İlke ha! Hangi ilke?

Çok değil bir ay oluyor. Mart ayı başıydı, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Türkiye’nin dış politikasını şöyle tanımlamıştı:

‘Bugün dünyada bir Türkiye profili var. Türkiye küresel bir aktör haline geldi. Türkiye’nin gücünü uluslararası alanda oynadığı rolü herkes kabul ediyor. Türkiye’nin aktif, ilkeli ve adil tutumu herkes tarafından takdir ediliyor’

Gelin şu ilkeli ve adil sözcükleri üzerinde biraz tepinelim.

Çok gerilere gidip bir şeyler aramaya gerek yok. Tek belirleyici, tek karar verici olan Erdoğan dün dedi ki:

‘Ülkemizde misafir ettiğimiz 1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni bir projenin hazırlıkları içindeyiz’

Bu Ankara’nın düşünülmüş taşınılmış, belli ilkeler çerçevesinde saptanmış devlet politikası mı?

Değil ki tabii…

Nerden biliyoruz?

Erdoğan’ın sözlerinden… Erdoğan yakın geçmişte; ‘muhalefet seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensar’ın ne olduğunu biliyoruz’ dememiş miydi?

Son kararımız ne?

Gönderecek miyiz göndermeyecek miyiz?

İlkemiz ne? ilkeli duruşumuz ne?

Çavuşoğlu’na soruyorum; Ensar mıyız, Ensar olmaktan vaz mı geçtik?

Dün başka bugün başka mı ilkemiz? Duruma göre davranmak mı Türkiye’nin dış politikası? Dün söylediğini bugün unutmak mı herkes tarafından takdir ediliyor?

Veya dün söylediğini bugün yalayıp yutmak mı?

İlkemiz ne?

15 Temmuz FETÖ’cü ayaklanmayı alkışlayan, daha ötesi parasal destek sağlayan BAE Emiri’nin altına turkuaz halı sermek mi ilkeli dış politika?

İki yanağından öpmek mi ilkeli tavır?

15 Temmuz kime karşı yapıldı. AKP iktidarını devirmek için, Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırmak için değil mi? Suikast timi Marmaris’e neden gitti? Peki darbecileri kim finansa ediyordu, kim destek veriyordu?

AKP’ye göre, Erdoğan’a göre; BAE…

Parasız pulsuz kalınca 15 Temmuz’un üzerine bir bardak su içtik. BAE gerçekten darbenin finansörüyse 15 Temmuz şehitlerimize ahirette nasıl hesap vereceğiz? Nasıl hesap verecekler?

Çavuşoğlu adil tutumumuzun takdirle karşılandığını da söylemiş.

Adil… Altını çizelim; adil…

Suudilerden üç, beş milyar dolar borç para gelecek diye Gazeteci Kaşıkçı dosyasını kapatmak mı adil tutum?

Suudi Veliaht Prensi’ni katil ilan edip sonra kucaklaşmak mı adil davranış? Bu mu dünyanın takdir ettiği dış politika?

Lafı uzatmayacağım. Biz bu zihniyete sahip, dünyaya ve ülkesine kendi menfaati penceresinden bakan, kendi menfaatini her şeyin üzerinde gören, halkını değer vermeyen, ‘adam’ yerine koymayan iktidarla yönetilmeyi hak etmiyoruz.

Veya yaptığımız yanlış tercihler nedeniyle hak ediyoruz…

Veya sesimiz çıkmadığı için müstahakız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi