Zırrr telefon… Alo dememe kalmadan karşıdaki ses ; ‘hemen ahaberi aç, kaçırma’ dedi, kapattı.
Kumandanın düğmesine bastım ahaber Amsterdam’dan canlı yayında.
Ekrana yapıştım, ahaber muhabiri bir marketten canlı yayında et, süt yumurta, sebze fiyatlarının nasıl arttığını anlatıyor.
Kamera marketin içinde fır dönüyor. Duvarda koskoca Mevlâna yazıyordu. Demek ki marketin ismi bu, market bizden… En çok peynir fiyatı artmış. Geçen yıl böyle değildi bu yıl her şey pahalandı diyor muhabir; Hollandalılar çok şikâyetçiymiş.
Adamların haline üzüldüm. Hollanda’da 500 bine yakın Türk yaşıyor. Onların da haline üzüldüm. Gurbet elde enflasyonla boğuş!..
ahaber marketten canlı yayın yaptığına göre Hollanda da enflasyon patladı herhalde dedim. Hakikaten patlamış, yıllık yüzde 9.8 ile 46 yılın rekorunu kırmış…
1976 yılında enflasyon yüzde 9.7 imiş. Adamlar çift haneli enflasyon nedir bilmiyorlar, biz de tek haneli enflasyonu pek hatırlamıyoruz.
ahaber sayesinde Amterdam’daki sebze, meyve, tavuk, et fiyatları hakkında bilgi sahibi olurken birden aklıma geldi.
ABD’de Nisan ayı enflasyonu açıklanacaktı, bilgisayarın başına oturdum haber sitelerini taradım. Hemen bilgi vereyim. ABD’de enflasyon geçen aya göre yüzde 0.3 oranında artmış. Yıllık yüzde 8.3 olmuş.
Washington’daki bir marketten de canlı yayın yaparlar umuduyla ahaber’e geri döndüm. Yapmadılar. Demek ki aylık yüzde 0.3’lük artış normal gelmiş.
Canlı yayın yapmaya gerek görmemişler.
Biz de aylık yüzde 0.3 olsa Kızılay meydanında havai fişek gösterisi yaparlar, davul zurna çalarlar, hükümetin yegâne temsilcisi (Erdoğan) saatlerce konuşur, ballandıra ballandıra başarılarını anlatır.
Gerçi yine konuşuyor. Dün partisinin il başkanlarına konuştu. Milletin ciddi bir hayat pahalılığıyla karşı karşıya olduğunu kabul etti ama bunun kendilerinden kaynaklanmadığının da altını çizdi.
Neden kaynaklanıyormuş?
Enerji ve ham madde fiyatlarındaki artış, tedarik zincirindeki bozulmalar, dünyadaki enflasyonu azdırmış. Bu tablo fiyat artışları olarak karşımıza çıkmaktaymış.
Demek ki, ABD kelebek kanat çırpsa Türkiye’de deprem etkisi yaratıyor. Orada aylık artış yüzde 0.3, bizde yüzde 7.25… Orada yıllık yüzde 8.3, bizde yüzde 70…
Ama sabırlı olmamız lazım.
Erdoğan sabredin diyor, sıkıntıların hiçbiri çözümsüz değildir diyor, şükretmemizi istiyor.
Aralık ayından beri sabredin diyorlar, indi inecek diyorlar, geçici diyorlar, onlar dedikçe ha babam çıkıyor. Kalıcıyım diye bas bas bağırıyor!..
Hükümetin yegâne temsilcisi (Erdoğan) bir dizi bahane buluyor ama doların neden 15 lira 30 kuruş olduğunu izah etmiyor.
2008 yılında petrolün varili 141 dolara çıkmış, benzin 3.61 liraymış. Şu anda petrolün varili 100 dolar civarında benzin 21 lira…
Neden?
Çünkü dolar 15 lira 30 kuruş. Doları bu seviyeye kim çıkardı?
Faiz sebep enflasyon sonuçtur politikası…
Aklıma geldi, hükümetin yegâne temsilcisi (Erdoğan) bir süredir ‘ben ekonominin kitabını yazdım, faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur bu böyle biline’ demiyor.
Yoksa diyemiyor mu?
Yazıya son noktayı koyacağım yine zııırrr telefon. Yine aynı ses; hemen ahaber’i aç…
Açtım muhabir pazar yerini haber yapmış. Yok yok, Berlin pazarını değil bizim pazarı haber yapmış. Onlarda enflasyon yüzde 7.5 civarında, nesini haber yapacaklar ki… Haber bizim pazarda!
Muhabir havaların ısınmasıyla çilek, kiraz, erik gibi meyvelerin pazara renk kattığını anlattı. Pazarcılar fiyatların makul seviyeye indiğini söyledi. Bu mevsimde en iyi karpuzun İran’dan geldiği belirtildi.
Tabii ki kaç para oldukları söylenmedi. Muhabir bir ara sarı erik dediğimiz Malta eriğinin 30 liraya indiği müjdesini verdi; o kadar…
Sudan ucuz demediler gerçi ama 100 liralardan inmiş! Karpuzun dilimi 40 liraydı, fiyatı çıktı mı indi mi öğrenemeden haber bitti.
Neyse, pazarlar çok renkliymiş, Pazar tezgâhları görülmeye değermiş.
Bunu öğrendik ya buna da şükür.
Seyretmek parayla değil ya en azından gözümüz doyacak.
