Sultan 'annesini kelebek ile kandırıp pencereden attı' dedi! İşte Güllü'nün kızının ‘beyaz kelebek’ savunması
Yalova'nın Çınarcık ilçesinde 6'ncı kattaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybeden Güllü’nün öldüğü gün, olay anında evde bulunan Sultan Nur Ulu, arkadaşı Tuğyan'ın annesini "Camda kelebek var" diyerek kandırıp aşağı ittiğini iddia etti.
"Kasten öldürme" suçundan tutuklanan Tuğyan Ülkem Gülter'in ifadesine ise ulaşıldı. Tuğyan, kelebek detayının bir tuzak olmadığını, olaydan sonra ilaçların etkisiyle gördüğü bir halüsinasyon olduğunu ve avukatının yönlendirmesiyle ifadeye girdiğini savundu.
"ANNE CAMDA KELEBEK VAR"
İtirafçı olan Sultan Nur Ulu, Tuğyan'ın annesi lavabodayken kameraların fişini çektirdiğini ve annesinin sevdiği "Malkata" şarkısını açarak onu odaya çektiğini anlattı.
Tuğyan'ın "Anne camda kelebek var" diyerek Güllü'yü pencereye yönlendirdiğini belirten Sultan Nur Ulu, "Güllü anne yüzü cama dönük haldeydi. O esnada dizlerinin az yukarı kısmından Tuğyan sarılarak Güllü Anne'yi itti. Ben şok oldum. Sonrasında Tuğyan bana 'koş' dedi." ifadelerini kullandı.
Annesini öldürdüğü iddiasını reddeden Tuğyan Ülkem Gülter ise ortaya çıkan ifade tutanağında "beyaz kelebek" olayını anlattı.
Güllü'nün kızından annesine Malkata tuzağı! Pencerenin önüne böyle götürmüş
"ANNEMİN YANIMDAN GEÇTİĞİNİ FARK ETMEDİM"
Tuğyan ifadesinde şu sözlere yer verdi:
"Ben söylediğim gibi annemle kucaklaşıp birbirimizi mıncıkladıktan sonra oynamaya devam ettim. Bu sırada gardırobunun ikinci aynalı tarafının önünde oynuyordum. Arkam cama dönüktü; önümde Sultan yarasına bakıyordu. Hatta oda kapısı da açıktı. Bu sırada annemin yanımdan geçtiğini fark etmedim. Ben oynamaya devam ederken ne kadar süre olduğunu hatırlamıyorum ama çok yüksek bir ses, tane ses duydum. Arkamı cama döndüm; camda hiçbir şey yoktu. O sırada annemin düştüğünü anladım. Cama doğru hiç gitmedim. Telefonum yatağımın zaten üzerindeydi. Telefonumu alarak 'koş' dedim ve koşarak çıktım. Bir kere 'koş' dediğimi hatırlıyorum.
"BEN ÖNÜMÜ DÖNER DÖNMEZ ANNEMİN DÜŞTÜĞÜNÜ ANLADIM"
Bu sırada Sultan'ın elinde telefon var diye düşünüyorum çünkü o yarasına bakarken hep telefonuyla yarasına bakıyordu ya da resmini çekiyordu. O yüzden telefonu elindedir diye düşünüyorum. O sırada müzik benim telefonumda açıktı. Telefon yatağımın üzerindeydi. Annem düşerken 'Ah' diye bağıran kişinin kim olduğunu hatırlamıyorum. Ben önümü döner dönmez annemin düştüğünü anladım. Cama doğru hiç gitmedim, camdan aşağı bakmadım. Telefonum yatağın oda kapısına doğru olan tarafın yanındaydı, telefonumu alıp aşağı doğru koştum.
"SÜREKLİ 'KELEBEK VAR, KELEBEK VAR' DİYE SÖYLÜYORDUM"
Evde taziye varken sanırım 4. ya da 5. gün Çiğdem Ablaya sürekli 'Kelebek var, kelebek var' diye söylüyordum. Sadece ona değil, Emrah Abi ve kardeşim Yağız'a da söylüyordum. Bu sırada ilaç kullanıyordum. Artık onun etkisinden mi bilmiyorum, tam olarak kelebek gibi değil ama güve gibi bir şey diye hatırlıyorum. Sanırım odada 'Bir kelebek ya da güve gibi bir şey var mı?' demiştim. Emrah abi de bana 'İlaçlardan, iğnelerden halüsinasyon mu görüyorsun?' dedi. Ama ben yaklaşık bir hafta boyunca evin içinde 'kelebek var' diye gezindim.
Güllü'nün yeni ses kaydı ortaya çıktı: Mezarıma gelir ağlarsın
"O GECE ODAMDA BEYAZ BİR KELEBEK GÖRDÜM GİBİ HATIRLIYORUM"
Sayıklar gibi olaydan sonraki günlerde çevreme, aile üyelerime 'Evde beyaz kelebek var, beyaz kelebek var' deyip durmuşum. Ben sonra o gece odamda beyaz bir kelebek gördüm gibi hatırlıyorum. Ama çok emin değilim. Bunu hep sonraki günlerde de sayıklar gibi dile getirmişim. Fakat ben bunu ilk ifadelerimde söylemedim çünkü o zaman hatırlamıyordum. Sonra Rahmi Amca'nın ofisinde bu olayı anlatınca Rahmi Amca bana 'bir daha ifade verirken bunu mutlaka söyle' dedi. Ben bu kelebek konusunu olayın meydana geldiği günden 3-4 gün sonra başlayarak bir hafta boyunca yakınlarıma anlatmıştım.
"BANA VE SULTAN'A 'NEDEN KELEBEKTEN BAHSETMİYORSUNUZ' DEDİ"
Bizim cenazemizden yaklaşık bir ay sonra Sultan'ın halası vefat etti. Sultan ile Denizli'ye cenazeye gittik. Cenazede bulunduğumuz sırada evde televizyonda Hakan Ural'ın programı açıktı. Sultan'ın teyzesi bir anda gülmeye başladı. Ben o sırada avukat Rahmi ile konuşuyordum. Teyzesi bana ve Sultan'a 'neden kelebekten bahsetmiyorsunuz' dedi. Hatta Sultan'a 'o gün beni arayıp kelebekten bahsetmiştin neden bundan bahsetmiyorsun' demişti.
Sultan'a döndüm, sordum. Sultan hatırlamadığını söyledi. Hatta teyzesi daha sonradan ifade vermekte istemişti. Sultan o anda hatırlamadığını söylemişti. Cenazeden sonra Sultan teyzesiyle de konuştu. Teyzesi Sultan'a bağırdı: 'Kızım, bunu sen bana anlatmıştın, niye söylemiyorsun? Televizyonlardan mı duyacağız?' dedi. Hatta ben teyzesinin televizyon programlarını izleyip böyle bir şey uydurduğunu düşündüm. Çünkü Hakan Ural yayında böcekten bahsediyormuş. Teyzesi bana dönüp 'Sultan o gün bana anlattı, ben de üç arkadaşıma anlattım. Ben televizyondan etkilenerek söylesem neden bunu arkadaşlarıma anlatayım?' dedi.
"'MALKATA' İSİMLİ MÜZİĞİ BEN KENDİ TELEFONUMDAN AÇTIM"
Biz odada oynarken hiç odadan çıkmadık. Annem tuvaletteyken hep odadaydık. 'Malkata' isimli müziği ben kendi telefonumdan açtım. Sultan'dan açmasını isteyip istemediğimi hatırlamıyorum ama benim telefonumdan açık olduğunu kesin biliyorum. Sonra o telefonu yatağın üzerine koydum ve telefonumun ekranı açıktı. Sultan yatak odasında, gardırobun ayna tarafında yarasına bakıyordu. Onun üzerine, yani cama doğru hiç geçmedi."

İfadelerin ardından olay anında odada bulunan Sultan Nur Ulu adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Tuğyan Ülkem Gülter "kasten öldürme" suçundan tutuklandı.