Dış mihrakları tükettik… Acele iç mihrak aranıyor

Niye mi aranıyor?

Hani derler ya Tarzan zor durumda. İktidarın da hali bu. Sadece tek kişilik hükümet olan Erdoğan değil, rejimi kuran ve savunan, içinde yer alan herkes zor durumda.

Çünkü…

Altlarındaki zemin kayıyor. Fırtınaya tutulmuş gemi gibi sallanıyorlar. Bir sağa yatıyorlar, bi sola yatıyorlar. Fırtınayla gelen şiddetli yağmur nedeniyle önlerini de göremiyorlar. Nereye gidecekleri, hangi limana sığınacaklarını, fırtınadan nasıl kurtulacaklarını bilmiyorlar.

Panik halinde, deli dolu, şuursuzca sağa sola koştururken…

Birinci danışman buldum diye söze girdi; motorları kapatalım gemiyi akışına bırakalım dedi.

Kaptan kabul etti.

Döviz kurunun ipini bıraktılar; Ne hali varsa görsün, nereye giderse gitsin!..

İstedikleri gibi olmadı, gemi rüzgâra kapıldı.

İkinci danışman uyardı; gemi su almaya başladı böyle giderse batarız...

Kaptan hak verdi.

Motorlar çalıştırıldı, tornistan. (Merkez Bankası piyasa 2.5 milyar dolar sattı.)

Ama iş bu kadar kolay değildi.

Tutunacak çıpa lazımdı.

Motoru bi aç bi kapa, bir ileri bir tornistan olacak gibi değil. Gemi denizin üzerindeki ceviz kabuğu gibi bir o yana bi bu yana sallanıyor.

Çıpa arandı, Tutunacak bir dal, sağa sola sallanmaktan başı dönenleri sakinleştirecek ilaç!

Üçüncü danışman dinin ipine sarılmayı önerdi; fırtınanın Allah vergisi olduğunu söyleyelim…

Kaptan’ın yüzü güldü, bir anda nas aklına geldi. Çıktı kürsüye herkesin gözünün içine baka baka ‘nas ortada sana, bana ne oluyor’ dedi.

Homurtular yükseldi; düne kadar nas yok muydu? ‘Nas’ ı yeni mi duydunuz? Faiz haramsa 1500 yıldır haram. 19 yıldır yüksek faiz politikası uygularken aklınıza Kuran’ı açıp bakmak gelmedi mi?

Kaptan sinirlendi ama belli etmedi. Bu tepkiyi beklemiyordu.

Üçüncü danışmanı yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarı fırçaladı!..

Durumu kurtarmaya çalışan dördüncü danışman ortaya atıldı: Efendim Bakara Suresini hatırlatın. İşe yarar.

Kaptan çaresiz kafa salladı. ‘oldu olacak bir de bunu deneyelim’ diye mırıldandı.

Danışmanlar seferber oldu. Ortamı hazırladılar. İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamentolar Birliği toplantısını bahane edilerek kızım sana söylüyorum gelinim sen anla türünden mesajını verdi.

Bakara suresi okundu:

“Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenlere müjdele.”

Ters tepti… Muhafazakar/mütedeyyin kesim bile kızdı.

Geminin içi çalkalandı…

Şiddetli yağmur, soğuk, fırtınaya rağmen ekmeğini almak için güvertede kuyruğa giren sağcısı/solcusu/dindarı/ seküleri/ başı açık olanı/başı kapalı olanı aynı soruyu sordu:

Neden hep biz sabır gösteriyoruz da zenginler göstermiyor. Neden sırtını Kaptan’a dayayanlara bir şey olmuyor?

Gemi iktidarının kırılma noktasıydı. Kaptan’ın otoritesinin ilk kez sarsılma anı. İktidarının 19 yıl sonra güven erozyonuna girdiğinin ispatı.

Gerçi, gemide isyan yoktu ama homurtu çoktu

Ortalık karışınca çoğu zaman sessiz duran beşinci danışman izin isteyerek ‘dış mihrakları suçlayalım’ dedi.

Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü hatta o ana kadar söz almayan altıncı yedinci sekizinci danışmanlar da hep bir ağızdan.

Çok kullandık, dış mihrak meselesini tükettik diye itiraz etti.

Dokuzuncu danışman söz aldı; efendim hatırlarsınız bu benim önerimdi. Yılından beri ne zaman döviz kuru artsa bu gerekçeyi öne sürdük.

Kaptan sözünü kesti ne zamandan beri?

Dokuzuncu danışman alçak sesle ‘ efendim siz başkan olduğunuzdan beri’ deyiverdi..

Salon gerildi, danışmanlar kafalarını öne eğdi.

Dokuzuncu toy danışman boş bulunup..

Efendim, ABD Başkanı’nın size ‘akıllı ol’ mektubu yazdığı günden beri..

Efendim bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsınız dedikten kısa bir süre sonra terörist dediğiniz rahibi özel uçakla Amerika’ya yolladığımızdan beri..

Ortalık buz kesti.

Danışmanlar, toy danışmana ‘yıktın perdeyi eyledin viran ’ bakışı attılar.

Kaptan bozuntuya vermedi.

Birinci danışman en tecrübelisi oydu, havayı değiştirmek istedi; efendim diye söze başladı, iç mihrak yaratalım. Biraz da suçu onlara yıkalım’ dedi.

Altıncı danışman dışişlerinden gelmeydi. Milli Güvenlik Kurulu kararı çıkaralım. Bu sadece kaptanın değil devlet gemisindeysek gemi mürettebatının kararı olsun, gemilerdiler de uymak zorunda kalsın sözleriyle tarihe damga vuran kararı aldırdı.

Kaptan öneriyi çok beğendi. Hemen gemi mürettebatını, generallerini, bakanlarını, bürokratlarını topladı, kendi kararını devlet gemisi kararı yaptı.

Yaptı ama iç mihrak kimdi?

Ekmeği 3.5 liradan satan mı?

Benzini 10 liranın üzerine çıkartan mı?

Doların 14 lira olmasına yol açan mı?

Enflasyon karşısında evine ekmeğini götürmekte zorlanan mı?

İtibarda tasarruf olmaz mantığıyla har vurup harman savuran bürokrat mı?

Bulsalar Kaptan ümüğünü sıkacak ama bulamıyorlar. Gazetelere ilan mı verseler ortaya çıkar mı dersiniz?

Tam sayfa ilan. Dev başlık:

Acele iç mihrak aranıyor.

Alta küçük bir not:

Bulanların Saray’a bildirmesi rica olunur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi