Önce şu konuda anlaşalım. Zamanında iki ay, üç ay önce yapılması düşünülen seçime erken seçim denmez…
Peki ne denmeli?
Öne çekilmiş seçim denebilir. Mecburiyetten erken konulan sandık denilebilir.
Gelelim meselenin özüne. AKP/MHP ortaklığı seçim tarihini nisan sonuna çekmek ister mi veya isterse çekebilir mi?
Birincisinden başlayalım…
Bütün işaretler Erdoğan’ın hızla seçime gitmek istediğini gösteriyor. Zaten hamlelerini de buna göre yapıyor. Bütün düğmelere aynı anda bastı.
Haziran ayının ortasını bekleyecek hali yok. Şu üç /dört ayı atlatmaya bakıyor. Yeni seçim yasasının yürürlüğe girmesi için 6 Nisan’ı beklemek zorunda olmasa mart başında sandığı koyardı. Allah bilir Saray koridorlarında ‘seçim yasasını değiştirmekte geç kaldık’ diye hayıflanarak dolaşanlar vardır!
6 Nisan’dan sonraki en yakın tarih 30 Nisan. Ramazan Bayramı’ndan sonraki ilk pazar.
İşaretler Erdoğan’ın en yakın tarihte seçime gitmek istediğini gösteriyor dedik…
Nedir o işaretler diyeceksiniz? Sayalım…
Memur ve emekliye yüzde 25 zam verdi. Sadaka mı veriyorsun sesleri yükselince dün yüzde 30’a çıkardı. Bunun ilk altı ay için olduğunun altını çizdi. Devamı var mesajı verdi.
Asgari ücreti 8 bin 500 lira yaptı.
Sanayide kullanılan elektrikte ilk üç ay için yüzde 16 indirime gidildi. Neden ilk üç ay acaba?
Konutlarda tüketilen elektriğe bu süre içinde zam yok.
İstanbul’da dağıtım şirketi İGDAŞ’ın payı kesilerek doğalgaza yüzde 12 indirim yapıldı.
ŞOK marketler zinciri 1000 üründe fiyatları bir ay boyunca sabit tutacağını açıkladı.
Migros 780 üründe fiyatı sabit tutacağını 3 bin üründe indirime gideceğini ilan etti.
Mecbur BİM gibi, A101 gibi diğer zincir marketler de katılacaktır! Zam yapan sopa(!) yiyecektir…
Baz etkisi nedeniyle enflasyon aralık ayında 20 puan geriledi. Yüzde 84’ten yüzde 64’e inerek rekor kırdı! Baz etkisiyle ocak, şubat ve mart aylarında da inecek. Baz etkisine fiyatları sabit tutma zorunluluğu(!) da eklenince enflasyon daha da aşağıya inecek.
EYT meselesi halloldu. İki buçuk milyon kişiye maaş bağlanacak.
Sözleşmeli personel kadrolularla eşit hakka kavuştu. İşten atılanlara işe dönme hakkı doğdu.
Bunlar yetmezse… Mazot, benzin ve LPG üzerindeki ÖTV ve KDV’nin bir süreliğine sıfırlanarak ucuzlaması sağlanacak.
Neredeyse dokuz, on aydır Halk TV’de söylüyorum, bu köşede yazıyorum. Sahte cennet yaratılacak diyorum… Sahte cennetin alt yapısı hazırlandı. Birkaç hamle daha yaparsa iktidar açısından işlem tamamdır…
Ne mesela?
Seçim öncesi emekliye bayram parasını üç bin liraya çıkartır. Memura kira yardımı yapar. Asgari ücretliye ara zam çakar…
Bütün bunları alt alta sıralayınca seçimin 30 Nisan’da olması kuvvetle muhtemel…
Zaten Erdoğan dün seçimi erkene çekeceklerinin sinyalini verdi. ‘Sular durulmadan olmaz. Kamuoyu ne konuşursa ne görüşürse hepsi bizim gündemimize gelir’ diyerek seçimi pişirmeye başladı.
Yarın öbür gün çıkacak ‘seçimi siz istediniz biz de boyun eğdik’ diyecektir.
Peki nasıl gidilecek? Kritik tartışma bu.
Birinci yol, Meclis’in seçim kararı alması. 360 evet oyu gerekiyor. AKP/MHP oyları yetmiyor. CHP ile
İYİ Parti karşı. HDP ortada duruyor.
HDP oyuna gelip de iktidarın istediği tarihe evet der mi bilmem! Veya başka pazarlıklar döner mi onu hiç bilemem!
İkinci yol Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i fesih ederek ülkeyi seçime götürmesi. Deniliyor ki; Cumhurbaşkanı bu yolu seçerse bir daha aday olamaz, meşruiyet tartışması başlar. Tamam da seçim zamanında yapılırsa durum değişmiyor ki…
Ha Meclis fesih edilerek seçime gidilmiş ha zamanında saatinde yapılmış, meşruiyet anlamında farkı yok.
Tartışma çıkacaksa o zaman da çıkar… Ama çıkmaz!..
Yazı uzadı nedenine yarın girelim…
