Erdoğan’ın derdi enflasyon değil! Hayat pahalılığı…

Dikkat ederseniz son zamanlarda kendi yaptığı tahribatı onarmakla meşgul. Hazinenin kasasını sonuna kadar açtı. Adeta para saçıyor.

Kendi değimiyle, enflasyonun yol açtığı refah kaybını gidermeye çalışıyor.

Şuna refah kaybı yerine yoksullaşma desek daha doğru olur. Neyse meselemiz bu değil.

Meselemiz Erdoğan’ın ekonomi üzerinden seçim planı…

Enflasyondaki artış hız kesecek mi?

Evet…

Geçen yıl enflasyon aralık ayında yüzde 13.5, ocak ayında yüzde 11.1, şubat ayında 4.8, mart ayında yüzde 5.4, nisan ayında 7.2 oranında artmıştı.

Bu yıl aynı oranda artış beklenmiyor. Fiyatlar artacak artmasına ama bu oranda olmayacak. Yani ekonomistlerin baz etkisi dedikleri nedenle enflasyon bir önceki yıla göre düşmüş olacak.

Erdoğan da bunu büyük başarı olacak sunacak…

Geçen akşam TV’de tekrarladı ‘enflasyon ocak ayından itibaren makul seviyeye inecek’ dedi.

Makul seviye ne?

Yüzde 40, yüzde 45, yüzde 50…

Hatırlatırım. 2021 yılının eylül ayında yıllık enflasyon yüzde 19’du. Erdoğan çomak sokmasaydı yılı yüzde 16.5’luk enflasyonla kapatacaktık.

Erdoğan çomak sokmasaydı zaten makul düzeyde enflasyonumuz olacaktı.

Makul seviyedeki enflasyonu çığırından çıkardı, yüzde 80’ ne fırlattı şimdi bize makul seviyeye indireceğini vaat ediyor…

Bunun adı da politika oluyor…

Bunun adı da memleketi idare etmek oluyor…

Bunu yapan da ‘ben ekonomistim’ diye övünüyor…

Aslında Erdoğan’ın şu anki derdi, enflasyonla mücadele değil. Geçen akşam CNNTürk’te söyledi; ‘ben enflasyondan önce faize bakıyorum. Faiz noktasında yüzde 12’ye indirdik. Daha da inecek’ dedi.

Enflasyona baz etkisi nedeniyle nasıl olsa düşecek gözüyle bakıyor. Aslında enflasyonla büyümeyi hedefliyor.

Ama büyük bir derdi var…

Ne?

Hayat pahalılığı…

İkisi aynı şey değil mi?

Değil…

Hayat pahalılığı gelirle orantılı… Enflasyon artışı kadar geliriniz artarsa hayat pahalı demezsiniz. Türkiye bunu 1990’lı yıllarda yaşadı. Yüzde 120’ye varan enflasyonu gördük ama hayat pahalılığı bağırtmıyordu…Çünkü ücretlere de buna yakın oranda zam yapılıyordu.

Bugün bağırtıyor…

Örnek vereyim. Enflasyon yüzde 90 ise yüzde 90 zam aldığınız zaman hayat pahalılığı sizi çok etkilemez.

İşte Erdoğan buna oynuyor…

Yeniden seçilme kozu bu…

Bunu da açık açık söylüyor. Geçen gün asgari ücret, memur ve emekli maaşlarına kadar tüm kesimlerin gelirlerini ciddi şekilde artıracaklarını ilan etti…

Hesaplara göre 2022 yılı enflasyonu yüzde 65 dolayında olacak… Yeni yılla birlikte herkese (Haziran artışı dahil) toplamda yüzde 65 üzerinde ücret artışı verirse… Hatta 5 puan, 10 puan da refah payı eklerse ne olur?

Vatandaş enflasyona ezdirilmemiş olur mu?

Hayat pahalılığının önü kesilmiş olur mu?

Altı/yedi aydır hem Halk TV ekranında söylüyorum hem de yazıyorum. Erdoğan’ın tek çaresi var; geçici cennet yaratmak.

Geçici cenneti seçmene kalıcı cennet olarak pazarlamak.

Para musluklarını sonuna kadar açtı. Sosyal yardım bütçesini 25 milyar artırarak 40 milyara çıkardı. 2,5 milyon hanenin elektrik gideri, doğalgaz gideri, çocuklarının ihtiyacı karşılanacak…

Diyeceksiniz ki parayı nereden bulacak?

Türk lirası sıkıntısı yok ki… Darphane emrinde basar parayı dağıtır. Peki bu yöntemle hayat pahalılığıyla başa çıkarabilir mi?

Zor… Göz boyar, seçime kadar idare etmeye çalışır. Çünkü gerçek enflasyon TÜİK’in açıkladığın enflasyon değil. TÜİK’in bile gıda enflasyonu yüzde 90’larda… Çarşı pazarda enflasyon yüzde 150’leri buldu.

Erdoğan Avrupa ülkeleri için ne diyor?

‘Yüzde 8/9 enflasyonla gerçek enflasyon arasında devasa fark olduğunu vatandaşı iyi biliyor.’

Alman, Fransız, Belçikalı, İtalyan farkı biliyor da bizim vatandaş bilmiyor mu?

Onlar akıllı da bizim vatandaş salak mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi