
Bengi Başer
Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Gözenekli kemik anlamına gelen osteoporoz, kemiklerdeki mineral yoğunluğunun azalması sonucu, kemik kütle ve yapısının değiştiği, kalitesinin bozulması nedeniyle inceldiği, direncinin zayıflayarak kırılgan hale geldiği bir kemik hastalığıdır.
İskelet sistemini oluşturan kemikler yüksek oranda kalsiyum içeren yapılar olup, bebeklik ve çocukluk dönemlerinde hızlı bir şekilde kemik yapımı söz konusuyken, 20'li yaşların sonlarına doğru kemik yapımı, kemik yıkımı ile hemen hemen aynı seviyelere gelir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kemik yıkımı hızlanır ve çeşitli risk faktörlerinin birleşmesiyle kemik erimesi gelişir.
Eski kemik dokusu, osteoklast adı verilen hücreler tarafından parçalanır ve yerini osteoblast adı verilen hücreler tarafından üretilen yeni kemik materyali alır. Osteoporozda, yeni kemik oluşumu eski kemiğin vücuttan uzaklaştırılmasına yetişemez, bunun sonucunda kemikler zayıflar, çatlaklar, kırıklar ve bunlara bağlı sorunlar oluşur.
Kemik erimesi sessiz seyreder, erken dönemde herhangi bir belirtiye neden olmaz ve kemikte herhangi bir kırılma, çatlama ortaya çıkmadığı veya kemik yoğunluğu testleri yapılmadığı sürece tespit edilebilmesi oldukça güçtür.
50 yaş üstü her iki kadından birinde osteoporoz görülürken, 50 yaş üstü her beş erkekten birinde osteoporoz yaşanabilmektedir. Kadınlarda kemik erimesinin daha fazla görülmesinin en önemli faktör östrojendir. Menopoz döneminde bu hormonun ani azalması kemik erimesini artıran en önemli etkendir.
Bu hastalığın en büyük riski kemiğin güçsüzleşmesine bağlı kırık oluşmasıdır. En sık görülen, kadınlarda erkeklere göre yedi kat daha sık görülen omurga kırıklarıdır; ikinci sırada ise kalça kırıkları gelir. Üçüncü sık görüldüğü bölge ise kadınlarda erkeklere göre 5 kat daha fazla olan, el bilekleridir.
Omurga içerisinde kırık veya çökmüş bir omurun neden olduğu bel ağrıları, zamanla kemiklerin eğrilmesine bağlı olarak boyun kısalması, kamburlaşma ve çarpık duruş, basit hareketlerde bile ortaya çıkabilen kırılma ve çatlamalar başlıca belirtilerindendir. Ancak bu belirtiler, osteoporozun ileri seviyelere ulaştığı ve kemik hasarlarının oluşmaya başladığı dönemlerde kendini gösterir. Hastalık bu aşamaya geldikten sonra kemik hasarının geri döndürülebilmesi büyük ölçüde mümkün değildir.
Yetersiz kalsiyum, fosfor ve D vitamini alımı, kadın cinsiyet ve özellikle menopoz sonrası dönemde olmak, ileri yaş, genetik yatkınlık, cinsiyet hormonlarındaki düşüklükler, tiroit hormonlarına ilişkin bozukluklar, menopoz öncesi dönemde yumurtalıkların alınması, böbrek üstü bez hastalıkları, steroid içerikli ilaç ve sigara-alkol kullanımı ile hareketsiz yaşam tarzı, kemik erimesinin oluşmasında etkili risk faktörlerindendir.
Süt ve süt ürünleri, peynir, brokoli, yeşil yapraklı sebzeler, soya fasulyesi, fındık, sardalya-somon gibi balıklar, incir, portakal, mantar, yulaf ezmesi, tahıllar ile kalsiyum ve D vitamininden zengin besinler kemik erimesine iyi gelmektedir.
Her yaşta ve özellikle 30’lu yaşlara kadar yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alınması, düzenli fiziksel aktivite ve spor, sigara, alkol ile risk oluşturan ilaçların kullanımından uzak durulması ve kronik hastalıklardan korunma, osteoporoz riskinin en aza indirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Sağlıkla kalın !.