Aytun Aktan
Hayat Seks Yoluyla Bulaşan En Ölümcül Hastalıktır
HPV popülerliğini koruyadursun biz eski ve daimî cinsel yolla bulaşan hastalık (CYBH) etkenlerimizden de bahsedelim. Eski düşman dost olmaz, onları yabana atmayalım. En yaygın hastalıkların isimlerini ve insanlara etiklerini kısaca hatırlayıp sonra da yaygınlıklarına ve nihayetinde korunma yollarına göz atalım. Zira kendi aramızda konuşmayı pek sevdiğimiz cinsellik konularında şehir efsanesine dönmüş yanlışları da düzeltmiş oluruz.
Klamidya bir bakteri enfeksiyondur. İdrar yaparken yanma, kadınlarda anormal vajinal akıntı ya da cinsel ilişki sırasında ağrı yapabilir. Tedaviyi ihmal ederseniz bu şikayetleri çektiğinizle kalmayıp, özellikle kadınlar, çocuk sahibi olmayı engelleyen kalıcı hasarlarla ömür boyu sürecek pişmanlıklar yaşayabilir. Bir başka bakteri hastalığı olan Bel Soğukluğu (Gonore) da bakteri kaynaklıdır ve benzer şikayetlerle ortaya çıkar. O da tedavi edilmez ise uzun vadede Klamidya gibi kalıcı hasarlar bırakabilir.
İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü olarak bildiğimiz HIV, AIDS’e yol açabilir. HIV bulaştığında vücudun enfeksiyonlarla ve bazı kanser türleriyle savaşma yeteneği azalır. Belirti göstermeden yıllarca kalabilir. Doğru tedavi ile HIV enfeksiyonu kontrol altına alınabilir, ancak tamamen tedavi edilemez.
Herpes Simpleks Virüsü (HSV) ise meşhur uçuk etkenidir. HPV gibi geniş ailesi yoktur. İki türü vardır. HSV-1 genellikle ağız bölgesinde uçuklara yol açarken, HSV-2 genital bölgede yaralara neden olur. Uçuklar hayat boyu süren enfeksiyonlardandır. İnsanı hasta ettikten sonra yeni kurbanları için sessizce vücutta bekler. Ve ilk tedbirsizlikte hop başkasına bulaşır. Tedavi sadece semptom dediğimiz belirtiler içindir.
Sifiliz cinsel yolla bulaşan en eski ve ciddi hastalıklardan biridir. Erken aşamalarda fark edilmezse, sinir sistemi, kalp ve diğer organları etkileyebilir. Sifiliz bir bakteri hastalığıdır ve benim dikkatli okuyucularım bilir ki böyle hastalıklar antibiyotiklerle tedavi edilebilir.
Sıkılmayın az kaldı. Trichomonas hastalığı bir parazitin neden olduğu enfeksiyondur. Kadınlarda vajinal akıntı, kaşıntı ve idrar yaparken ağrıya yol açabilir. Erkeklerde genellikle belirti göstermez, ancak bulaşıcıdır. Tedavi edilmezse, cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonların riskini artırabilir.
Hepatit B virüsü (HBV), karaciğerin iltihaplanmasına neden olur. Enfekte vücut sıvıları ile bulaşır. Yani yara teması, kan, tükürük ya da korunmasız cinsel ilişki HBV bulaşması için bulunmaz nimetlerdir. Kronik hepatit B enfeksiyonu, siroz ve karaciğer kanseri riskini artırabilir. Hepatit B aşısı, bu virüse karşı korunmanın en etkili yoludur.
CYBH Nasıl Test Edilir?
Cinsel sağlık kontrolleri, bireyin cinsel geçmişi ve belirtileri göz önünde bulundurularak belirli hastalıklar için testler yapılmasını gerektirir.
1. Kan Testleri HIV, sifiliz, hepatit B gibi hastalıkların teşhisinde kullanılır.
2. İdrar Testleri klamidya ve gonore gibi bakteriyel enfeksiyonların teşhisinde kullanılır.
3. Sürüntü Testleri cinsel organlardan, rektumdan veya boğazdan alınan sürüntülerle enfeksiyon tespiti yapılır. HPV, herpes ve diğer enfeksiyonlar bu yöntemle teşhis edilebilir. HPV testlerinde, rahim ağzından alınan hücre örnekleri ile virüsün varlığı saptanır.
4. Fiziksel muayenede, hekiminiz genital siğiller veya herpes yaraları gibi belirti gösteren enfeksiyonları kolaylıkla teşhis edebilir. Görünür belirtiler olmadan da CYBH taşıyabileceğiniz için, sadece fiziksel muayeneye güvenmemek gerekir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmanın en etkili yolları arasında cinsel birlikteliklerde prezervatif kullanımı, testlerin ya da muayenelerin düzenli yapılması ve aşılar yer alır. Ayrıca, cinsel partnerlerle açık iletişim kurmak ve sınırları belirlemek hem bireyin hem de partnerinin sağlığını korumaya yardımcı olur. Cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmak, CYBH’lerden koruduğu gibi istenmeyen gebeliklerden de korur. Böylece ‘‘Hayat seks yoluyla bulaşan en ölümcül hastalıktır’’ tespitinden de korunmuş olunur. Sevdiğim bu söz, Fransız şarkıcı Jacques Dutronc’a aittir ve Polonyalı yönetmen Krzysztof Zanussi de 2000 yılında bu ismi taşıyan bol ödüllü bir film çekmiştir.
Türkiye’de her geçen yıl kadın cinayetleri, çocuk istismarları gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların görülme sıklığı da artış gösteriyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, özellikle sifiliz ve HIV/AIDS vakalarında önemli bir artış gözlemleniyor. Örneğin, sifiliz vakaları 2012 yılında 281 iken, 2022 yılında 3.533’e yükseldi. HIV/AIDS vakalarında da 2022’de yaklaşık 3.000 yeni vaka kaydedildi. Ki hatırlatırım kayıt tutma konusunda pek de başarılı değiliz. Yani gerçekler bu verilerin de üstünde. Ayrıca bel soğukluğu ve klamidya gibi hastalıklardaki artış, hastalığın belirtileri şiddetli olmadığı için tespit edilenlerin çok daha üstünde. Bu artışların nedenleri arasında güvenli cinsel ilişki konusunda farkındalığın azalması, kondom kullanımının düşmesi ve çoklu partnerli ilişkilerin artışı gösteriliyor. Son kısım çok önemli; ne kadar çok cinsel partner o kadar çok hastalık riski ve hastalıklar için hızlı yayılma demek. Ayrıca, göç, yoksulluk ve sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikler de hastalıkların yayılmasını tetikleyen faktörler arasında yer alıyor. Bu arada cinsel yolla bulaşan hastalıklar sadece yetişkinlerin sorunu değil. Bu hastalıkları taşıyan hamile kadınların yeni doğan bebekleri de tehdit altında.
Türkiye’de uygulanan muhafazakâr sağlık ve eğitim politikaları, cinsel sağlık eğitiminin sınırlı kalmasına ve güvenli cinsel ilişki konusunda bilinçlenmenin yeterince sağlanamamasına yol açabiliyor. Bu durum, genç nüfusun cinsel sağlık bilgilerine erişiminde zorluklar yaratıyor. Özellikle okullarda cinsel eğitimin müfredata tam olarak dahil edilmemesi, kondom kullanımı ve cinsel sağlık hizmetlerine erişimin yeterince vurgulanmaması gibi durumlar, CYBH vakalarının artmasına katkıda bulunabilir. Sayıları katlanarak artan inanç ağırlıklı okullarda eğitim alanlar, bilimin henüz kabul görmediği 1700’lü yıllarda yapıldığı gibi dua okunarak siğillerin tedavi edildiğine inanabilirler. Ancak içinde bulunduğumuz çağ cep telefonundaki partner bulma uygulamalarıyla çığırından çıkmışken, yer gök dua olsa cinsel yolla bulaşan hastalıkların hızı kesilmez. Çağdaş eğitim şart.
Son yıllarda, dijital teknolojilerin hayatımızın her alanına entegre olmasıyla birlikte online buluşma uygulamaları ve platformları popüler hale geldi. Online buluşma uygulamaları, özellikle yoğun iş hayatı veya sosyal çevresi dar olan bireyler için yeni ilişkilere açılmanın hızlı ve kolay bir yolunu sunuyor. Coğrafi sınırların ötesinde insanlarla tanışma fırsatı veren bu uygulamalar, kısa süreli romantik ilişkilerden, uzun vadeli partnerliklere kadar geniş bir ilişki yelpazesini mümkün kılıyor. Ancak, bu özgürlük ve kolaylık, beraberinde bazı riskleri de getiriyor. Birçok kişi, tanıştığı kişilerle cinsel ilişki yaşamayı seçiyor. Bu ilişkilerin çoğu, geleneksel olarak uzun süreli tanışıklığa dayanan ilişkilerden daha hızlı ilerleyebiliyor. Bu da CYBH risklerinin ve korunma ihtiyacının daha da önemli hale gelmesine neden oluyor.
Belki konuyla direkt ilgili olmasa da önemsediğim bir konuyu daha yazımın sonuna eklemek isterim. Güvenli cinsel yaşamın temel ilkelerinde hastalıklardan korunmak kadar, sınırların belirlenmesi, saygı ve onay kavramının doğru anlaşılması da çok önemli.
Her birey kendi cinsel sınırlarını belirleme hakkına sahiptir ve bu sınırlar açık bir şekilde ifade edilmelidir. Cinsel sınırlar hem fiziksel hem de duygusal anlamda kişisel konfor alanını temsil eder. Zorlayıcı veya baskıcı bir ortamda yaşanan cinsel deneyimler hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı olumsuz etkileyebilir. Bu noktada, açık iletişim çok önemlidir. İlişkideki iki tarafın da neyin kabul edilebilir olduğunu net bir şekilde anlaması gerekir. Sınırların belirlenmesi sadece bedensel değil, aynı zamanda duygusal sınırları da içerir. Duygusal güvenlik, sağlıklı bir cinsel ilişkinin temelidir.
Cinsel ilişkide onay kavramı ise, güvenli ve sağlıklı cinsel yaşamın vazgeçilmezidir. Onay, iki tarafın da cinsel ilişkiye açıkça ve istekli bir şekilde rıza göstermesi anlamına gelir. Bu rıza, her aşamada sorulabilir ve partnerlerin isteklerinin değişebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. “Hayır” cevabı, ne zaman ve hangi koşulda olursa olsun kabul edilmelidir. Onayın sürekli olması gerektiği gibi, ilişkinin doğasına göre yeniden alınması da önemlidir. Alkollü ya da bilinç bulanıklığı içinde olan bir bireyin verdiği rıza geçerli değildir. Ayrıca, baskı veya manipülasyon altında alınan onay da sağlıklı bir temele dayanmaz. Taciz vakalarının çok artış gösterdiği bir zaman diliminde iyi bilinmelidir ki bireylerin ‘‘HAYIR’’ dediği her andan sonra devam eden ilişki artık rızaya dayalı ilişki değildir. Ve şikâyet durumunda kayıtlara suç olarak geçer. İyi pazarlar.