Kripto FETÖ’cüler Saray’a sızmış olmasın!

İktidar mensuplarının, iktidar medyasının uzun süredir dilenden düşürmediği bir söylem var.

Diyorlardı ki…

17/25 Aralık’ta yargı yoluyla denediler olmadı…

15 Temmuz’da darbe yapmaya kalktılar, halkımız direndi.

Başaramayınca, kur atağıyla (doları ve Euro kurunu yükselterek) ekonomimizin belini bükmek, iktidarı diz çökertmek istediler.

Hatırlarsanız, 2018 yılının ağustos ayındaki kurun yükselişini böyle izah etmişlerdi; dış güçlerin oyunu, üst aklın tezgahı…

Türk ekonomisi o kadar iyiydi ki, iktidar o kadar şahane işler yapıyordu ki, Batı kıskanmaya başladı. Aracı kurumlar vasıtasıyla gece yarıları dolar/euro satın alarak kuru patlatmaya kalktılar.

Kuru yükselterek ekonomimizi zayıflatmaya kalktılar. Ama güçlü ekonomik bünyemiz, güçlü bankacılık sistemimiz sayesinde dimdik ayaktayız.

Girin arşivlere bakın; bu tonda yazılmış olunca yazı, onlarca demeç bulursunuz.

Ama son iki ayda yaşadığımız kur artışının, Türk Lirası'nın bir yılda yüzde 40 değer kaybetmesinin dış güçlerle ilgisi yok. Dış güçlerin zaten ülkemize uğradığı yok.

Batı bizi defterinden silmiş Ankara farkında değil!..

Doların 7.40’tan 11 ayda 13.70’e çıkması tamamen Saray’ın tercihi. Bu ay da faiz indirimine giderlerse (200 baz puandan söz ediliyor) 15’lere dayanır.

Yüzde 50’lik artış demek.

Yani, Türk Lirası'nın yüzde 50 değer kaybından söz ediyoruz.

Bir ülke bilerek isteyerek kendi aşağına kurşun sıkar mı? Ayak ne demek kendini Aşil topuğundan vurur mu?

Diyorum ki iktidarın ve iktidara yakın yazarların düne kadar söyledikleri doğruysa. Türkiye’yi kur üzerinden yıpratmaya bu yolla hükümete devirmeye çalışmışlarsa…

Saray’ın kararıyla paramızın yüzde 50 değer kaybetmesinin…

Saray’ın kararıyla insanların fakirleşmesinin…

Saray’ın kararıyla kurun yükselmesinin…

Bir anlamı, bir izahı olmalı. Bugüne kadar akıl mantık silsilesinde izah edeni görmedim. Cumhurbaşkanı bile yaptığını izah edemediği için ‘nass yok mu nass’ diyerek dine sığındı. Dini kalkan yaptı.

Tutmayınca Çin modelini ortaya attılar.

Çin gibi olacakmışız!.. ( Geçen yıl 30 ekim tarihinde T24’te yazmıştım; Türkiye’ye Çin yapmak istiyorlar demiştim. O zaman da amaçları yüksek kur düşük faizdi, denediler olmadı, çuvalladılar. Çin söylemi yeni değil. Tee geçen yıldan kalma nakarat)

Yani tamamen palavra, günü kurtarma, göz boyama, büyük ekonomik felakete kılıf uydurma girişimi.

Hangi Çin olacağız?

1970’lerin, 1980’lerin Çin’i mi, bugünün Çin’i mi?

Çin gibi olmayı hedefliyorsak sadece ekonomiyle mi sınırlayacağız siyasal alanda da Çin modeline mi geçeceğiz?

Bunlar konuşulmayan ama önemli sorular. Konu dağılmasın, Bunu da tartışırız.

İktidar yaptıklarını nasıl pazarlarsa pazarlasın inandırıcı olamıyor. İnsanlar her geçen gün biraz daha fakirleştiklerinin farkında.

Zam yağmuru karşısında daha da fakirleşeceklerini biliyorlar.

O zaman soru şu; Saray bilerek ve isteyerek vatandaşını neden fakirleştirmek için adımlar attı.

Neden hiçbir saygın iktisatçının açıklayamayacağı kararlar aldı?

Neden ülkenin Aşil topuğuna kurşun sıktı?

Neden ülkeyi 10 yıl sürecek ekonomik batığın içine sürükledi?

Neden, neden, neden…

Cevap veren yok.

Çünkü cevabı yok. Tutturmuşlar Çin modeli de Çin modeli…

Yersen!..

Diyorum ki; acaba kripto FETÖ’cüler Saray’a mı sızdı? Tek kişilik hükümete yanlış raporlar mı veriyorlar? Tek kişilik hükümetin aklını mı çeldiler?

Açıkça yeni Hazine ve Maliye Bakanı’ndan şüpheleniyorum. Kendisi eski Fethullahçı. Kripto mu değil mi, günahını almayayım.

Düne kadar bakan yardımcısıydı. Bakandan daha etkiliydi. ‘Faizi indirelim, ihracat patlar, kur artışı nedeniyle ithalat kısıtlanır, cari açığı kapatırız. Sonrası kolay, kur iner, kur inince de enflasyon iner’ tezinin savunucusu.

Ölme eşeğim ölme formülünü ezberledik.

Mucidi bu beyefendiymiş!..

Kuru ikiye katlatarak aşağıya indirme formülü dünyada ilk kez deneniyor.

Bu de bize nasip oldu hayırlısıyla...

Yedi lira kırk kuruş olan doları, on üç lira yetmiş kuruşa çıkararak büyük bir devrime imza atıp on liraya indirmeyi hedefleyen ekonomi politikasına söylenecek söz bulamadım.

Peki o zaman nedir bu olan bitenin anlamı?

Aklıma FETÖ işi geliyor…

Bu politikayı sadece Merkez Bankası Başkanı desteklemiyor, bu politikayı sadece yeni maliye bakanı desteklemiyor, Bu politikayı sadece para kurulu üyeleri desteklemiyor…

Saray’ın içinden de destekleyen bürokratlar, danışmanlar var. Etkili olan onlar..

Bu sebeple diyorum ki, kripto FETÖ’cüler Saray’a sızmış olmasın…

Çünkü yapılan edileni başka türlü izah edemiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi