Mehmet Tezkan
Enflasyonla baş edemezler Çünkü sebep kendileri!
Biraz geç oldu ama sonunda Türkiye’nin en önemli sorununun enflasyon olduğunu anladılar. Pahalıktan halkın inim inim inlediğini gördüler.
Düne kadar enflasyonu önemsemiyorlardı. AKP Genel Başkanı 1 Aralık günü partisinin milletvekillerine seslenirken ne demişti?
‘Kur dediğin bugün artar, yarın düşer, enflasyon dediğin bugün artar, yarın düşer.’
Tercümesi şuydu:
Enflasyona kafanızı takmayın, kur artışını önemsemeyin, bunlar geçici. Yarın, öbür gün düşer. Önemli olan faiz. Faizi düşürerek tedbirimizi aldık, kur da düşecek, enflasyon da…
Hükümetin yegâne temsilcisi bu görüşte olduğu için ekonominin ipi koy verildi. Zaten ucundan tutan mı vardı, ekonomiyle ilgilenen mi vardı, ekonomiyi bilen mi vardı ki ucundan tutsun diye itiraz edeceksiniz… Haklısınız.
Devletin zirvesi önemsemeyin dedikten sonra ama işler sarpa sarıyor demek kimin haddine!
Merkez Bankası Para Kurulu Aralık ayında inadına faizi daha da düşürdü, dolar 18.5 lirayı görünce Beştepe’de şimşekler çaktı.
Saray yedi şiddetinde depremle sarsıldı.
Saray’ın ekonomi danışmanları, Maliye Bakanı, Merkez Bankası Başkanı yerinden sıçradı. O sarsıntıyla bir nebze de olsa akılları başlarına geldi.
Döviz kurundaki artışın enflasyonu arttırdığını anladılar; daha doğrusu öğrendiler! Deneyerek öğrendiler ama olan gariban halka, yoksul halka oldu.
Kuru zapt-ı rap altına almak için TL’yi dolara vidaladılar. Dolar endeksli mevduat hesabı diye icat yaparak ortalığı yatıştırmaya çalıştılar.
Rekabetçi olsun diye yükselttikleri kuru bu kez aşağıya çekmeye çalıştılar. Daha doğrusu ihracat artsın, cari açık kapansın diye değersizleştirdikleri Türk lirasına biraz değer kazandırma operasyonuna giriştiler.
Bir nebze akılları başlarına gelmişti ama o kadar. İki nebze değil!..
Bu seferde doları tutarsak enflasyon biraz yükselir sonra aşağıya iner fikriyatının peşinden gittiler. Konunun uzmanı olan(!) Maliye Bakanı Nebati, enflasyonun ocak ayında pik yapacağını sonra ineceğini iddia etti.
Dediği olmadı, enflasyon yüzde 50’nin altında kalacak dedi, o da olmadı, daha ikinci ayda yüzde 50’nin üzerine çıktı. Yaza kadar düşecek dedi, baktı ki gidişat iyi değil bu yıl yüksek enflasyonla yaşayacağız diyerek işin içinden çıktı.
Gerisi; sen sağ ben selamet!
Cumhurbaşkanı da enflasyonun bugün çıkıp yarın inmeyeceğini sonunda kabul etti. Melet kilo almak gibi bir şey. Çabuk kilo alırsın, yağlar üzerine yapışınca onlardan kurtulmak için aylarca uğraşır durursun.
Enflasyonda böyle. Ülkeye yapıştı mı kolay kolay gitmez.
Erdoğan en önemli sorunumuzun yüksek enflasyon olduğunu ilan edince Nebati Bakan durur mu?
O da bastı demeci:
‘En büyük problem enflasyon. Başka problemimiz yok. Enflasyon bir süre daha mevcut seviyelerde devam edecek’
Biz ne diyelim?
Allah başka dert vermesin mi diyelim? Geçen yıl dört lira olan ramazan pidesi altı lira oldu buna da şükür mü diyelim?
İktidarımız bizi düşünüyor pidenin gramajını 365 gramdan 330 grama düşürdü kilomuz artmayacak diye sevinelim mi?
Nebati Bakan geçen cuma günü 10 kadar iş insanıyla kahvaltı da buluşuyormuş ve demiş ki: ‘Yüksek enflasyonun farkında ve bilincinde olup, kontrol altına almak için birçok çalışma yapılmakta ve tamamladıkça bunları kamuoyu ile paylaşmaktayız’
İçimden alkışlamak geldi. Şükürler olsun işin vahametini sonunda kavradılar diyeceğim ama bugüne kadar zabıta tedbirler dışında ne yaptıklarını aradım bulamadım.
Neyse, bu da bir aşama.
Hastalığın varlığını kabul ettiler. Ama hastalığın nedeni konusunda teşhisi koyamadılar. Enflasyonun neden kaynaklandığını bulmadan, yani doğru teşhis koymadan tedavi mümkün değil.
Sebebini bulacaksınız ki sonuç alın!
Teşhisi koyamazlar…
Çünkü herkes biliyor ki enflasyonun da, hayat pahalılığının da nedeni Saray. Bakan Nebati de, Merkez Bankası Başkanı da, ekibin içinde…
Tedavi mümkün değil.
Niye mi?
Düşünün hastayı tedavi edecek doktor hastalığın sebebinin kendisi olduğunu kabul etmiyor.
Hastayı tedavi edebilir mi?
(Yine dayanamadım parantez açtım. Bu arada Maliye Bakanı cuma günü 10 iş insanı ile kahvaltı ederken enflasyonla mücadele edeceğini söylemiş.
Enflasyonla mücadele onun değil, Merkez Bankası Başkanı’nın görevi.
Merkez Bankası Başkanı da cari açığı kapatmak için uğraştığını açıklamıştı. Bu da onun değil Maliye Bakanı’nın görevi. İstifa eden eski Maliye Bakanı Albayrak veda mesajında at iti iz itine karıştı demişti. Yoksa bu durumu mu kastetmişti? Parantezi kapattım)