
Bengi Başer
Görme bozuklukları
Bengi Başer
Gözün net görebilmesi için, gelen ışınların kırılması ve gözün arka tarafındaki ağ tabakada (retina) odaklanması gerekir. Kornea (gözün en öndeki şeffaf tabakası) ve lens (göz merceği) gelen ışınları kırar. Göze gelen ışınlar retinada odaklanamazsa görme bozukluğu (kırma kusuru) oluşur. Kırma kusurlarında kalıtım ve çevresel faktörler önemli rol oynar.
Gözün kırma değeri, dikey ve yatay eksendeki kırma güçlerinin ortalamasıdır. Dikey ve yatak eksenin kırma gücü normalde birbirine eşit ya da yakın olmalıdır. Bir eksen diğer eksenden daha fazla ya da daha az kırarsa, buna astigmat denir. Kornea normalde yuvarlakken, astigmatta oval, yumurta şeklinde olur. Astigmatlar, nesneleri bulanık, çift ve gölgeli görürler. Astigmat tedavisinde gözlük, kontak lens ve refraktif lazer cerrahisi uygulanmakta olup, nadiren astigmat keratokonusa bağlı ise kornea nakli gerekebilmektedir.
Kalıtım veya çevresel faktörler nedeniyle gözün ön ve arka uzunluğunun normale göre uzamasıyla göze gelen ışınların retinanın önünde odaklanmasına ise miyopi denir. Miyoplar yakını net görebilirken, uzağı aynı netlikte göremezler. Bu bozukluk genellikle okul çağlarında kendini belli eder ve yetişkinlik dönemine kadar bir miktar da artış gösterebilir. Uzaktaki nesneleri bulanık görme, gözleri kısarak bakma, baş ve göz ağrısıyla belirti verir. Özellikle çocuklarda televizyonu yakından seyretme, okulda tahtayı görememe ve gözlerini kısarak bakma gibi şikayetlere rastlanabilir. Yetişkinlerde ise araba kullanırken yola veya trafik işaretlerine bakarken netlikte bozulma yaşanır. Genellikle 8-12 yaşlarında başlar, ergenlik çağında hızlı ilerleme göstererek 20-25 yaş civarında sabit bir değere ulaşır. Tedavisinde ve ilerleme hızının azaltılmasında özel gözlük camları kullanılır.
Gözün ön-arka ekseninin normalden kısa olmasına veya kornea ile kristalin lens gibi gözün optik elemanlarının yüzey eğimlerinin fazla düz olmasına bağlı olarak göze gelen ışınların retinanın arkasında odaklanmasına ise hipermetropi denir. Özellikle yakını zor görmenin yanı sıra, baş ve göz ağrısı ile birlikte kendini gösterir. Yüksek hipermetropide uzak görmede de bozukluk oluşabilmektedir. Çocuklarda hipermetropi şaşılığa neden olabilmektedir. Bebekler ve küçük çocuklar genellikle hipermetroptur. Yaşla birlikte göz büyüdükçe, genellikle hipermetropi de azalır.
Yaşın ilerlemesine bağlı olarak lensin esnekliğini yitirmesi ve gözün yakına odaklanma kapasitesinin düşmesine ise presbiyopi denir. Belirtileri 40'lı yaşlarda ufak yazıları okumada zorlanma, uzaklaştırarak okuyabilme, uzun okumalarda gözün çabuk yorulmasıyla kendini gösterir ve 60’lı yaşlara kadar ilerler.
Görme bozukluklarının (astigmat, miyop ve hipermetrop) tedavisi, hekim tarafından yapılan testler sonucunda, derecenin belirlenmesi ve buna uygun gözlük veya kontak lens reçetelendirilmesi ile yapılır. Bu yöntemlerin dışında, refraktif lazer cerrahisi ve göz içi lens implantı kalıcı tedavi seçeneklerindendir.
Genellikle yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan katarakt ise, göz merceğinin veya onu çevreleyen şeffaf zarın, ışığın geçişini engelleyecek şekilde bulanıklaşmasıdır. Tedavi edilmediğinde körlüğe neden olabilen ve tek çözümü ameliyat olan kataraktın, bulanık, bulutlu veya çift görme, ışığa karşı hassasiyet ve geceleri görmede zorluk, belirtileri arasındadır.
Ayrıca, genellikle kalıtımsal olan sarı nokta hastalığı ise, (makula dejenerasyonu) 55 yaş sonrası kişilerde, sigara içenlerde ve yetersiz beslenenlerde sık görülen, ilerlemesi durumunda görme kaybına yol açabilen, gözde makula ismi verilen, gözün arkasında yer alan ve detayları görmemizi sağlayan bölgede sarı renkli druzen adı verilen artıkların birikmesi sonucu bozulmasıyla ortaya çıkan bir retina hastalığıdır. Bu hastalık merkezdeki görmeyi azaltsa da yanlardan olan görmeyi bozmaz ve tamamen körlükle sonuçlanmaz. Bu hastalar evde kendi işlerini görebilirler ancak tek başına sokağa pek çıkamaz, okuyamaz, yazamaz, televizyon izleyemez ve araba kullanamazlar.
Kuru Tip ve Yaş Tip olarak farklı 2 tipi bulunur. Sarı nokta hastalarının %90’ı kuru tiptir; yaşlanmaya bağlı olarak gelişir ve yavaş ilerlediğinden görme kaybı daha azdır. Hekim kontrolünde, koruyucu olarak göz için gerekli vitamin ve mineralleri içeren antioksidan etkili ilaçlarla tedavi edilir. Sarı nokta hastalığı olan kişilerin %10'u yaş tiptir. Gözün arka kısmından gelişen anormal damarlanmalar sonucu meydana gelen sızıntılar ve kanamalarla belirti verir. Bu durumda görme kaybı ani ve ciddi seviyededir. Bu tip hastalarda oluşan görme kaybı erken dönemde göz içi ilaç enjeksiyonları ile görme kaybının ilerlemesi durdurulabilmekte, yavaşlatılabilmekte hatta birkaç basamak artış sağlanabilmektedir.
Sağlıkla kalın !..