Parlamenter Sisteme Dönüş

Meclis açıldı.

Yeni yasama yılı başladı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtuluş’un sözlerinden iktidarın yeni anayasa önerisini gündeme getirmeye hazırlandığı anlaşılıyor.

İktidarın hazırladığı yeni anayasa önerisinin içeriği henüz kamuoyuna yansımadı.

Ancak Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı-hükümet sisteminden memnun olduğu ve demokratik parlamenter sisteme dönmeyi düşünmediği biliniyor.

Türkiye’de uygulanan sistem başkanlık sistemi tanımına da tam uymuyor.

Kendine özgü bir sistem.

Cumhurbaşkanlığı-hükümet sisteminde örneğin ABD’deki başkanlık sistemi gibi denge denetleme kurumları yok.

Meclisin etkin bir denetim işlevi söz konusu değil.

Güvenoyu, gensoru gibi denetim araçları kaldırıldı.

Milletvekillerinin soru önergelerine tatmin edici yanıtlar verilmiyor.

Muhalefetin araştırma önergeleri de peşinen reddediliyor.

Türkiye’deki sistemde parlamenter sistemin denetim kurumları bulunmadığı gibi başkanlık sisteminin denetim organlarından söz etmek de mümkün değil.

Bütün yetkiler Cumhurbaşkanı’nın elinde toplanmış durumda.

Oysa demokratik çoğulcu parlamenter sistem dünyada en iyi işleyen sistem olarak biliniyor.

Türkiye’nin de yeniden demokratik çoğulcu parlamenter sisteme geçmesi en doğru yol olur.

Bu konuda başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin çabalarını artırmaları gerekiyor.

Örneğin 6’lı Masa’yı oluşturan partilerin hazırladıkları ve kamuoyuna açıkladıkları anayasa değişikliği paketi yeniden gündeme getirilebilir.

Bu pakette; kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı, denge ve denetleme kurulları güçlendirilmiş, insan onurunu, ifade ve basın özgürlüğünü, hukukun üstünlüğünü esas alan bir sistem öngörülüyordu.

CHP’nin iktidarın yeni anayasa önerisinin karşısına bu paketi koymasında yarar var.

TBMM Başkan Vekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca da dünkü Cumhuriyet gazetesindeki yazısında Türkiye’nin demokratik parlamenter sisteme neden geçmesi gerektiğini ortaya koymuştu.

Karaca bugünkü sistemin sakıncalarını şöyle sıralıyordu:

“Seçim süreçlerini ve hukukun üstünlüğünü zayıflatan rejim, demokratik gerilemeye neden oluyor. Ekonomik eşitsizlikler, sosyal adaletsizlikler derinleşiyor.

Sermayenin çıkarlarını korumak için emekçilerin hakları gasp ediliyor, sendikal faaliyetler baskı altına alınarak emekçilerin örgütlenme gücü zayıflatılıyor.”

Karaca, demokratik çoğulcu parlamenter sisteme neden ihtiyaç olduğunu da şöyle aktarıyordu:

“Demokratik parlamenter sistem, halkın iradesi ve denetiminin etkin bir şekilde yer aldığı bir yapıyı benimsiyor. Yasama organı güçlü bir denge-denetleme mekanizmasına sahip olduğunda, yürütme üzerinde kontrolü sağlıyor. Bu sistemde başbakan ve kabine, güvenoyuna tabi ve yasama organına hesap vermek zorunda olduğundan yönetimde şeffaflık artıyor. Demokratik değerler korunuyor.”

Karaca’nın bu değerlendirmeleri isabetli.

Türkiye’nin sorunlarını demokratik parlamenter sistem içinde çözmesi çok daha kolay.

İktidarın yeni anayasa önerisinin karşısına CHP, demokratik çoğulcu parlamenter sisteme dönüş önerisiyle çıkmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi