MHP Lideri Devlet Bahçeli, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndan bir milletvekili heyetinin İmralı’da, terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesi konusundaki ısrarını sürdürüyor.
Bahçeli, MHP’nin dünkü grup toplantısında bu konuda çıtayı biraz daha yükseltti.
"Hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa, herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse açık açık söylüyorum; alırım yanıma üç arkadaşımı, kendi imkanlarımızla İmralı’ya gitmekten gocunmam, çekinmem, bir masa etrafında yüz yüze gelmekten de imtina etmem. Karanlıkta göz kırpmam, ipe un sermem, söyleyeceğim ne varsa mertçe, özgüven içinde muhatabımın gözünün içine baka baka söylerim” dedi.
Bahçeli bunu söyledikten sonra MHP milletvekillerine “bana izin veriyor musunuz” diye sorunca, ayağa kalkan milletvekilleri alkışlayarak “izin vermiş” oldular.
Bahçeli’nin bir yıl önceye kadar mitinglerde “asılsın” mesajı vermek için konuşma yaptığı, kürsüden meydana ip attığı Öcalan konusunda neden bu denli görüş değiştirdiği merak konusu.
Bahçeli’nin bu konudaki politika değişikliğinin “terörsüz Türkiye”ye ulaşmak dışında bir nedeni olmadığı da söyleniyor.
Tabii Bahçeli’nin Öcalan’a gidilmesi konusunda yaptığı çağrıya DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’dan güçlü bir destek geldi.
İYİ Parti Lideri Musavat Dervişoğlu ise iki kelimelik bir mesajla tepki verdi. Dervişoğlu X hesabından “Salın gitsin” mesajı paylaştı.
CHP lideri Özgür Özel ise grup toplantısında yaptığı konuşmada bu konuya girmedi. Çıkışta da gazetecilerin sorularını yanıtlamadı.
Tabii Öcalan’ı ziyaret konusunda ana muhalefet partisi olarak CHP’nin alacağı tutum da çok önemli.
CHP’nin bu konudaki görüşünü açıklamak için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin alacağı tavrı beklediği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konudaki temkinli tutumunu sürdürüyor. Bu satırlar yazıldığında henüz Öcalan’ı ziyaret konusunda bir açıklama yapmamıştı.
Erdoğan’ın bu konudan biraz uzak duruşunun nedeni olarak birinci açılım süreci sonunda yapılan Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti’nin önemli ölçüde oy kaybetmiş olması gösteriliyor.
Komisyondan bir milletvekili heyetinin İmralı’ya gidip masaya oturmasının siyasi bir anlamı var.
Böyle bir ziyaret ve masaya oturmak Öcalan’ın terör örgütü liderliğini siyasi liderliğe taşınması anlamına gelir.
Böyle bir ziyaret, başta iktidar partileri olmak üzere heyete milletvekili verecek bütün partileri bağlar.
Öcalan’ın İmralı koşullarında görüşlerini açıklamasına bir engel yok.
Ailesi, avukatları ve DEM Parti heyetinin yaptığı ziyaretlerde görüşlerini açıklıyor, bu görüşler kamuoyuna duyuruluyor.
Bu konuda bir sınırlama yaşamıyor.
Dolayısıyla Öcalan’ı görüşlerini öğrenme konusunda bir engel yok.
PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakması kararı bugüne kadar sembolik düzeyde kaldı.
Erdoğan ve Bahçeli’nin bu süreçte bir koşul, pazarlık, müzakere olmayacağını vurgulamalarına karşın DEM Parti sözcüleri taleplerini kamuoyuyla paylaşıyorlar.
DEM Parti öncelikle “af kanunu” denmese de İnfaz Kanunu’nda yapılacak değişiklikle cezaevindeki PKK’lıların serbest bırakılmasını bekliyor.
Keza Kürtçe’nin anayasaya girmesi ve eğitim dili olması talepleri de var.
Kuşkusuz bunlar Öcalan’ın desteklediği talepler.
Bu talepler ve sonradan gelecek taleplerin kabulü Türkiye’yi “iki dilli”. “iki milletli” fiili bir federasyona dönüştürür.
Böyle bir gelişme Türkiye’nin Atatürk tarafından belirlenmiş “ulus devlet” niteliğini de fiilen ortadan kaldırır.
Atatürk’ün yok sayılması gibi bir sonuca yol açar ki halkın büyük çoğunluğu buna onay vermez.
Yapılacak bir anket bu gerçeği ortaya koyar.
