Kaynağı belli olmayan oy pusulasına dikkat!

Türkiye haftaya iki tartışmayla başladı.

Birincisi; Kılıçdaroğlu dışında bir aday çıkarsa masa dağılır mı? Veya masa her halükarda dağılıyor mu?

İkincisi; net hata noksan diye adlandırılan nereden geldiği belli olmayan paranın kaynağı ne? Az buz para değil. Cari açığı bu ne idüğü belirsiz para ile finanse etmişiz.

Ocak-Temmuz arası gelen para 36,5 milyar dolar…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu paranın nereden geldiğini bilmiyor. Aslında biliyor da bildiğini kayıtlara geçirmiyor.

Kara para mı? Uyuşturucu parası mı? Ukrayna’dan emaneten gelen para mı? Rus oligarkların Avrupa’dan kaçırdıkları para mı? Putin mi yolladı?

Belli değil!..

Ama şunu biliyoruz: Kaynağı belli olmayan bu kadar yüksek miktarda para girişi hayra alamet değil.

Çünkü bu para bir şeylerin karşılığında geliyordur. Dilerim bedelini ağır ödemeyiz.

İnşallah ‘kaynağı belli olmayan’ girişler hayatın her alanına yayılmaz, alışkanlık yapmaz. Mesela seçimde kaynağı belli olmayan oy girişi sorunuyla karşılaşmayız.

Gülmeyin!.. Türkiye bunu yaşadı. 2017 referandumunda YSK’nın onayıyla kaynağı belli olmayan (mühürsüz zarf ve pusula) oylarla rejim değiştirildi.

YSK bu kararı neden aldığını hala açıklamadı…

İstanbul seçimini neden iptal ettiğini açıklamadığı gibi. Biliyorsunuz muhalefetin sandıklardan oy pusulası çaldığı iddiası vardı. Aradan üç buçuk yıl geçti sonuç: İddia yalan dolanmış!

2017 yılında kaynağı belli olmayan oy pusulalarının geçerli sayılması gibi. 2023 seçimlerinin en önemli meselesi bu olacak…

Herkes kaygılı…

Merkez Bankası’na altı ayda 36,5 milyar dolar giriyorsa… Bunun hesabı sorulamıyorsa… Sandıklara da kaynağı belirsiz iki/üç milyon oy girebilir deniliyor…

Bir de ülkeye kaynağı belli olmayan insan girişi de var. Düzensiz göçmen deniliyor, bol miktarda var…

Kaynağı belli olmayan para girişi bizde…

Kaynağı belli olmayan insan girişi (göçmen) bizde…

Kaynağı belli olmayan oy girişi neden olmasın!..

Benden uyarması! Sokakta insanlar bunu konuşuyor…

Gelelim öteki meseleye. Altılı masa dağılır mı sorusunun yanıtını bulmaya…

Saray’ın yazarları dağıldı, dağılacak diye her gün kalem oynatıyorlar.

Saray’ın ekran kuşları adayları yarıştırıyor. Saray’ın trolleri sosyal medyada kafa karıştırmak için elinden geleni yapıyor. Bu aralar top yekûn hücuma kalktılar…

Masa dağıldı, dağılacak…

Masa dağılıyor…

Belli ki altılı masa onları fena çarpmış.

Belli ki altılı masa yüreklerini hoplatıyor.

Belli ki altılı masa zihinlerinden çıkmıyor.

Erdoğan’ın da…

Semerkant’ta Şangay Örgütü’nün toplantısına katılan Erdoğan dönüş yolunda o meşhur fotoğraf sorulduğunda 6’lı masa gibi değil’ yanıtını verdi…

Ne ilgisi var diyen gazeteci çıkmadı tabi… Ama belli ki Erdoğan altılı masa sendromuna girmiş.

Altılı masa ile yatar kalkar hale gelmiş.

Gelelim altılı masa dağılır mı sorusunun yanıtına. Altılı masanın esbabı mucibi ne?

Altılı masanın görevi ne?

Hükümeti devralmak için aday çıkarmak mı?

İktidar olup ülkeyi yönetmek mi?

İktidar olup bürokrasiye kendi elemanlarını yerleştirmek mi?

Hayır…

O zaman ne?

Şu: bu ucube rejimden ülkeyi kurtarmak. Masadaki ve masa dışındaki bütün partiler buna inanıyorsa masanın üzerine devasa kaya atsalar bile o masa parçalanmaz.

Altına dinamit koysalar bile dağılmaz…

Her türlü iftirayı atsalar bile birbirine girmez…

İktidar gazetecileri boşuna hayal kuruyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi