Sahne Osimhen'in zafer Galatasaray'ın: Artık rüzgar aslanın yönüne esiyor

Galatasaray müthişti.
Bodo Glimt’i sadece yenmedi, ezdi.
Geçen yıl Avrupa Ligi’nde yarı final oynayan Norveç ekibine Rams Park’ı dar etti.
Bu zaferin başrolünde tartışmasız Nijerya Aslanı Osimhen vardı.
O, sahada sadece bir forvet değil, bir içgüdü fırtınası.
Her koşusu avını koklayan bir yırtıcının kararlılığıyla,
her vuruşu ormanın ölümcül sessizliğini yırtan bir hüküm gibi.

Bodo savunması onun karşısında hem topu, hem cesaretini kaybetti.
Çünkü Osimhen, fırsat bekleyen değil, fırsatı yaratan bir avcı.
Adam bir dakika önce sakatlanmış, acı içinde kıvranmıştı.
Tedavi oldu, kalktı… Ve kalkar kalkmaz ağları sarstı.
3'ncü dakikadaki bu gol, sadece bir skor değil, sanki bir zaferin müjdesiydi.

O an Rams Park yıkıldı.
50 bin nüfuslu küçük bir kentten gelen Bodo Glimt,
54 bin kişilik bir arenanın ürettiği ses, coşku ve titreşim karşısında ne yapacağını şaşırdı.
Galatasaray, sarı kırmızı bir kasırga gibi aktı rakip kaleye.

Öyle bir baskı kurdu ki, Bodo kendini ağır siklet bir boks maçında, rakibinden art arda kroşeler yemiş, sendeleyen bir dövüşçü gibi buldu.
Savunmaları çözüldü, adımları tökezledi, nefesleri kesildi.
Ve 32. dakikada yine Osimhen sahneye çıktı.
Bir kez daha fileleri havalandırdı,
skoru 2-0’a, tribünleri coşkunun efsunlu doruğuna taşıdı.

Osimhen’in gollerinde Lemina ve Yunus’un bitmek bilmeyen ön alan baskısının payı büyüktü.
Galatasaray ilk yarıda öyle üstün oynadı ki, hızlı çıkışlarıyla tanınan Bodo pozisyon bulmakta bile zorlandı. Bir kez direğe takıldı, diğerlerinde Galatasaray savunmasını geçemedi.
İkinci yarının başlarında Bodo Glimt toparlanır gibi oldu.
Kısa paslarla nefes almaya, oyunu kendi yarı sahasından çıkarmaya çalıştı ama bu sadece bir yanılsamaydı.
Çünkü Yunus’un golü, Norveç ekibinin umudunu kırdı. Bu üçüncü golle sahadaki roller değişti. Bu kez topu baskıyla kapan Osimhen, golü atan ise Yunus’tu.
Bodo, Hermessen ile bir gol buldu ama son düdük çaldığında skor tabelası 3–1’i gösteriyordu.
Bu maçın hikâyesi 3-1'lik galibiyetten çok daha büyüktü.
Osimhen, 2 gol bir asistle maçın kahramanı.
Yunus, nefes kesen üçüncü golün mimarı.
Lemina ve Torreira, orta sahada birer zırh gibi..
Leroy Sane özüne döndü.
Savunma kusursuzdu.
Evet, sahneye Osimhen çıktı ama o sahnenin arkasında tüm bir takım vardı.
Her pas, her koşu, her mücadele bu kolektif zaferin notalarını yazdı.

Şampiyonlar Ligi’ne ağır bir Frankfurt hezimetiyle başlayan Galatasaray, Liverpool zaferinin ardından Bodo’yu da devirdi.
Artık rüzgâr tersine değil, Aslan’ın yönüne esiyor.
Bu galibiyetle birlikte takım 6 puanla rotasını da buldu.
Ve bu rota, doğru rota.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Kaya Arşivi

İmamoğlu davası Türkiye için bir fırsat

03 Aralık 2025 Çarşamba 15:49

Faşizmin başkenti: Google

02 Aralık 2025 Salı 09:38

Okan Buruk: Hakemi bırak felsefeye bak

26 Kasım 2025 Çarşamba 10:39