Gürel Yurttaş
Fenerbahçe ve yine hakem kararları. Eyüpspor görevini yaptı
Eyüpspor ve Fenerbahçe sahaya unutulmaz ses sanatçı Ferdi Özbegen'in "Aşkını sır gibi senelerdir sakladım. Geceleri rüyamda ismini sayıkladım" şarkısıyla çıktı.
Enteresan geldi bana.
Ferdi Özbeğen'i sevmediğimden değil. Aksine hayranıyımdır kendisinin.
İlk kez böyle bir şarkıyla sahaya çıkış gördüm de onun için enteresanlığı.
Romantik bir müzikle başlayan maçta giderek gerildi ortam. Hele de gollerden sonra.
Eyüpspor'un taktiği basitti aslında. Geride karşılıyordu rakibini, uzun toplarla kontratağa kalkıyordu. Ahmed Kutucu ve Mame Thiam'la etkili de oluyordu Fenerbahçe kalesinde. Yakın oynuyorlardı rakiplerine, hamle yapmalarını engellemeye çalışıyorlardı. Bu da faulleri doğuruyordu doğal olarak. Faul futbolda elbette var. Ama sertlik aşırı olunca iş değişiyor tabi. Mesela 36'da Claro'nun Szymanski'nin ayak bileğine basması. Sarı kart bile olmaması enteresandı.
Dediğim gibi uzun toplarla hızlı atağa kalkan Eyüpspor, böyle bir atakta ve de 3 pasta golü buldu. 26. dakikaydı. Caner Erkin'in soldan ceza yayı üzerine gönderdiği ortada Thiam, savunmanın arkasına sarkan Ahmed Kutucu'ya pasını aktardı. Bu futbolcunun bekletmeden plase vuruşunda top filelerle buluştu: 1-0. Bu golde Fenerbahçe defansının uyuduğunu unutmayalım.
Son söz: Kaleci Berke'yi de kutlarım. Sakattı, oynadı. Müthiş de kurtarışlar yaptı.
Giderek sertleşen oyunda Fenerbahçe'nin beraberlik golü geldi 45+4'te. Sol kanatta topla buluşan Kostic, Halil Akbunar'dan sıyrılıp ön direğe hareketlenen En-Nesyri'yi pasını aktardı. En-Nesyri'nin dokunuşu ustacaydı, topu filelere yolladı. İngiliz santrfor Lineker'i hatırlattı bana. Yalnız golden önce İrfan Can'ın rakibinin yüzüne gelen dirseği. Hakem devam ettirdi oyunu. Tartışmalı bir karardı. Eyüpsporlular başta da Arda Turan tartışmasız faul görüşünde olmalıydı ki çok itiraz ettiler buna. Arda Turan da kırmızı kart gördü bu itirazların sonucunda.
İkinci yarıda Fenerbahçe daha istekliydi sanki. Daha çok gitmeye başladı rakibinin üzerine. Eyüpspor ise bozmadı düzenini. Yalnız 65'te Tadiç'in direkten dönen topu şanssızlıktı. Ardından Caner'in Osayi Samuel'in göğsüne gelen dirseği de tartışmalı pozisyonlara eklendi. Bir de Emre Akbaba'nın filelere giden topundan önce. Yardımcı hakemin uyarısıyla faul verdi hakem ondan önceki bir pozisyonda. Faul var veya yok; bir şey diyemem. Diyeceğim şu: Yardımcı hakemin uyarısına rağmen hakem neden bu kadar bekliyor? Zaten ortamı da bu tip kararlar geriyor.
Mourinho her zamanki değişikliklerini yaptı yine. İrfan Can dışarı çıktı 69'da, Dzeko girdi. Szymanski'nin yerine de Maximin. Eyüpspor'da yaptı değişiklik. Ve oyunun temposu giderek arttı. Fenerbahçe önde basmaya başladı daha çok. Eyüpspor da canla başla karşılık veriyordu rakibine.
Mourinho 82'de 3 oyuncu daha değiştirdi. Cengiz Ünder de vardı girenlerin içinde. Uzun süredir yoktu; demek Mourinho unutmamış onu. Fenerbahçe iyice yüklendi bu dakikadan sonra. Eyüpspor ise savunmadaydı daha çok. Örneğin Ahmed Kutucu'yu bile aldılar oyundan. Bruno girdi.
Sonuçta şunu söyleyeyim. Fenerbahçe istedi istemesine de Eyüpspor da çok iyi mücadele etti. Galatasaray'a çelme takmıştı ya onca dedikoduya rağmen... Fenerbahçe'ye de taktı. Görevini yaptı yani. Hele Berke'nin 88'de Dzeko'nun kafa vuruşunu kurtarışı. Sadece Galatasaray'a değilmiş yani direnişi. Fenerbahçe ise ağır bir yara daha aldı şampiyonluk yarışında. Bir de şu var; maalesef yine hakem kararları tartışılaşacaktır bu maçtan sonra da. Elbette ki Mourinho ve Fenerbahçe de. Galatasaray kazanırsa Kayseri'de de çok uzakta kalacak zirveden Fenerbahçe... Hele bir de ya 90+3'te Thiam o topu dışarı atmasaydı...