Gürel Yurttaş

Gürel Yurttaş

Samet Aybaba'dan zehir gibi sözler. Transferleri kimin yaptığını açıkladı

Samet abiyle (Aybaba) tanışmam 1980'li yılların ortalarına dayanır.
Ben genç bir Beşiktaş muhabiriydim. O ise takım kaptanı.
"Bir kaptanın takım için önemini" ondan öğrendim. Genç futbolcu çoktu takımda. Hepsinin üzerine titrediğini bilirim.
Sadece futbolcuların mı? Malzemecisinden tüm kulüp çalışanlarına. Onların da kaptanıydı. Efsane başkan Süleyman Seba'nın da takım içindeki temsilcisiydi adeta. Hatta oğlu da diyebiliriz.
O yokluk zamanlarında ne para lafı çıkardı ağzından, ne de kendi menfaatini kulübün menfaatinin üstünde tutardı.
Boş sözleşmelere imza atar, transfer dönemlerinde diğer futbolcuların da anlaşma yapmaları için gerektiğinde fedakarlık da yapardı.
Futbolu bıraktıktan sonra Süleyman abinin oğullarından biri olarak kaldı hep.
Feda döneminde teknik direktörlüğe çağırdıklarında da koşarak geldi, bir şey istemeden.
Her zaman olduğu gibi "Gel" dediler geldi, "Git" dediler gitti.
Ama bu kez hiç de Beşiktaşlılık duruşuna yakışır bir gidiş daha doğrusu gönderiliş olmadı bu.
Sürekli "Süleyman abinin izindeyim" diyen sayın başkana da yakıştığını söyleyemem bu hareketin.
Brad Friedel kim? Neden geldi, kim getirdi? Onunla aynı kefeye koyulup gönderilmesi en büyük yara aslında.
Dediğim gibi yakışmadı.
Dün gece haberi duyduğumda şaşırdığımı itiraf etmeliyim.
Hasan Arat kongrede seçimi kazanırken yanındaydı Feyyaz Uçar'la birlikte.
Demek ki vitrin için yani seçimi kazanmak için alınmış oraya, onu anladım.
Kendisi de söyledi zaten.
Sabah erken saatlerde aradım.
Üzgündü, ses tonundan anladım. Biraz da şaşkın.
"Ne oldu abi?" dedim; "Olup bitenlerden ben de bir şey anlamadım" karşılığını verdi.
Kongreden sonraki süreçte yaşadıklarına inanamadığını söyledi.
Takımda ve transferlerde hiç rolünün olmadığını üstüne basa basa belirtti.
"Seçimi kazanmak için Feyyaz'la birlikte ön plandaydık, sonra arkaya atıldık" dedi.
"Friedel" dedim; şu karşılığı verdi:
"Kendileri getirdi. Haberim yoktu. Sonra gördüm ki maşaymış. Elini yakmamak için ateşi neyle tutarsın, maşayla. Transferler için"
"Peki son görüşmenizde ne konuştunuz sayın başkanla" diye sordum. Şöyle dedi:
"Benden bir rapor istedi. Takımın durumuyla ilgili. Ne yapılması gerektiği şeklinde. Oturdum, detaylı bir şekilde yazdım her şeyi. Herhalde hoşuna gitmedi"
"Peki bunları anlatacak mısın?" dedim, karşılık verdi:
"Evet. Anlatacağım. Cumartesi günü basın toplantısı yapacağım. Hesaplaşacağız"

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürel Yurttaş Arşivi