Seçimden önceki son yazımda ya demokrasi ya otokrasi tercih seçmenin demiştim. Çünkü; CHP kazanırsa demokrasi güçlenecek, AKP kazanırsa yaşadığımız ılımlı otokrasi kalıcı hale gelecek belki de sert otokrasiye dönüşecekti…
AKP ağır bir yenilgi aldı, CHP ezici bir üstünlükle seçimi kazandı.
Dün iktidara yakın gazetelere baktım. Biri hariç hepsi demokrasinin kazandığını vurgulamış…
Saray’ın gazetesi Sabah manşet atmış:
Demokrasi kazandı…
Demokrasi nasıl kazandı?
Muhalefet güçlendiği için, seçmen iktidarın ezici üstünlüğüne son verdiği için, yoksulluğun hesabını sorduğu için, akıl dışı ekonomik kararlarla kendisini açlığa mahkum eden iktidara dersini verdiği için kazandı.
İktidara yakın gazeteler, siyasete denge gelmesine, tek kutuplu siyasete (sadece iktidar) geçit verilmemesine, sevinmiş olmalılar ki;
Demokrasi kazandı diye manşet attılar. Yazılar döşendiler…
Seçimin en önemli sonucu bu. Ama göz ardı edilmemesi, hafife alınmaması, üzerinde düşünülmesi gereken bir başka sonucu daha var:
38 milletvekili partisiz kaldı…
6’lı masanın beş partisi yerel seçimde havlu attı. Mayıs seçimine kendi logosu, kendi aday listesiyle giren İyi Parti’yi ayrı tutuyorum.
Mayıs seçimlerinde CHP listelerinden giren dört parti toplam yüzde 1,69 oranında oy aldı…
Saadet 0,98, DEVA 0,3, DP 0,2, Gelecek 0,07… Sıfır çektiler de diyebiliriz…
Sıfır çektiler ama Meclis’te 38 milletvekilleri var…
Gelecek parti yüzde 0,0 oy aldı. On Binde 7… Ama 10 milletvekili var.
Saadet Partisi yüzde 0,98 oranında oy aldı onun da 10 milletvekili var… İkisi birleşti 20 milletvekili ile grup kurdu.
Toplam oyları 1,05 yani yüzde bir… Ama 20 milletvekili ile siyasete yön verecek güçteler. Bazı kararları etkileyecek sayıdalar.
DEVA da öyle. Oyu 0.3 ama 15 milletvekiline sahip. Demokrat Partinin oyu yüzde 0,2 ama Meclis’te üç milletvekili var…
Siyasetteki bu yeni yapı büyük sorun… Veya büyük sorun olmaya aday… Siyaset böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyor.
Seçmen bu dört partiye boşuna yorulmayın, kapınıza kilit vurun evinize gidin mesajı verdi. Büyük ihtimalle kepenklerini indirecek. Çünkü seçmen onları tabela partisi yaptı…
38 milletvekili fiilen partisiz kaldı…
Ne yapacaklar?
Yüzde 0, binde 7 oy alan Davutoğlu’nun her hafta parti grubunda nutuk atacak hal yok. Ne yüzle kürsüye çıkacak. Yüzde 0,3 alan Babacan’ın siyasette kalması artık mümkün değil.
Tamam da milletvekilleri ne olacak?
Tabela partisi milletvekilleri olarak siyasi hayatlarını sürdüremezler.
Seçmeni olmayan milletvekili olur mu?
Milleti temsil etmeyen milletvekili!..
Bir süre sonra parti bulan gidecek. Kimi CHP’ye, kimi AKP’ye, kimi MHP’ye, kimi Yeniden Refah’a kapağı atmaya çalışacak… Mecburlar!
Önümüzdeki aylarda onların kararları siyasetin gündemini epey meşgul edecek. Çünkü sayıları az değil…
Şu hususunda altını çizelim. Babacan, Karamollaoğlu, Ünsal ve Davutoğlu kendilerini iyi pazarlamış! Kılıçdaroğlu’na kendilerini iyi satmışlar!
Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı olmak için bunların boyuna posuna, gücü kuvvetine bakmadan bol keseden milletvekilliklerini dağıtmış.
Belli ki; Kılıçdaroğlu bol keseden milletvekilliği dağıtırken bu partilerin halkta karşılığı var mı yok mu diye sorgulamamış… Araştırma yaptırmamış… Örgütüne danışmamış…
38 vekilini gizli kapaklı hediye etmiş…
Mayıs seçiminde CHP’nin oyu yüzde 25’ti. CHP 2015 seçimlerinde de yüzde 25 oranında oy almıştı. Yani dört partiyi içine aldığı halde bir puan ilerlemedi. O günlerde bu nasıl iş diyorduk?
Kimileri CHP’nin oyu 2018’de düşmüştü bu partiler sayesinde tekrar yüzde 25’e çıktı yorumunu yaptı…
Pazar akşamı gerçek ortaya çıktı. Dördünün toplam oyu yüzde 1,1…
Ankara siyasetinin en önemli sorusu bu: Yüzde 1,1’lik seçmen desteğine sahip 38 milletvekili ne yapacak?
