişi bile yok mu?
Galiba yok…