Börülce Madagaskar’dan Nohut Meksika’dan; Afiyet Olsun!

Ortaköy’de Dereboyu caddesinde yürüyorum. Mütevazı semttir. Orta gelirliler ve çevresi üniversitelerle dolu olduğu için öğrenciler yaşar.

Emekliler ve öğrenciler mahallesi de diyebiliriz…

Bakliyat, kuruyemiş, karabiber, kırmızı biber, zencefil gibi ürünler satan dükkana kuru börülce almak için girdim. Kilosu 59.99’imiş. Yani 60 lira… Gözüm etiketin altındaki yazıya takıldı.

Üretim yeri: Madagaskar…

Orası neresi mi? Afrika’nın güneyine, aşağılarına kadar in. Kenya’yı geç, Tanzanya’yı da geç, Mozambik’in karşısında bir ada var ya işte orası…

Kuru böğürce taaa oradan bize geliyor; soframıza giriyor…

Diğer etiketlere de göz attım…

Yeşil mercimek:51 lira 90 kuruş. Üretim yeri ABD…

Kırmızı Mercimek: 29.50 kuruş. Üretim yeri Kanada…

Barbunya Fasulye: 69 lira 90 kuruş. Üretim yeri Arjantin…

İri Beyaz nohut: 69 lira 50 kuruş. Üretim yeri Meksika…

Kuru Horoz Fasulye: 59.90 kuruş. Üretim yeri Mısır…

Daha onlarca ürün var yüreğim duraldı gerisine bakamadım.

Dolar neden 30 lira, Euro neden 33 lira, enflasyon neden yüzde 64, hissedilen enflasyon neden yüzde 120, faiz neden yüzde 45 diye sormayın…

Sebebi bu…

Türkiye üretmiyor. Tüketiyor!..

Tarımı bitirdiler, hayvancılığı yok ettiler. Yeri geldiğinde 783 bin kilometre kareye yerleşmiş ülkeyiz diye övünüyorlar ama et ithal ediyoruz, mercimek ithal ediyoruz daha ötesi saman bile ithal ediyoruz…

Domates, hıyar gibi ürünleri ihraç ediyoruz ama bazen Avrupa Birliği standardına uymadığı için geri gönderiliyor…

Neden mi?

Hızla olgunlaşsınlar diye ilaç kullandığımız için…

Geri gönderilenler ne oluyor derseniz, iç piyasaya sürülüyor afiyetle yiyoruz. Avrupa’nın Rusya’nın sağlıksız bulduğu domatese 40 lira, 50 lira verip satın alıyoruz.

Şimdi diyeceksiniz ki uçakların inmediği havaalanlarına (Balıkesir ve Kocaeli havaalanları somut örnek)

Yüzde 95 yanılma payıyla yolcu garantisi verilen, otoyollara, köprülere havaalanlarına (Zafer havaalanı barız örnek) para var da tarıma neden yok, hayvancılığa neden yok…

Çünkü rant yok!...

Et ithal dersen birileri para kazanıyor.

Mercimek, nohut, fasulye ithal edersen ithalatçı kazanıyor, gemileri olan kazanıyor, aracılar kazanıyor, taşımacılar kazanıyor…

Çiftçiye destek versen kim kazanacak?

Rant nasıl yaratılacak?

Madagaskar’dan kuru börülce alırsan birileri çok kazanır!..

Birileri…

Yaşadığımız gıda enflasyonu AKP’nin 15 yıldır uyguladığı tarım politikasının sonucu. İthalata dayalı ekonomi politikası sonunda patladı.

Eski Başbakan Binali Yıldırım ‘hiç ödemeyecekmişiz gibi harcadık’ demişti. 11 Eylül 2001 İkiz Kule saldırısından sonra ABD dünya durgunluğa girmesin diye piyasaya milyarlarca dolar verdi. Türkiye’de payını fazlasıyla aldı. Gelen dolarlar hiç bitmeyecekmiş gibi sandı, har vurup harman savurdu.

Dolar 1.3 liralara kadar düşünce ithalat kolayına geldi… Üretim yerine ithalatı tercih ettiler. Üretim zahmetli ithalat kolaydı.

Şimdi önünü alamıyorlar…

Şimdi mecburlar…

Şimdi mahkumlar…

Ülkeyi sürükledikleri batağın üstünü din perdesiyle örteme çalışıyorlar. Maalesef kanan da çok...

Neyse derin mevzulara girmeyelim…

Mısır fasulyesi… Kanada mercimeği… Meksika nohudu yiyerek keyfimize bakalım.

Afiyet olsun!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi