Teröristin kimliğine takıldım!

Bir hafta önce iki terörist Mersin’de polis evine saldırı düzenledi. İçeri girmeyi başaramayınca sırt çantalarındaki bombaları patlattılar. İntihar ettiler…

Suriye’den (Münbiç) paramotorla yani motorlu paraşütle gelmişler… Niye gelmişler bu saldırıyı niye düzenlemişler, amaçları neymiş; karanlık…

Bu konuda henüz açıklama yok…

Galiba kirli siyaset meselenin aslını araştırmaya vakit bırakmadı!

Kirli siyaseti saldırı sonrası bizzat İçişleri Bakanı Soylu devreye soktu. Saldıran kadın teröristlerden birisi CHP’nin 2013 yılında tutuklu gazeteciler raporunda yer alan Dilşah Ercan’mış!

Balıklama atla üstüne…

Çak manşeti…

CHP’nin gazetecisi polisimizi şehit etti…

Balıklama atlama yarışına Soylu ve iktidar gazetelerinden sonra Erdoğan da katıldı. Televizyonda canlı yayında dedi ki; "Bu teröristlerin ucu ya HDP'ye ya CHP'ye çıkıyor."

Dilşah adlı teröristtin 9 yıl önceki tutuklu gazeteciler raporunda adı geçmesi CHP’yi bağlamaz ama bu ayrı konu…

Dedim ya ortada düzgün siyaset yok… Soylu’nun düğmesine bastığı kirli siyaset var…

İçişleri Bakanı kendini patlatan teröristin Dilşah olduğunu nasıl anlamış? Parmak iziyle mi? DNA testiyle mi?

Hayır….

Olay yerinde Dilşah Ercan’ın kimliği bulunmuş. Polisler teröristleri taşıyan taksiciye fotoğrafını göstermiş taksici ‘evet bu o’ demiş…

Yani en önemli delil, patlayan teröristin, başı gövdesinden bile ayrılan paramparça olan teröristin çevresinde bulunan kimlik…

Başka delil yok…

DNA testi, parmak izi tutmuyor… Yani terörist Dilşah değil…

İşte tam buraya takılıp kaldım. CHP’nin gazetecisi ilan edilen Dilşah Ercan’ın kimliğinin olay yerinde bulunmasına…

Saldırgan Dilşah değilse onun kimliği saldırı yerinde ne arıyor?

Akıllara çeşitli sorular geliyor…

SORU BİR: Kirli tezgah Münbiç’te planlandı. Kadın teröristlerden birinin cebine Dilşah’ın kimliği konuldu…

CHP töhmet altında bırakılsın…

Altını masa sallansın…

CHP/HDP/PKK birlikteliği propagandası yapılsın diye!..

O halde Dilşah kimlikli saldırının amacı polisleri vurmak değil, CHP’yi vurmak mıydı?

Nihai hedef CHP miydi?

SORU İKİ: Saldırıdan sonra teröristler kendilerini patlatınca birileri CHP’yi töhmet altında bırakmak için olay yerine Dilşah’ın kimliğini mi bıraktı?

İkisinden biri…

Üçüncü şık var mı?

Ya tezgâh Münbiç’te kuruldu ya Mersin de…

Ya tezgâhı PKK’lılar kurdu ya derin devlet…

Umarım ve dilerim, soruşturmayı sürdüren Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı bizlere tatmin eden bir açıklama yapar.

Kimliğin sırrı çözülmeli…

(Yazının sonunda bi parantez açayım. Bakanların haline bakın memleketin halini anlayın. İçişler Bakanı iki teröristin paramotorla 12/13 saat uçarak Tarsus’a geldiğini açıkladı. Eylemden önceki akşam 20 sularında Münbiç’ten kalkmışlar ertesi sabah 10’da Tarsus kıyılarına inmişler. Soylu’nun bu açıklamasına itiraz edildi. Paramotorlar 12 saat uçamaz denildi. Devletin resmi ajansı bakanlıktan aldığı bilgilerle Soylu’nun sözlerini tashih etti. 2,5 saatte gelmişler. Hiç susmayan her konuda konuşan Bakan’ın motorlu paraşüttün kaç saat havada kalabileceğinden bile haberi yok. Ülkeye sızan teröristlerden nasıl haberi olsun ki)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi