İsmail Saymaz
Dilovası: yol verilen, göz yumulan bir cinayet
Gebze’de bir vatandaş metro inşaatından ötürü evinde çatlaklar olduğunu CİMER’e haber veriyor. Dört ay sonra bitişikteki bina yana çöküyor. Bilir Ailesi’nden anne, baba ve iki evlatları hayatını kaybediyor.
Bu facianın nedeni ve failleri tespit edilemeden…
10 gün sonra Dilovası’nda kozmetik deposu tutuşuyor.
İkisi 18 yaşın altında altı kadın işçi yanarak ve dumandan zehirlenerek can veriyor. Ne vahimdir ki, bu işçi cehenneminin de 11 ay önce CİMER’e bildirildiği ortaya çıkıyor.
Nokta atış bir ihbardan söz ediyoruz.
16 Aralık 2024 tarihli ihbarda şöyle deniyor:
“Kocaeli Dilovası ilçesi Mimar Sinan Mahallesi İş Bankası Şubesi’nin yanı Vahdet Cami bitişiğinde ismi levhası olmayan, parfüm imalatı ve dolumu yapılan iş yerinde mahallemizin kadınları ve çocukları yaklaşık 15 çalışan olup bunların çoğu sigortasız çalışıp iş güvenliği hiç olmayıp ihtiyacı olan kadınların kovulma tehdidiyle çalıştırılıp yemek parası 70 lira karşılığında yemeği kendiniz yiyin diyerek, işçiyi, kadını sömüren bu doymaz iş yeri sahibini yüce devletimize şikayet ediyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim.”
‘Yüce devletimiz’ suça göz yummuş!
Vatandaş ihbar etmiş…
‘Yüce devletimiz’ ne cevap vermiş?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Kocaeli İl Müdürlüğü’nden 2 Ocak 2025’te gelen yanıt şu şekilde:
“İş yerinin iş sağlığı ve güvenliği açısından denetlenmesi için alınmayan tedbirlerin neler olduğunu, iş yerinin hangi kısmında ne zamandan beri alınmadığını, çalışanların nasıl etkilendiğini, iş yerinin tam ünvanını, adres ve iletişim bilgisini belirttiğiniz takdirde başvurunuz işleme alınacaktır. Çocuk işçilerin ise yaşlarını ve kimlik bilgilerini paylaşmanız gerekmektedir.”
SGK yetkilileri mahallesine ve hatta bitişikteki caminin adına kadar adresi tarif edilen iş yerini bulamıyorlarsa o koltukta zaten neden oturuyorlar ki? Tedbirlerin iş yerinin hangi kısmında alınmadığını, çalışanların nasıl etkilendiğini saptamak da vatandaşa kaldıysa SGK yetkilileri ne güne maaş alıyor? SGK’nın vatandaşa verdiği bu ciddiyetsiz karşılık, görevlerini savsakladıklarını ve suça göz yumduklarını kanıtlıyor.
SGK, böyle sorumsuzken…
İŞKUR da bağlı olduğu kurumdan geri kalmamış.
Bakın; bina kaçak, üretim yasadışı, işçiler ise sigortasız.
İçeride çocuk işçiler çalıştırılıyor.
Yol ve yemek içinde, günlük 850 TL veriliyor.
Bu suçlar İŞKUR’un bir bina yakınında ve 20 metre mesafede işleniyor. İŞKUR, müdahale etmesi gereken kanunsuzluğu seyrediyor.
Belediye yıkmadı
Yalnızca SGK ve İŞKUR mu?
Dilovası Belediyesi de sorumsuzlukta yarışıyor.
Belediye, ‘Mirkar Makine’ adlı fabrika tarafından kaçak şekilde inşa edilen binanın yıkılması için 2021 yılında karar alıyor. Ne dönemin belediye başkanı Edip Bingöl ne de kendisinden sonra gelen Ramazan Ömeroğlu, binayı yıkıyor.
Bina el değiştiriyor.
‘Mirkar Makine’ levhası kalıyor.
İçeride parfüm dolumu ve imalatı başlıyor.
Belediye, hangi menfaattendir kaynaklanıyor bilinmez, kaçak binaya da içindeki kaçak üretime de göz yumuyor.
Parfümden daha ucuz, daha değersiz…
Dilovası’nda altı kadın işçinin ölümüyle sonuçlanan bu faciaya iş kazası adını mı vereceğiz?
“Fıtratında var” demekle yetinecek miyiz?
İş cinayetini kazadan ayıran ölçüt, ‘öngörülebilir ve önlenebilir’ olmasıdır.
Dilovası, öngörülebilir ve önlenebilir olduğu için iş cinayetidir.
Altı kadın işçinin hayatı ve canı, doldurup kutuladıkları parfümlerden bile daha değersiz ve daha ucuz görüldüğü için iş güvenlik önlemi alınmadan sigortasız çalıştırıldılar.
AK Parti, onlara sırtını döndü
Dünden beri altı kadın işçinin öykülerini okuyor, fotoğraflarına bakıyorum.
Üç çocuk annesi Esma Dikan’ın eşi Aytekin, Evrensel gazetesi muhabiri İzel Gözde Meydan’a şunları söylemiş:
“Şikayet ettim, kimse bir şey yapmadı. Çalışanlara da söyledim. ‘Yangın merdiveni yok’ dedim. ‘Yanıcı madde’ dedim. Burada 7-8 kişinin sigortası var, gerisinin yok. İki ay önce bir gün ‘İşe gitme artık’ dedim. Kapıya geldiler. ‘Senin eşin iyi çalışıyor, bize lazım, sigortasını yapacağız’ dediler. Bir türlü yapmadılar. 20 bin lira kira veriyorum. Üç çocuğum var. Asgari ücretle çalışıyorum. Bu durumda olmasam eşimin burada çalışmasına izin vermezdim. Geçim derdinden…”
İşçilerin hepsi başörtülü.
İsimleri kimliklerini gösteriyor:
Hanım, Şengül, Esma, Tuğba, Nisa, Cansu…
Anadolu’dan, Karadeniz’den Kocaeli’ye göçmüş muhafazakar aileler.
AK Parti’ye oy vermiş olmaları yüksek bir ihtimal.
Buna karşılık, kaçak binayı yıkmayan belediyeyi yıllardır AK Parti yönetiyor.
Dün aradığım Başkan Ramazan Ömeroğlu, taziyede olduğunu kaydederek, bir saat sonra aramanı istedi. Ancak gün boyu defalarca aradığım halde açmadı.
Sorarım size…
Ömeroğlu, CHP’li olsaydı, kapıları kırılarak gözaltına alınmaz mıydı?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca facia sonrası açığa alınan İŞKUR İl Müdürü Ulvi Yılmaz, AK Parti Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz’ın amcasının oğlu ve Akit yazarı Şevki Yılmaz’ın yeğeni…
Dilovası faciası AK Parti’nin, 23 yıldır oyunu aldığı dargelirli milyonlara ve bilhassa yoksul muhafazakarlara sırtını döndüğünün resmidir.