Atatürk gitti, Washington geldi... Bahçeli vicdanın rahat mı?

MHP Genel Başkanı dün son noktayı koydu:
‘Hükümet değilsek de, hükümete bakan vermemiş olsak da, Cumhur İttifakı'nın sevabına da günahına da sonuna kadar ortağız, anca beraberiz kanca beraberiz.’ dedi.
Katolik evliliği yaptıklarını ilan etti. Yani ayrılmak yok!
Hayırlı uğurlu olsun…
O halde gelin, Erdoğan’ın iktidarının, yine rejimin/sistemin günahlarına bakalım.
Taa AKP iktidar olduğu 2002 yılına kadar gitmeyeceğim. Çünkü, Bahçeli 2017 yılının sonbaharına kadar muhalifti. Hem öyle böyle muhalif değil.
Sert muhalifti!..
Bir örnek vereyim.
Bahçeli; 2015 yılının 26 Nisan’ında Almanya’nın Oberhausen kentinde düzenlediği ilk yurt dışı mitinginde şunları söylemişti:
‘Erdoğan Türk tipi değil "Tayyip tipi" başkanlık hayalleri kurmaktadır. Bütün yetkilerin kendisinde toplandığı, yargının kendisine bağlandığı, yasama organı Meclis'in kendi kontrolüne sokulduğu; denge, denetim ve fren sistemi olmayan; tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır.’
Bu söylediklerinin hepsi oldu mu?
Oldu.
Hem de sayesinde oldu. Bir farkla; taht ve taç yok ama Saray var.
Bahçeli 2015 yılında Türkiye’yi bölünmeye götüreceğini iddia ettiği rejime bugün günahıyla sevabıyla ortak olduğunu söylüyor.
Yani 2018 yılı temmuz ayından sonrasını üstleniyor. Tek adam rejimini sahipleniyor.
O halde siyasi günah listesi çıkaralım diyeceğim ama gerek yok. Dün akşam olana bitene bakmamız yeter…
Ne oldu dün akşam?
Şahap beyi kutlarım. Saray’ın direktifleri doğrultusunda doları yedi liradan altı ay içinde 10 lira 30 kuruşa çıkarmayı başardı.
İstesen yapamazsın.
Saray’dan alkış almıştır.
Devletle dolar/Euro garantili sözleşmeler yapan müteahhitler minnetlerini sunmuştur.
Yarın para kurulu toplantısı var. Faizi biraz daha aşağıya çekerek doları 11, Euro’yu da 13 liraya çıkartacak gibi duruyor. Hava bu yönde…
Bunu da yaparsa devlet onur madalyası alır mı?
Alması lazım…
Devlet vermezse de müteahhitler mutlaka verir! Artık sırtı yere gelmez. Kimsenin yapamadığını yaptı. Kuru patlatmayı başardı.

Adam sanki yasayla Türk lirasının değerini korumak, fiyat istikrarını sağlamak. Enflasyonla mücadele etmekle görevlendirilen kurumun başında değil.
Sanki birileri Türk lirasının değerini düşürmekle görevlendirmiş. Birileri kuru zıplat ki karımıza kar katalım demiş. O da gereğini yapıyor.
Sanki birileri (dış güçler alabilir mi?) ekonominin dibe vurdurması için elinden gelenini yapmasını istemiş.
O da yapıyor!
Olacak şey mi?
Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin olduğu parayı bir kenara attı.
Kasten itibarsızlaştırdı.
George Washington’un resminin olduğu parayı yerli ve milli para yaptı.

Ayıptır günahtır!
Günah değince sormadan edemeyeceğim.
Tek adam rejiminin sevabına da günahına da ortağım diyen milliyetçi Bahçeli bu günaha da ortak mı?
Bu günahı da destekliyor mu?
Yoksa günahtan saymıyor mu?
Atatürk resimli on Türk liranın, Washington resimli bir dolar bile etmediğini içine sindiriyor mu?
Merkez Bankası’nın Türk lirasının bilerek isteyerek pul yapmasını kabul ediyor mu?
Yoksa onun milliyetçiliğinde paramızın değerinin önemi yok mu?
Hani bir ülkenin parası o ülkenin bayrağı kadar, milli marşı kadar önemliydi!
Enflasyon TÜİK’in oynadığı rakamlara rağmen yüzde 20. Bağımsız ölçümlere göre yüzde 40’ın üzerinde.
Bu durum Bahçeli’yi rahatsız etmiyor?
Ya işsizlik…
Yoksa o da Erdoğan gibi işsizliğin abartıldığını mı düşünüyor?
Yoksa o da Erdoğan gibi herkesin memnun, halkın mutlu olduğunu mu düşünüyor?
Yoksa o da Erdoğan gibi dört dörtlük olduğumuza mı inanıyor?
Sözü uzatmayayım.
Bahçeliye tek sorum var.
Vicdanın rahat mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi